Sezai BAYAR / Tempo Dergisi Ankara Haber Müdürü
“Zor zenaat” denilen gazetecilik mesleğinde uzun süre ayakta kalmak zor.
Gazete sahibi olarak yıllarca yayını sürdürebilir kılmak ise daha zor.
Hele hele, yerel bir gazetenin sahibi olarak gazetecilik yapmak hepsinden meşakkatli.
Tam 40 yıldır tanıdığım Osman Hakan Kiracı, tüm zorları alt etmesini bilen bir kimlik ve kişiliğe sahip bir meslektaşımız.
Tam da 40 yıldır Yozgat Gazetesi’ni çıkartıyor. Hem sahibi, hem yazarı ve hem de muhabiri…
Yaklaşık 20 yıl Hürriyet gibi bir gazetenin Yozgat Temsilciliğini yapmak da cabası. Kiracı’nın Ulusal gazetecilerden ayrılan yanı ise odasına sığdırmakta zorluk çektiği ödüllerin çokluğu…
Anadolu’nun tam da göbeğinde, Yozgat’ta yerel bir gazetede yayınlanan haberlerden aldığı ödüllere doymayan bir gazeteci olmak ayrıcalıklı yapıyor Osman Hakan Kiracı’yı.
Fazlasını hak ediyor dersem yanlış yapmam sanırım.
Dahası bütün ekonomik sıkıntılara, baskı ve dayatmalara rağmen gazetesini bugünlere getirmeyi başarmış bir “inatçı illüzyonist” sıfatını da hak eden bir gazeteci.
Yozgat Gazetesinin 30. yaş gününde yazdığım yazıda, gazetecilik ve saygınlık üzerinde durmuşum.
35’inci yıl için yazdığım yazıyı ise gazeteci ve gazete sahipleri üzerinde kurulmaya çalışılan baskı ve baskılar konusuna ayırmışım.
Yani tüm baskı ve sindirme çabalarına rağmen; doğrulardan sapmadan, boyun eğmeden ve bükülmeden ayakta kalmanın ne demek olduğunu anlatmaya çalışmışım.
Bükülmemiş bir Kiracı’yı anlatmışım.
39 yılı geride bırakmak…
40 yıl ayakta kalmak.
Açıkçası ünlü ozanımız Âşık Veysel’in dilimizden düşürmediğimiz türkünün dizelerine uygun biçimde yayın hayatını sürdüren Kiracı’nın, meslek serüveni de “ince ve uzun bir yol” olarak bugünlere uzanıyor.
Ve 40. yıla gelmesine rağmen dur durak bilmeden yola devam diyor.
Meşakkatli, özverili, sabırlı bir gazetecilik yaşamına ara vermek niyetini aklının ucuna dahi getirmiyor… İyi de ediyor.
“Neden 50. Yılı kutlamayalım ki?” diye içinden geçirdiğini duyar gibiyim Kiracı’nın…
Neden olmasın ki? // 05.03.2013