A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

ATATÜRK’ÜN BÜYÜKLÜĞÜ

Değerli okurlar, 15-16 Kasım 2019 Bozok Üniversitesi Çalıştayı vesilesiyle yaptığımız Yozgat seyahatimizde çok değerli insanlarla birlikte olduk. Güzel anılar biriktirdik. İşte bunlardan birisi, hemşerimiz değerli Doç. Dr. Sayın Ahmet Oğuz Hocamın anlattıklarıydı.

Ahmet Oğuz Hocam aslen Yozgat/Sarıkayalı. Nevşehir Hacıbektaş Veli Üniversitesinde öğretim üyesi ve değerli hemşerimiz Prof. Öcal Oğuz Hocamızın da kardeşi ve onun gibi de yakışıklı.

Sizde şaşırdınız mı bilmiyorum, bende müşerref olduktan sonra öğrendim ve tabi ziyadesiyle mutlu oldum. Zira Öcal Oğuz hocamın uzun yıllardan bu yana kalbimde ayrı bir yeri vardır. Değerli Ahmet Yaşar Ocak Hocam gibi.

Ahmet Hocam bir araştırma için Afyon’a yaptığı bir ziyarette tanıştığı hayli ileri yaşlardaki bir emekli öğretmen Hanımefendinin Millî Mücadele ile ilgili kendisine anlattığı bir anekdotu, benimle ve eşimle paylaşmış bende ses kayıt cihazıma kaydetmiştim. Bir türlü yayınlama fırsatı bulamadığım bu güzel anekdotu değerli hocamn affına sığınırak onun anlatısıyla sizlerle paylaşıyorum:

Şöyle anlatmış Ahmet Hocam; “Ziyaret ettiğim emekli öğretmen teyzemizin elini öptüm o da beni sofrasına davet edip ağırladı.  Öğretmen olması dolayısıyla bende milli mücadele dönemi konularına da vakıf vede meraklı izlenimi bırakmıştı yanılmamışım.” Şöyle anlatmıştı; “Mustafa Kemal Paşa Afyon’un bir beldesine geliyor. Malum olduğu üzere kalabalık bir topluluk tarafından karşılanıyor. Kurbanlar kesiliyor ve bir binada şöminenin yanına oturtuluyor. Etrafındakilerle sohbete başladıktan biraz sonra beldenin ileri gelen bazı kişileri ellerinde ki torbalara koydukları kâğıtları paşaya vermek istiyorlar. Paşa, bunlar nedir diye soruyor. Diyorlar ki paşam bu kâğıtlarda isimleri yazılı kişiler milli mücadeleye ihanet eden kimselerdir. Başka var mı diye soruyor paşa hazretleri. Ellerinde belge olan başkalarıda getirip veriyorlar. Paşa, hepsi bu kadar mı, başka var mı diye bir kere daha soruyor. Yok, efendim hepsi bu kadar diyorlar.  Önüne bırakılan torbalara kısa bir süre baktıktan sonra birden hepsini alıp şömineye atıyor. Aman efendim ne yaptınız diyorlar. O da şöyle cevap veriyor. "Bana hain değil efendiler, bana askerlik yapacak evlat, vergi verecek insan lazım” diyor.

Bu olay gösteriyor ki Paşa hazretleri Osmanlının son dönemindeki kargaşa içinde yanlışlık yapanları ve bu yanlışlıklar sonucu ihbar edilenleri affediyor. Böylece toplumsal barışın sağlanması yönünde çok değerli bir tavır sergiliyor.

Ahmet Oğuz Hocam anlattığı bu anekdotu da şöyle bağlamıştı. Ben öğretmen teyzemizin anlattığı bu hadiseyi Çapanoğulları hadisesi ile bağdaştırırım. Malum olduğu üzere Çapanoğulları hadisesi de bastırıldıktan sonra Atatürk Çapanoğlu Beylerini 5,5 ay kadar Ankara’da mecburi ikamete tabi tutmuşsada, Çapanoğullarının yaptığı bu ayaklanmayı enine boyuna inceledikten sonra Çapanoğlu Beylerini de yargılatmadan affetmişti.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ