A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

ANILAR, ANILAR (1)

Önce şu bizim eski Yozgat’tan bir anı ile başlayalım. Eski büyükler anlatırlardı; Çapanoğlu beylerinden birisinin hanımı, beğenip satın aldığı pahalı bir kumaştan kendine bir elbise diktirir. Ailenin hizmetinde bulunan hizmetkârlardan birinin hanımı da elbiseye daha doğrusu elbisenin kumaşına hayran olur. Aklı kumaşın güzelliğine takılır kalır. Ne yapar eder, kocasını razı eder, oda aynı kumaştan alıp kendine bir elbise diker. Bir düğünde de büyük bir hevesle giyer. Kadıncağızı düğünde görüp de çekemeyen birisi bunu hemen bey’in hanımına yetiştirir. Hanım hem üzülür hem de böyle pahalı bir kumaşı nasıl aldı acaba diye meraklanarak beyine konuyu açar. Bey hemen Hizmetkârı’nı çağırıp “Evladım bu ne haldir, karına benim karımın aldığı kumaşın aynısından almışsın, oda dikinip giyinmiş senin kazancın ne’ki de karına böyle bir kumaştan elbise alabiliyorsun.”diye sorar. Adamcağız ezilip büzülerek şöyle der. “ Beyim, çok affedersin, kazancımız malumunuzdur ama benim hanım, hanımımın üzerindeki elbiseyi görünce çok beğenmiş, tutturdu ille bende o kumaştan bayramlık bir elbise dikinmek istiyorum diye. Ben de dayanamadım elde avuçta ne varsa verdim çaresiz, ne yapayım” der. Adamın verdiği cevap beyin yüreğine hançer gibi saplanır, çok üzülür. Eve gidince hanımına “ Bana şu yeni diktirdiğin elbiseyi getir bakayım” der. Hanımı elbiseyi getirince de götürüp tandırda yakar. Üzüntü ve şaşkınlık içindeki eşine de “Yahu” der. “Biz fakir fukaraya kötü örnek oluyormuşuz da farkında değilmişiz” diyerek gönlünü alır.

Şimdi de günümüz Yozgat’ından bir anı; Konuşmaya şahit olan Halit Çapanoğlu’ndan naklen. Tarih 13 Eylül 2011 Salı. Yukarıdaki olaydan yüz küsur yıl sonra Yozgat eşrafından Sayın Sadi Yiğitbaş ve dostları kahvehane de sohbet ediyorlar. Sayın Sadi Yiğitbaş anlatıyor.”Mektepler açılacak ya, oğlumla birlikte üst baş alalım diye çarşıya çıktık. Çocuğun istekleri bitmiyor ki. Baba şunu da alalım, baba bunu da alalım. Çocuk haklı, iyi giyinmek istiyor ama babamın buna gücü var mı, yok mu diye hiç düşünmüyor. Dayanamadım, “Oğlum sen Çapanoğlu Muhlis Bey misin” dedim.

Yazarın notu: Çapanoğlu Muhlis bey, yaşadığı 1930 – 40 lı yıllar da tüm Çapanoğullarının hamisidir. Çok temiz giyinir. Çok zarif, kibar, tüm Yozgat halkı tarafından sayılan, sevilen hürmet edilen bir insandır. Yıllar önce Yozgat’ta basılan günlük bir duvar takviminin 14 Mayıs 1995 tarihli sayfasında eşi ile birlikte çekilen fotoğrafının altına şöyle yazmışlar “Zamanın zarafeti Muhlis bey ve eşi.” Eğitimci yazar ve Yozgat’ın canlı tarihi değerli araştırmacı Yılmaz Göksoy ağabeyim de şöyle anlatmıştı. “Muhlis Bey amca ile Bahri Bacanlı ortaktılar. İkinci dünya savaşının yok yıllarında Sarıhacılı mevkiindeki taş köprüyü yaptılar. Şimdi yarısı yıkıldı, ciğerimizde bir yaradır. Rahmetli babam da yanlarında sürveyan olarak çalışıyordu. Bende o sıralar 10-12 yaşlarında bir çocuğum, yanlarına gitmiştim. O zamanda hiç unutmam, kolları düğmeli uzun pardösüsü ile çok mütenasip giyinmişti. Oturması kalkması ile bir beyefendi idi. Bende yanlarına oturdum. Beni görünce, bu terbiyeli efendi kim diye sordu. Bizim sürveyanın oğlu diye takdim ettiler. Sonra da hep birlikte at arabası ile sohbet ederek Yozgat’a döndük. Yine bir gün şimdiki adı Atatürk yolu olan Kayseri şosesi üzerinde 20 kilometre uzaktaki köyden kimimiz yaya kimimiz eşeklerle dönüyoruz. Onuncu kilometrede bir pınar var. Karnımızı doyurmak için orada mola verdik. Bu sırada arkamızdan bir atlı yetişti. Yanımızdaki büyüklere sordu. “Çapanoğlu Muhlis Bey ölmüş duydunuz mu?” Herkes hayıflandı. “Yozgat’ın yarısı yıkıldı desene” dediler. Yani o kadar etkilendiler. Yozgat’ın yarısı yıkıldı hayıflanması beni de çok etkilemişti, çocuk aklımla anlamaya çalıştım Muhlis Bey nasıl bir insandı ki ölünce Yozgat’ın yarısı yıkılmıştı. İzmir’de doktorluk yapan ve memleketi Yozgat’ı ziyarete gelen Em. Askeri Dr. İbrahim Zeren de Muhlis Bey’in ölümü üzerine “Muhlis bey öldü ise Yozgat’ın yarısı gitti” diye söylediği anlatılır demişti.
(Devam edecek)

Not: Değerli okuyucu; sadece şu iki mısraı akıllarda kalan Efil efil ederde Dayılı’nın ekini, Ceritzade Hüsnü Efendi Büyük caminin vekili şiirinin diğer mısralarını bilen varsa ve bana bildirmek lütfunda bulunursa minnettar kalırım.

26.05.2012
OKUR YORUMLARI
divane 66
25.03.2013 11:27:00

Muhterem validenizin vefaatını yozgat gazetesi internet sayfasından öğrenmiş bulunmaktayım. Hanımefendiye cenab-ı zül celal-i tegattes hasretlerinden rahmet, geride kalan yakınlarına sabrı cemil ihsan etmesini dilerim.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ