Önce 1962-1964 yılları arası Çanakkale Lisesinde okurken, daha sonraki yıllarda da üniversite talebesiyken her 18 Martlarda Çanakkale zaferini büyük bir heyecanla kutlamıştık. Şimdi anılarımızda kaldı.
Üniversite yıllarımızda Yüksek Tahsil Gençliği olarak bir 18 Mart kutlaması için Çanakkaleye gidişimizi hem bir daha hatırlamak hem de gelecek nesillere bir belge olması dileği ile arz ediyorum.
Değerli okurlar, bizim üniversite öğrencisi olduğumuz 1960 lı yılların ikinci yarısı ve ondan öncesinde, 18 Mart kutlamalarında üniversite gençliğini genel olarak yükseköğretim kurumlarındaki öğrenci örgütlerinin üst kuruluşu olan sol görüşlü Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) temsil ederdi.
17 Mayıs 1948de İstanbul Üniversitesi Talebe Birliği (İÜTB) ile İstanbul Teknik Üniversitesi Talebe Birliğinin (İTÜTB) birleşmesiyle kurulmuştu. Tüzüğünde amacını gençliği yurtiçinde ve yurtdışında temsil etmek, milli meseleler üzerinde hassas ve uyanık bulunmak ve Atatürk inkılâplarını korumak biçiminde tanımlayan TMTF, 20 Eylül 1948de Bakanlar Kurulu kararıyla milli sıfatını kullanmaya hak azandı.
Örgüte fakülte ve yüksekokullardaki öğrenci cemiyetlerinin üst kuruluşları olan birlikler üye olabiliyordu. 1949da Ankara, İstanbul ve İzmirdeki bütün üniversite ve yüksekokul öğrenci birlikleri örgüte üye oldular. Ardından, Lozan Türk Talebe Cemiyeti de TMTFye katıldı.
Başlangıçta daha çok öğrenci gençlik arasında milli şuuru sağlamlaştırma ya yönelik çalışmalarda bulunan TMTF, 1948-49 arasında Anadoluyu Fiilen ve Fikren Kalkındırma ve Cehaletle Mücadele adlı kampanyalar, Komünizmi Telin mitingleri ve bir dizi kapalı salon toplantıları düzenledi; ayrıca öğrencilerin özlük haklarına ilişkin etkinliklerde bulundu. 1950den sonra Demokrat Parti (DP) iktidarının Atatürkçülük ve dinsel konularda izlediği politikalara tepki gösteren TMTF Ataya Bağlılık miting ve toplantıları düzenledi. 1954ten sonra da Kıbrıs sorununa ağırlık verdi, bu konuda yurt çapında düzenlenen mitinglerin örgütlenmesinde etkili oldu.
Demokrat Parti iktidarına karşı federasyona bağlı birlik ve cemiyetlerin de etkin olarak katıldığı Nisan-Mayıs 1960taki öğrenci olaylarının ardından gerçekleşen 27 Mayıs 1960 hareketinden sonra TMTF, özellikle öğrenci gençliği temsil eden en büyük kuruluş durumuna geldi.
İşte kalbi vatan sevgisi ile çarpan bu milliyetçi ve idealist gençler her 18 Martta kiralanan bir gemi ile (ki bu ya Ayvalık ya da Gemlik isimli ikiz iki gemiden birisi ile olurdu) 17 Mart akşamüzeri İstanbuldan hareket ederek sabah saat 05.00 sularında Çanakkale Nara Burnu önlerine gelinirdi. Burada yol kesip adeta durmaya yakın bir hızla seyreden geminin buz gibi güvertesinde deniz şehitlerimiz için tören yapılır, onların anısına denize çelenk bırakılıp saygı duruşunda bulunulurdu. Bir taraftan sabahın bu erken saatinde içimize işleyen rutubetli soğuk hava bir taraftan yaşadığımız duygusal anlar ile içimiz titrerdi. Tören bittikten sonra da yine ağır yolla Çanakkale İskelesine gelinir, resmigeçide iştirak edilirdi. Cumhuriyet meydanındaki törenden sonra hazır edilen otobüslerle zaten her yanı şehit mezarı olan bu topraklarda sembolik olarak Hasan Mevsuf Şehitliği ziyaret edilirdi. Burada şehitlerimizin ruhlarına Fatiha okunup bağışlandıktan sonra Kepez civarındaki boğaza hâkim siperler gezilip muharebeler hakkında bilgi alışverişi yapıldıktan sonra tekrar Çanakkaleye dönülür, Belediye sinemasında Çanakkale halkına müzik ve folklor gösterileri sunulur, akşamüzeri aynı gemi ile İstanbula müteveccihen yola çıkılırdı.
1967 yılında Ayvalık gemisi ile yaptığımız gidişimizde gemide asayişi sağlama görevi bana da verilmişti. Bu görev için kolumuza kırmızı zemin üzerine beyaz işlemeli TMTF pazubantı takılmıştı. Bu pazubantı büyük bir hatıra olarak saklıyordum. 1980 darbesi olunca Nazım Hikmetin şiirlerini okuduğu ses kaseti ile bu pazubantıda çatıda kiremitlerin arasına saklamıştım. Birkaç yıl sonra aradım ama bulamadım. Sanırım fırtınalı bir hava da uçup gitmişler. Çok üzülmüştüm.
1960 ların sonlarında Süleyman Demirelin ve onun emri ile Sümerbankın mali himayesine alınan sağ görüşlü Milli Türk Talebe Birliği de aynı gemiye alındılar. Bu gidiş son gidiş oldu. Bir daha gemi verilmedi. TMTF nin tuttuğu otobüsler ile gittik ama gemi ile gidişlerimizin tadı zevki olmadı. Gemi ile giderken prova yapma şansımız da oluyordu.
Çanakkale Lisesinde okuduğumuz yıllarda, üniversite gençliği gidince bizde o gece karınca kararınca Halk Eğitim salonunda konser veriyor, kısa kahramanlık piyesleri ve canlı tablolar yapıyorduk. Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa kahramanlık türküsü ile açılışı yapıyor Çanakkale Türkülerinden bir demet ile bitiriyorduk. Her program sonrası Lise müdürümüz Kenan Pakel Bey bizi kutlar motive ederdi. Bir 18 Mart gecesinden sonra ertesi günü tarih dersinden sözlü imtihan yapmak isteyen Ramses lakaplı tarih hocamız rahmetli Sebahattin Bey, benim numaramı okuyunca Ha sen akşam konserdeydin diyerek beni mazur görmüştü. Benden sonra tesadüfen yine bağlama çalan arkadaşım rahmetli Erdoğan Sezginin numarasını okumuş onun da Hocam bende koroda bağlama çalıyordum ifadesi üzerine onu da oturtmuştu. Ondan sonra numarasını okudukları kız ve erkek arkadaşlarımız Hocam bizde korodaydık deyince Dün gece milli hislerim kabardı deyip sözlü imtihan yapmaktan vazgeçmişti.
23.03.2017
23.03.2017
OKUR YORUMLARI
Mustafa Topaloğlu
31.03.2017 00:24:00
İki fotoğraf var Abdülkadir Bey'in 18 Mart başlıklı anlatısında. İlk karede,Çanakkale yolunda Yüksek Tahsil Gençliği.TMTF (Türkiye Milli Talebe Federasyonu'nu temsilen 18 Mart 1915 Zaferi'ni kutlamaya gidiyor Ayvalık gemisiyle. Şenlik şamata.Sazlar çalınıp türküler söyleniyor.Yüzler gülüyor. Herkes pürneşe.Ah gençlik! Yıl 1967.
İkinci karenin kayıt tarihi 1963. Bir halk müziği korosu.Liseliler.Saz heyeti üç bağlama, bir kaşık, bir ritim(darbuka). Baş bağlamada sevgili dost Abdulkadir Çapanoğlu.Koro 6 kız, 3 erkekten oluşmuş. Bir de koro şefi var.Saz ekibi öylesine çalınan esere yoğunlaşmış ki koro şefine bakan yok. Halbuki koroda koro şefiyle göz temasını hiç kesmemek lazım. Baş bağlamanın dikkatini çekerim. Koristlerin bir gözü,bir veya iki korist hariç, koro şefinde. Hah böyle olmalı işte.
Sevgili dostum. Hoşgörünüze sığınarak latife ettim.Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer. Ne güzel bir paylaşımdır bu.Ben de lisede, eğitim enstitüsünde korolara katıldım.Tesmillerde bulundum.Bir an o günlere akıp gittim. Ah, ah! O günler gitti gelmez bir daha.
Sizi muhabbetle selamlıyorum.
Mustafa Topaloğlu
31.03.2017 00:24:00İki fotoğraf var Abdülkadir Bey'in 18 Mart başlıklı anlatısında. İlk karede,Çanakkale yolunda Yüksek Tahsil Gençliği.TMTF (Türkiye Milli Talebe Federasyonu'nu temsilen 18 Mart 1915 Zaferi'ni kutlamaya gidiyor Ayvalık gemisiyle. Şenlik şamata.Sazlar çalınıp türküler söyleniyor.Yüzler gülüyor. Herkes pürneşe.Ah gençlik! Yıl 1967.
İkinci karenin kayıt tarihi 1963. Bir halk müziği korosu.Liseliler.Saz heyeti üç bağlama, bir kaşık, bir ritim(darbuka). Baş bağlamada sevgili dost Abdulkadir Çapanoğlu.Koro 6 kız, 3 erkekten oluşmuş. Bir de koro şefi var.Saz ekibi öylesine çalınan esere yoğunlaşmış ki koro şefine bakan yok. Halbuki koroda koro şefiyle göz temasını hiç kesmemek lazım. Baş bağlamanın dikkatini çekerim. Koristlerin bir gözü,bir veya iki korist hariç, koro şefinde. Hah böyle olmalı işte.
Sevgili dostum. Hoşgörünüze sığınarak latife ettim.Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer. Ne güzel bir paylaşımdır bu.Ben de lisede, eğitim enstitüsünde korolara katıldım.Tesmillerde bulundum.Bir an o günlere akıp gittim. Ah, ah! O günler gitti gelmez bir daha.
Sizi muhabbetle selamlıyorum.