Değerli Okurlarım, bu yazımda size geçmişte Yozgatta yaşanan komik bir olayı anlatacaktım ama 7 Aralık 2013 günü kargo ile gelen bir kitap beni o kadar mutlu ettik ki onu gelecek haftaya erteleyip duygularımı sizinle paylaşmak istedim.
Babamın memuriyeti dolayısıyla ilkokul 5. sınıfı 19561957 öğretim döneminde Afyonun Dinar ilçesi Yeniyol İlkokulun da okumuştum. Kaydımı yapan kızıl saçlı Rıza Ünlüsan Başöğretmenimiz, babama Abdulkadiri iyi bir öğretmenimizin sınıfına yazdım demişti. Öğretmenimiz Mustafa Menderes isminde ve çocuk gözümüzle biraz yaşlıca ama diğer öğretmenlerin arasında çok saygınlığı olan bir öğretmendi.
Oturduğumuz ev, Dinarın ılıca mevkiinde, ılıca denen ve iki havuzdan müteşekkil kaynağın bir yanında ve Kızılayın mülkiyetinde olan bir küçük apartmanın üçüncü ve son katı idi. Öğretmenimizin evi de ılıcanın öbür yanında idi yani bize çok yakın. Çoğu zaman okuldan çıkınca o önden ağır ağır bizde arkadaşım Habib ile sekiz on adım arkasından onun önüne geçmeden evimize doğru yürürdük.
1957 yılı Mayıs ayında diğer il ve ilçelerde olduğu gibi Dinarda da Kıbrıs mitingi tertip edilmiş, biz öğrencilerde okulumuzla bu mitingde yer almıştık. Mustafa Menderes hocamız da son mısraları Kızıl papaz Makarios sana bin aftospiyos ile biten kendi yazdığı uzun bir şiirini okumuştu. 1974 yılında Gaziantepte As. İz Subayı olarak yedek subaylığımı yaparken gerçekleşen Kıbrıs Barış Harekâtı sırasında birden bu şiir aklıma geldi. Aynı binadaki askeri mahkemede görev yapan ve Dinardan sınıf arkadaşım olan Askeri Hâkim Üsteğmen Faik Secer Başarana da bu şiiri hatırlatmıştım. Yıllar sonra İstanbulda tekrar birlikte olduğumuzda bu şiire nasıl ulaşabileceğimi sordum. Bana Dinar Halk Eğitim Müdürü Sayın Yaşar Sağlam Beyefendinin telefonunu vermişti. Büyük bir ümitle Yaşar Beyi aramış şiiri sormuştum. Kendisinin de Mustafa Hocamın şiirlerini araştırdığını, bu şiire rastlarsa memnuniyetle bana göndereceğini söylemişti. Sanırım aradan bir buçuk, iki yıl kadar bir zaman geçti ki birden Dinar Şairi Menderes Hoca kapak yazılı kitabı elimde buldum. Değerli okurlarım, öğretmenler günü dolayısıyla yazdığım yazımda öğretmenlerimizi yeteri kadar tanımadığımız konusundaki üzüntülerimi anlatmaya çalışmıştım. Ne kadar haklı olduğumu bir kere daha gördüm.
Kitaptan yaptığım kısa alıntılarla Mustafa Menderes Hocamızı size tanıtmak isterim. 1901 doğumlu imiş. Bu hesapça bizi okuttuğu yıllarda 5556 yaşında oluyor. Karahisar Muallim mektebini bitirince 17 Eylül 1921 de 600 kuruş maaş ile Dinar Mecidiye Zükur Mektebine tayin ediliyor. 28 Ağustos 1922 tarihinde yani Kurtuluş Savaşı sırasında yedek subay olarak askere alınıyor. 20 Mart 1924te terhis oluyor. Değişik köylerde öğretmenlik yaparken Dinarın Dazkırı Nahiyesi Kızılören köyünde, Emirdağ Göveççi Köyünde, Dinarın Haydarlı Bucağında ve Dazkırının Yüreğil köyünde ve o yokluk yıllarında sıfırdan başlayarak okullar yaptırıyor. Bu çalışmalarından dolayı takdirname ile ödüllendiriliyor. Soyadı kanunu çıktığında Dinardan doğan nehrin adına izafeten Menderes soyadını alıyor. İkinci Dünya Savaşının başlamasıyla tekrar askere alınır ve 15 ay sonra terhis olur. 19451952 yıllarında Gezici Başöğretmenlik ve Başöğretmenlik yapar. Ve nihayet 19521960 arası Dinar Yeniyol İlkokulunda öğretmenlik yapar. İşte ben bu dönem içinde öğrencisi olma şansına sahip oluyorum. 27 Mayıs 1960 ihtilalı sonrası iktidardan düşürülen Başbakan Adnan Menderesle soyadının aynı olmasından dolayı zamanın iktidarı tarafından yanlış değerlendirilen bu kıymetli insan, bundan sonra bir sürgün hayatı yaşamaya başlar. Hâlbuki soyadının Menderes ailesi ile bir ilgisi yoktur. Soyadı yüzünden çocukları da sürekli sıkıntı çekerler. Okula gidemez hale gelirler adeta soyutlanırlar. Buna katlanamayan hocam mahkeme kararıyla soyadını Çağlaşan olarak değiştirir. Ne acı değil mi? Ve ülkenin maarifi için yapılan bunca çaba ve çekilen bunca sıkıntıya karşılık ne büyük talihsizlik.
Bana bu kitabı göndermek lüfunda bulunan değerli insan Yaşar Sağlam Beyefendinin ısrarlı talebi sonucu 2012 yılının ortalarında rahmetli hocamızın sevgili kızı Gülgün Salman Hanımefendi gelinlik çeyiz sandığını açarak baba yadigârı şiir defterlerini Yaşar Sağlam Beyefendiye teslim eder. Arap harfleri ile yazılan şiirleri Bursa Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Sayın Dr. Erol Ogur Bey Latin harflerine çevirir ve kitabın da müellifidir.
Menderes hocamızın şiirlerinin gün yüzüne çıkarılmasında emeği geçen başta sevgili kızı Gülgün Salman Hanımefendi olmak üzere, geçen bunca sürede beni unutmayan Sayın Yaşar Sağlam (böyle insanlar da varmış), Sayın Mehmet Tekin, Sayın Ayhan Kalkan, Sayın Raif Öztürk, Sayın Mehmet Sarı ve Kitabın müellifi Sayın Dr. Erol Ogur Beyefendilere. Kitabın basımını üstlenen Dinar Belediyesine ve Belediye Başkanı Sayın Saffet Acar Beyefendiye minnet ve şükranlarımı arz ediyorum. 1974 yılından beri aklımdan çıkmayan Makariosa Zemmiye şiirini de aşağıda sizlere takdim ediyorum.
İnsanlığın ruhuna yeter güvenlik katan,
Kahramanlık şanını yine biziz yaşatan.
Vefa denen cevheri kahpelikle bir tutan,
Gülünç şeytan Makaryos sana bin aftospiyos(*)
Leş kargası değiliz vara yoğa ötecek,
Hayallerin peşinde karaltıya gidecek.
Zulmün düşmanlığını yine Türkler yenecek,
Kızıl Papaz Makaryos sana bin aftospiyos
Duymadın mı radyodan Türkün heyecanını,
Unuttun mu daha dün Dumlupınar şanını?
Türkler şeref uğruna öyle döker kanını,
Kızıl Papaz Makaryos sana bin aftospiyos!
Türksüz olmaz katiyen Yeşil Kıbrısta barış,
Kıbrıs bize armağan verilmez sana bir karış.
İster Gökte yapınız ister yerde bir yarış,
Kızıl Papaz Makaryos sana bin aftospiyos!
El yurduna göz koyan kolay olur ve fakat
Bu arslan yatağında yersin bir daha tokat.
Bizim tarih böylece bayraklaşır hep kat kat,
Kanlı Papaz Makaryos sana bin aftospiyos!
Şantajcılık bilmeyiz halimiz belli dünden,
Savaşa gitmek bize tatlı gelir düğünden.
Zafer bize yüz güle şart koşalım mı önden,
Kahpe şeytan Makaryos sana bin aftospiyos!
Zindandan çıkan insan böyle hep karşılanır.
Görenler seni sanki zaferden dönmüş sanır.
Yalancılık yapanlar böylece hırpalanır,
Lanet yüzlü Makaryos sana bin aftospiyos!
Daha dün yalvardınız bunda iki başınız,
Bizim topraktan gideli hep döktünüz yaşınız.
Türk kanı kokmuyor mu toprağınız taşınız,
Nankör ruhlu Makaryos sana bin aftospiyos!
Âşık gönül kes artık bunca sitem yetmez mi?
Türke yan göz bakana incir ağacı dikmez mi?
Tarih bir gün olurda haklıları seçmez mi?
Haksız düşman Makaryos sana bin aftospiyos!
Dinar 30 Nisan 1957
Nur içinde yat kadrini bilemediğimiz değerli hocam. Öğrencilerin sana minnettardır.
(*)Aftospiyos, Yunanca autos ve piyos dan türetilmiştir. Sen kimsin, sen adam mısın anlamında bir sözcüktür.
09.12.2013
09.12.2013
OKUR YORUMLARI
Kadir Ahmet Danıska
09.12.2013 11:37:00
İyi egitim ve öğretim iyi öğretmenlerin elinde olur ki geçmişteki öğretmenler ya bir müzik aleti çalar, ya edebi eserler yazmaya çalışır yada resim tiyatro gibi hobiler le kendilerini geliştirmiş değerli insanlarda şimdi (kimseyi kınamıyorum ama)geçim derdi ile uğrasmak zorundalar ve kendilerine yeteri kadar zaman ayıramıyorlar.Buda çocuklarımıza eğitim öğretim de eksiklik olarak yansıyor.
Birde öğretmene verilen bir saygı vardı(şimdi yok maalesef) bizde karşı kaldırımda öğretmenlerimizi görsek kılık kıyafetimizi önce düzeltir sonra hazır olda selam verirdik.
Tesekkürler ve ellerinize saglık ,zevkle takıp ediyoruz sizleri
Kadir Ahmet Danıska
09.12.2013 11:37:00İyi egitim ve öğretim iyi öğretmenlerin elinde olur ki geçmişteki öğretmenler ya bir müzik aleti çalar, ya edebi eserler yazmaya çalışır yada resim tiyatro gibi hobiler le kendilerini geliştirmiş değerli insanlarda şimdi (kimseyi kınamıyorum ama)geçim derdi ile uğrasmak zorundalar ve kendilerine yeteri kadar zaman ayıramıyorlar.Buda çocuklarımıza eğitim öğretim de eksiklik olarak yansıyor.
Birde öğretmene verilen bir saygı vardı(şimdi yok maalesef) bizde karşı kaldırımda öğretmenlerimizi görsek kılık kıyafetimizi önce düzeltir sonra hazır olda selam verirdik.
Tesekkürler ve ellerinize saglık ,zevkle takıp ediyoruz sizleri