Bugün benim doğum günüm 29 Ekim. Cennetmekan babam Milli Emniyet’te yedek subaylığını yaparken İkinci dünya savaşı bitmiş ben doğmuşum 1945 yılında. Cumhuriyet bayramı sabahı dünyaya geldiğim için dedem ismi Cumhur da olsun demiş ama ismim ve soyadım zaten uzun olduğu için yazdırmaktan vazgeçmişler. Rahmetli babaannem sevgiyle baktığında Cumhurum benim derdi. Kültürlü bir İstanbul hanımefendisiydi üvey babaannem. Ve en çok beni severdi torunları arasında.

Hani bir şarkı var bilirsiniz sanatçı Teoman yapmıştı ismi paramparça. En güzelde rahmetli Müslüm Gürses okumuştu “Bugün benim doğum günüm, babamın öldüğü yaştayım ”der. Ama ben babamın öldüğü yaşta değilim. Benim babam 47 yaşında öldü, ben 74 ü buldum çok şükür. Rakamlar yer değiştirmiş. Lise talebesiydim. Cemal Süreyya üstat “Sizin hiç babanız öldü mü? Benim bir kere öldü kör oldum” diyor. Bizde üç kardeş öyle olmuştuk ki kız kardeşim daha üç yaşındaydı. Beş yaşındayken kaybettiği annesinin ismini koymuştu üzerine titrediği kızına. Bkz. http://www.yozgatgazetesi.com/yazarlar.asp?yazar=37&yazi=1522

Kız kardeşimiz benden 16 yaş küçük. İlkokula başladığında okul çok yakınımızda öğretmeni komşumuzdu. Okula birlikte gider gelirlerdi. Babaları tarafından okuldan alınan sınıf arkadaşlarına imrenen kardeşim bir gün anneme şöyle söylemişti; “Ben de büyük ağabeyime baba diyebilir miyim?”

Her ölüm erkendir derler, dedelerimde erken ölmüşlerdi. Biri 62 öbürü 63 yaşında. Biri ben dört yaşımdaymışım hiç hatırlamıyorum. Öbüründe ortaokul talebesiydim yazdan yaza görebilirdim ancak.

Ben dört yaşımdayken öle n dedem Muhlis Bey, Çapanoğulları hadisesinin kurbanlarından. Hain Çerkez Etemin yıkıp yaktığı soyup soğana çevirdiği Yozgat’ta elde kalanlarla müteahhitlik yaparak ailesini geçindirmeye çalışıyor. Yozgat’ın canlı tarihi 2017 yılında yitirdiğimiz rahmetli Yılmaz Göksoy hocam “Muhlis Bey, hem Çapanoğullarının hem de tüm Yozgat’ın hamisiydi” diye anlatırdı.

O’nun 1949 yılında ani ölümüyle, Yozgat milletvekili ve Milli Eğitim Bakanı Atıf Benderlioğlu’nun tavassutu ile İş Bankasına memur olmak zorunda kalır babacığım.

Memuriyeti dolayısıyla ve üçotuz para maaş ile o şehirden bu şehire ömrümüz taşrada geçti. Çok şehir, çok okul değiştirdik. Ben çok iş değiştirdim. Türkiye’nin büyük şirketlerinde yöneticilik yaptım. 12 Eylül askeri darbesinde gözaltına bile alındım. Hepimizin hayatı bir roman değil mi?

Yukarda bahsettiğim gibi cennetmekân babamı da 47 yaşında kaybedince nasıl olsa yüksek tahsil için o şehre gideceğiz diyerek 1964 yılında İstanbul’a geldik. O gün bu gündür buradayız. Ben çalışarak okudum. Kardeşlerim de okudular. Erkek kardeşim önemli bir kamu kuruluşunda yüksek mevkideydi, genel müdür olacaktı rahatsızlandı emekli oldu. 51 yaşında bu dünyaya veda etti. Babamdan dört yıl fazla yaşadı. Emekli olalı birkaç ay olmuştu birlikte gezip dolaşacaktık. Arabalarımıza telsiz bile koymuştuk.

1975 yılında evlendim. 1980 yılında kayınpederim aniden ortaya çıkan kanserden birkaç gün içinde vefat etti. Aldığı dairenin peşinatının yarısından fazlasını biz ödemiştik. Ölümü ile geride kalan taksitlerini de kayınvalidem ve kayınbiraderim çocuklarıyla otursunlar diye yine biz ödedik. Yani o cenahtan da bir fayda göremedim.

Eşim, çok tutumlu bir insan olduğu için birlikte çalışarak hep tasarruf ettik hep taksit ödedik. Birkaç gayrimenkulümüz ve hep iyi arabalarımız oldu.

Uzatmmıyayım, biriktirdiğim anılarımı zaman zaman köşemde yayınlıyorum. Hoş olanları var, olmayanları var. Aklıma geldi bir Yozgat deyimi vardı “Vefasız dünyaya çaldım çamuru, yağdı yağmur da emeklerim zayoldu” der. Yok, öyle olmadı. Yani demem o ki bu vefasız dünyada ömrümü yele, sele vermeden kurda kuşa yem etmeden, aileme ve çevreme faydalı bir insan olmayı düstur edinerek yüce Atatürk’e onun ilke ve inkılaplarına, laik cumhuriyete ve demokrasiye sonuna kadar bağlı olarak hayatımı dolu dolu yaşadım ama paramparça.

29.10.2018
OKUR YORUMLARI
ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
04.11.2018 21:28:00

Sayın Kadriye Şahin Hanımefendi, yazılarınız gibi yorumlarınız da edebi bir değer taşıyor. Antalya Seyahatnamesi yazımı tüm detaylarına kadar o kadar güzel anlatmışsınız ki ben de sizin yorumunuzu okuyunca fark ettim. Çok teşekkür ediyorum, eşimde size selam ve hürmetlerini iletiyor.

Değerli Yasin Ali Er Hocam yorumunuzdaki benim ile ilgili güzel duygularınız için çok teşekkür ederim, teveccühünüz. Dostluğunuzdan şeref duyuyorum. Sağ olun.

Değerli Muhsin Hocam, buyurduğunuz gibi Atatürkçüyüz, Cumhuriyetçiğiz, laik ve çağdaşız sonuna kadar da öyle olacağız. Allah bu millete zeval vermesin. Güzel dilekleriniz için de teşekkür ederim. Sağ olun.

Muhsin Köktürk
31.10.2018 12:04:00

Ne mutlu böyle bir günde doğduğunuz için. Size nice mutlu yıllar diliyorum. Ülkemizin sizin gibi Atatürkçü, cumhuriyetçi, çağdaş kalemlere gereksinimi var.
Saygılarımla.

Yasin Ali ER
30.10.2018 12:53:00

Sayın Abdülkadir Çapanoğlu Üstadım!
Doğum gününüzün Cumhuriyet Bayramı sabahına tevafuk edişi, sosyal paylaşım sitesinde de dikkatimi çekmişti.
Hayırlı bir günde hayırlı bir insanın doğuşu bizim de şansımız olmalı ki, sizi tanımak ve yazılarınızı okuyarak, birikiminizden istifade etmemiz mümkün oluyor.
Doğum gününüzü tekrar kutluyor, aileden ahirete göçenlere rahmet, size ve sevdiklerinize sağlıklı ömürler diliyorum.
İyi ki doğmuşsunuz güzel ADAM...

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ