A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

​ADALET ŞEHİDİ MUSTAFA FEVZİ EFENDİ

Değerli okurlar bu yazımda Beyrut Kadısı Mustafa Fevzi Efendinin hazin hikâyesini anlatacağım. 
Kadı Mustafa Fevzi Efendi beşinci kuşak Çapanzade (Çapanoğlu) Münire Hanımın oğludur.  
Münire Hanım da vezir Çapanoğlu Mehmet Celalettin paşanın oğlu Hasan Bey'in kızı ve Osmanlının en büyük ayanı Çapanoğlu Süleyman Bey'in dördüncü kuşak torunu olur.  
 
1883 yılında Denizli’nin ilk valisi olup 1884-85 yıllarında da Erzurum valiliği yapan Hasan Hayri Paşa ile evlendirilmiştir.  Kızları Kadriye Elmas Hanım, bahis konumuz Beyrut Kadısı Mustafa Fevzi Efendinin eşi oluyor. 
 
Mustafa Fevzi Efendi çok dürüst, sözüne güvenilir, mümtaz bir şahsiyet olarak nam yapmıştır. Saray tarafından da çok takdir edilen bir şahsiyet olup buradaki görevi bittikten sonra sarayda bir göreve tayin edileceğine mutlak gözle bakılmaktadır. 
Beyrut'taki görevi sırasında önüne bir iddianame gelir. Çok güzel bir genç kız bir cinayete kurban gitmiştir. Cinayeti işlediğine kanaat getirilen genç katil olmakla suçlanıp yapılan yargılama sonunda hapse mahkûm edilir hapishaneye konulur.
Bu olaydan bir süre sonra Mustafa Fevzi Efendi rüyasında genç kızın başka birisi tarafından öldürüldüğünü görür.  Gördüğü rüyadan bir hayli etkilenir,  tutulan kayıtları tekrar incelemeye ve olayı yeniden araştırmaya başlar. Olay hakkında bilgisi olabilecek kişileri buldurur tekrar sorgular. Sonunda kızı öldüreninin hapiste yatan genç olmadığına kanat getirince araştırmalarını daha da derinleştirir. 
Ve bingo (! ) Asıl katilin Beyrut'un köklü, çok varlıklı ve hatırı sayılır bir ailesinin oğlu olduğu gerçeğine ulaşır.
 Bu gencin de genç kıza âşık olduğunu evlenmek istediğini,  kızın başka bir genci sevdiğini öğrenince kıskançlık krizi ile kızı öldürdüğünü ortaya çıkarıp genci tutuklar. Tutuklu genci de serbest bıraktırır.
 Varlıklı aile tek erkek evlatlarını kurtarmak için araya hatırı sayılan aileleri koysalar da Mustafa Fevzi Efendiye ulaşmaları mümkün olamaz. Suçsuz bir genci belki de idama mahkûm edebilecek yanlış bir karar vermenin üzüntüsü ve kızgınlığı ile aracıları huzuruna kabul etmez,  gelenleri kovar.  Çocuğun ailesi bunun üzerine her şeyi göze alıp bir sandık dolusu mücevheri arabaya koyar güvendikleri bir hizmetkârları ile Mustafa Fevzi Efendinin evine gönderirler.
Mustafa Fevzi Efendinin eş i Kadriye Elmas Hanım evdeki hizmetkârlardan birisini eşine göndererek ne yapması gerektiğini sordururur. O da hemen evine gelir ve sandığı getiren kişiye hiddetle "bu nasıl bir cesaret efendi, bunu hemen buradan kaldır ve nereden aldıysan oraya götür" deyip sandığı geri gönderir. Sonraki günlerden birisinde her zaman yemek yediği Beyrut'un ünlü lokantasında öğle yemeğini yedikten bir süre sonra rahatsızlanır.  Evine döner  ve ağzından köpükler çıkararak vefat eder.  Adalet şehidi olarak kayıtlara geçirilir. 
Bu olaydan sonra Kadriye Elmas Hanım çocukları Ahmet Şerif Bey (Çapanoğlu) ve Seniye Hanımı alıp Yozgat'a gelir babası Hasan Hayri Paşanın konağına yerleşirler. 
Ahmet Şerif Çapan ve kardeşi Seniye Hanım burada eğitimlerinden sorumlu lalalın eşliğinde okula başlarlar. Ahmet Şerif Bey orta tahsilini tamamladıktan sonra Paris deki Sorbon Üniversitesine tahsile gönderilir.  Burada ziraat mühendisliği okur. Daha sonra Avusturya ve Macaristan da ki üniversitelerde de ziraat tahsili yapar, bu üniversitelerden de diplomalar alır. Bu tahsili sırasında beş lisan öğrenir. Atatürk'ün katıldığı bir ziraat toplantısında bilgisi ile Atatürk'ün dikkatini çeker.  Yozgatlı Çapanoğullarından olduğunu söyleyince Atatürk daha ilgi gösterir ve onu Ziraat Baş Müfettişliğine tayin eder. Müfettişliği sırasında dolaştığı yerlerde bilgisi ile ve bilhassa ziraat tekniklerinin geliştirilmesi konusunda katkı sağlar.  Atatürk'ten sonra İsmet Paşanın Cumhurbaşkanlığı döneminde uzun yıllar bu görevde kalır. 
Ahmet Şerif Bey'in kız kardeşi Seniye Hanımın 24 Temmuz 1923 doğumlu torunları Sulhi Dişlioğlu ise 1941 yılında Saint Joseph Fransız Lisesi'ni bitirir.  1945 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinden mezun olur. Bir yıl sonra 1946 yılında Dışişleri Bakanlığı'na girerek çeşitli görevler üstlenir. 1969-1972 yılları arasında Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'ın özel kalem müdürlüğünü, 1972-1978 yıllarında Belçika ve 1982-1988 yıllarında Vatikan Büyükelçimiz olarak ülkemizi temsil eder.  Bu gün 101 yaşındadır. Bir başka torunu Funda Çapanoğlu Özdemir halen Yozgat Bozok Üniversitesinde Dr. Öğr. Üyesi olarak görev yapmaktadır. 
Cumhuriyet dönemi Dışişleri Bakanlığımız nezdinde değişik ülkelerde Büyükelçilik yapmış diğer Çapanoğlu kökenli Büyükelçilerimiz de şunlardır. 
 
1-Nazif Cuhruk (büyük kuzenim)
2-İldeniz Divanlıoğlu (kuzenim) 
3-Kadriye Şanıvar Olgun (Çapanoğlu akrabam)
4-İsmail Alper Coşkun (Çapanoğlu akrabam)
5-Mehmet Kemal Bozay (Çapanoğlu akrabam) 
6-Kerem Divanlıoğlu (kuzenim)
7-Rakibe Demet Şekercioğlu (kuzinim) 
Hamiş: Başka bir şehidimizde babaannem Esma Hanımın babası önce Yozgat Efkaf müdürü daha sonra son Meclisi-i Mebusan üyesi Hayrullah Efendidir. Meclis fesh edilince Hicazdaki kutsal emanetlerin muhafazası için Cidde Vakıflar Müdürlüğüne tayin edilen Hayrullah Efendi, orada hırsızlık yapmak isteyen hain Araplar tarafından öldürülür. Allahın rahmeti üzerlerine olsun.
OKUR YORUMLARI
Yasin Ali Er
30.05.2024 11:32:44

Asâletine yakışır bir adâlet anlayışını uygulamak istediği için alçakça şehid edilen Mustafa Fevzi Efendi ve Âhirete göçen tüm ceddinize Allah'ın rahmetini dilerim. Ruhları şâd, mekânları cennet olsun inşallah! Tarihe not düştüğünü bu İbret vesikası için de teşekkür ederim üstadım! Allah size sağlıklı ömürler versin.

Ali
30.05.2024 11:09:29

Çok güzel adalet bu

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ