Rahmi ÖZYAZGAN / HHA İstihbarat Şefi
Yozgat'la tanışıklığım, rahmetli babamın TMO mensubu olarak tayinle geldiği Yerköy dolayısıyla 1959 yılında başlar.
Osman Hakan Kiracı ve Yozgat Gazetesiyle ise Hürriyet Haber Ajansı Ankara ve İç Anadolu Bölge istihbarat şefliği görevine başladığım 1982 yılına rastlar.
Bu görevim sırasında Yozgat ve ilçelerini sık aralıklarla ziyaret ettim. Başta Osman Hakan Kiracı olmak üzere, taşra adı verilen ama, Türkiye mozaiğinin temelini oluşturan vatan toprakları üzerinde, gerçekten özveriyle çalışan çok sayıda gazeteci-dost, arkadaş edindim.
Günümüz medyasının şimdiki olanaklarına göre geçmişte çok zor ve ilkel şartlarda, haber üretmeye çalışan bu arkadaşlarımızı onur duyarak yad ediyorum.
İstanbul basınına göre; İstanbul dışında kalan her yer taşradır. Hatta Ankara bile, bu konumdan kurtulamamıştır, İstanbul'un gözünde..
Taşrada gazeteci olmak çok zordur. İstanbul'lu gazeteci suyun başında, mutfağın içinde olmanın avantajını maharetle kullanır. Ankaralı gazeteci ise Devlet otoritesini elinde bulunduran güçlere yakın olmanın kolaylığı ve rahatlığı içinde çalışır.
Taşrada ise gazeteci genelde maddi olanaksızlık, özelde, haber kaynağı durumundaki mülki, adli, askeri ve hatta siyasi yöneticilerin görüş ve düşünüşlerine göre yönlendirmek istenir.
Gazeteci olan biteni, tarafsız bir gözle topluma aktarmakla yükümlü iken, çoğu kez üstlerine "Garnizonda vukuat var" tekmili vermek için çabalayan yöneticilerin sürekli hedefidirler.
Bu durum; herşeyi toz pembe göstermeye çalışan idarecilerin çoğunlukla taşralı gazetecileri, çalışırken sıkıntıya, hatta baskı altına almak çabalarına yol açar.
Bir örnek vermek istiyorum; 1984 veya 1985 yılıydı. Yozgat'tan Osman Hakan Kiracı'nın gözaltına alındığı ve mahkemeye sevkedileceği haberi geldi.
Derhal ben, Oktay Eskici ve Hürriyet Haber Ajansı Ankara muhabirlerinden Ayhan Aydemir Yozgat'a hareket ettik.
Yozgat'a gelince meselenin aslı ortaya çıktı. O da şuydu; Sağlık Kolejinden bir kız öğrenci hamile kalmış, çocuğunu okulda doğurmuş...
Osman Hakan Kiracı bu adli olayı haber olarak Ankara merkeze geçince de, olanlar olmuş.
12 Eylül yönetimince Yozgat'a vali olarak atanan emekli general, küplere binmiş ve Osman Hakan Kiracı'nın derhal gözaltına alınmasını buyurmuş.
Gördüğümüz gibi, Ankara veya İstanbul'da olsa, sıradan bir haber olarak gazetelerde yer alan haber, olay Yozgat'ta olduğu için yer yerinden oynuyormuş.
Sonuçta, Osman Hakan Kiracı serbest bırakıldı ama uzun bir dönem çok sıkıntılar yaşadığını biliyorum.
Vurgulamak istediğim, taşrada muhabirliğin ne kadar zahmetli bir iş olduğu idi.
Ama gururla söyleyebilirim ki, taşrada pek çok gazeteci arkadaşım, bu netameli işin altından yüz akıyla çıkabiliyor.
Bunun en güzel örneklerinden biri de, Osman Hakan Kiracı.
30 yılı aşkın bir süre fiilen gazetecilik ve 30 yaşına giren bir gazeteyi yayında tutmak gerçekten her babayiğidin yapacağı bir iş değil.
Bana bu gerçekten keyif veren anıları anımsatma olanağı sağlayan Osman Hakan Kiracı'ya, en içten, bir 30 yıl daha meslek hayatı ve ömür boyu sağlık, mutluluk diliyorum. // 01.03.2003