Haluk ŞAHİN / Radikal Gazetesi Yazarı - Kanal D Arena Programı Koordinatörü

       Yozgat Gazetesi'nin 35. yaşına girişinde de bir kutlama yazısı yazmış, “Yozgat böyle bir gazeteye sahip olduğu için daha yaşanmaya değer bir yer” demiştim. Şimdi 40. yaşına ulaşması nedeniyle gazetenin kaptanı O. Hakan Kiracı'nın katlamalı bir kutlamayı hak ettiğini düşünüyorum.

       Çünkü medyanın ve Türkiye'nin fırtınalı denizlerden geçtiği şu dönemde böyle bir gazeteyi ayakta tutmak ve geliştirmeye devam etmek sanıldığından da zor bir şey. Bu evrede, son beş yılda, Babıali dediğimiz İstanbul basının başından geçenlere bakınız. Yelken direklerinin kırıldığını, suların bordaları aştığını, geminin su aldığını göreceksiniz. Eski Babıali yok artık. 

       Bunun bir nedeni, tüm dünyayı etkileyen teknolojik değişim kuşkusuz. Medyanın dijital teknolojiye hicreti artık yerleşmeyle sonuçlandı. Beş yıl önce “İstikbal dijitaldedir” diyorduk, şimdi “Yarın artık bugündür” diyoruz. 

       Gutenberg’in matbaasının etkilerinden geri kalmayan bu büyük değişim eski sınırları değiştirdiği gibi kimi kavramları da anlamsızlaştırdı. Ya da farklı anlamlar yükledi: Örneğin “yerel” basın kavramı.

       Ben hem bir gazeteci, hem de bir akademisyen olarak uzun yıllar yerel gazete, dergi ve radyolardan oluşan yerel basının toplumsal gelişme ve demokratikleşme açısından önemine ilişkin yazılar yazdım, konuşmalar yaptım. Bir yörenin kendi gazetesine sahip olması, kendi haberlerini araştırıp çıkarması ve kendi sorunlarını tartışması gerçekten büyük önem taşıyordu. Gelişmiş ülkelerde yerel basının yaptıkları savımızın kanıtıydı.

       Artık iletişimde ağırlık dijitale kaydığına göre bu işlevler nasıl gerçekleşecek? 

       İnternetli bir dönemde “yerel”lik bir coğrafi kavram olmaktan çıkmış bulunuyor. Bu bir yandan müthiş bir olanak. Haberlerinin konu olarak odaklaştığı yer açısından yerel diyebileceğimiz bir “gazete” artık mekân ve mesafe tanımıyor. ” Yozgat'ı okumak için artık Yozgat'ta olmaya gerek yok, Amerika'nın 10 saat dilimi ötedeki Seattle kentinde de olabilirsiniz. Yeter ki kalbiniz Yozgat'ta olsun, Yozgat'ta olup bitenleri hala merak etmeye devam edin. 

       Şöyle de diyebiliriz: Yozgat'ın kendisi artık yerel olmaktan çıktı! O artık dünyanın neresinde olursa olsun herkes tarafından izlenebilir. Sorunları tartışılabilir.

       Bir bakıma artık hepimiz Yozgatlıyız!

       Yozgat gazetesi yayınlanmaya başlandığında, yani 40 yıl önce, rüyalarımızda girse inanmayacağımız bu “evrenselleşme” her şeyi yeniden düşünmemizi zorunlu kılıyor. Her şeyi.

       Eskiden gazeteyi fiziken okura ulaştırmak, yani dağıtım en büyük sorunlardan birini oluşturuyordu. Şimdi öyle bir sorun yok, şimdi, en kolay şey dağıtım. Bu gerçek bir devrimdir?

       Peki, neyi dağıtacaksınız? İçerik nereden gelecek? O da kolay diyemeyiz. Çünkü içerik hala zaman ve mekân sınırlamalarına bağlı insanlar tarafından üretiliyor. Haber üretmek hala zaman, para ve dikkat gerektiriyor. Bazı iletişim kolaylıklarına rağmen, haber hala büyük emek istiyor. Ve tabii finansal güç ve destek!

       İşte bu noktada eski ile yeni buluşuyor. Yerel gazeteleri finanse etmek eskiden de zordu, şimdi de zor. Reklam pastasının küçüklüğü bir engeldi. Gene öyle. Siyasal, ideolojik bölünme ve kayırmalar bir başka engeldi. Şimdi belki daha kötü. Dijital devrime rağmen pek çok yerel gazete bu yüzden sıkıntılar içinde kıvranıyor. 

       Ama Yozgat ayakta. Şu zor zamanda gösterdiği direnç ve dönüşümle doktora tezi konusu olmayı hak etmiş bir gazetedir Yozgat. O. Hakan Kiracı'yı gazetenin 40. yılında katlamalı kutluyorum!   // 05.03.2013