A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

BİR ANKARA SEYAHATNAMESİ (1)

Değerli okurlar, Ankara'da ikamet eden kıymetli akrabam Zehra İrem Tolluoğlu (Çapanoğlu) kardeşim, açtığı resim ve heykel sergilerinden ya da gidip gördüğü yurt içi ve yurt dışı sergilerden fotoğraflar gönderirken bizi İzmir Dikili'deki yazlığına ve Ankara'da ki kışlığına davet eder. Bizde onu İstanbul'a ya da Kuşadası'na davet ederdik ama çok istediğimiz halde onun yurt dışı seyahatleri ve sergileri,  bizim tembelliğimiz yüzünden bir türlü gerçekleştiremedik.

 Ekim ayının sonlarında " ben kasım ayı boyunca Ankara'dayım mutlaka bekliyorum daveti ile Sayın Serhan Asker'in 12 Kasım 2023 pazar günü 12 Eylül askeri darbesi sonrası dövülerek öldürülen rahmetli İlhan Erdost'u anlattığı Halk Tv.deki programı ve yıllardır görmeyi arzu ettiğim ama bir türlü gerçekleştiremediğim Ulucanlar cezaevini görme arzum üst üste gelince bu sefer Ankara'ya gitmek vacip oldu dedim. Hem de Ankara'da hava sıcaklığının 5 derece olması ve kar yağması ihtimaline rağmen.

 Tanınmış bir firmasının otobüsü ile 18 Kasım Cumartesi günü eşimle birlikte Ankara'ya müteveccihen Kuşadası'ndan yola çıktık. Yerimiz en önde 3-4 numaraydı. Kabin memuru güler yüzlü bir delikanlıydı. Kaptanla konuşmaları sırasında Yozgatlı olduğunu öğrendim. Şahin Selçuk isimli delikanlı Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinin tarih bölümünde ve son sınıf talebesiydi. Hem çalışıyor hem okuyordu. Tez konusunu da "cezalı şehirler" olarak seçtiğini söyleyince Ankara seyahati ertesi beni ara sana tez konusunda yardımcı olurum dedim. Servis hizmeti bitince yol boyunca Çapanoğulları tarihinden bahsettik. Kaptanımız önce "ben de Turhallıyım" dedi, ben "hep bir hallı Turhallıyız biz bize benzeriz, besmeleyle tövbe eder yine şarap içeriz" deyince gülerek "valla öyle" dedi. Sonra da aslında Zile'liyim dedi. 1960 lı yıllarda Amasya'da kurulan haftalık pazar yerlerinde pazar sona erip çadırlar toplanırken Zileliler ile Amasyalıların çadır direkleri ile nasıl birbirlerine giriştiklerini anlattım.

Zehra İrem kardeşim beyaz Mercedes Suv otomobili ile bizi otogardan aldı. Ankara Aşti otogarı bir alamet. Şehir Hastaneleri gibi git git bitmiyor. Kim bilir ne anılar vardır bu dev tesiste. Eve geldik ki amaniiiiin…. holden başlayarak, koridor, salon, bütün odalar ve mutfak bütün duvarlar, yerden tavana kadar değişik büyüklükte tablolarla dolu. Şimdi espri olarak sorsanız duvarlar ne renkti diye yemin ederim hatırlamıyorum. Bazı resimler orada burada baloncuklu ambalajlar içindeydi tabi neler olduğunu göremedik. Bodrumda da böyle ambalaj içinde muhafaza edilen onlarca tablo varmış onları da göremedik tabi. Merak ettiğim bazı konularda sorduğum sorulara öyle cevaplar aldım ki resim sanatı konusunda hiç bilgimiz olmadığını üzülerek öğrendim. Resimde, müzikte, heykelde, mimaride Barok sanatının önemini, kiliselerle bağlantısını ve diğer resim sanatları hakkında çok çarpıcı bilgiler edindim. Cennetmekân resim ve sanat tarihi hocamız Sırrı Divil sanatın beş dalı vardır bunlar Heykel, Resim, Mimari, Tiyatro, Edebiyat ve müzik onun dışındakiler sanat değildir sonradan uydurulmuş derdi. Nitekim Seda Sayan "biz sanatçı değiliz biz şarkıcıyız ayol" demişti bir sohbetinde.  Bazı tablolar hakkında kısa bilgiler verirken asıl mesleği mimarlık olan ve 2008 yılında vefat eden Sayın Nuri Abaç'ın bir tablosunu işaret edip " bu tabloyu üç bin liraya almıştım bu gün satışa sunsam sekiz yüz bin lira eder" dedi. Bu nasıl oluyor diye sorduğumda " ben bir tabloyu gördüğümde bunun çok kısa bir süre sonra çok değerleneceğini bilirim ve ona göre seçer alırım. Tablo,  kimin olursa olsun, ister genç bir ressam ister meşhur olmuş yabancı bir ressam olsun ben bilirim" dedi. Nelere dikkat edilmesi gerektiğini uzun uzun anlattı ama bu ayrı bir yazı konusu olur. Bizim de merakımız üzerine duvarda asılı birkaç portresini beğendiğimiz genç bir ressam, ahbabı Sayın Fatih Karakaş Bey'i bizimle tanıştırmak için Kuşadası'na döneceğimiz perşembe sabahı kahvaltıya davet etti. Ressamlığının yanında entelektüel bu beyi bizde çok sevdik. Tadına doyamadığımız sohbetimizi otobüs saatimiz yüzünden yarım bırakarak birlikte evden çıktık. Keşke aynı şehirde yaşasaydık dedim, çok güzel sohbetlerimiz olurdu.

Okullarımızda hele şimdi ki okullarda ne karar üfürükten şeylerle zaman kaybediyor çocuklarımız. (Devam edecek).

 

OKUR YORUMLARI
Bilge Atım
01.12.2023 15:31:43

Yazını okurken sanki Neteet ve seninle karşılıklı sohprt ediyor muş gibi hissettim.Akrabanın yüreğine sağlık vaktini ne güzel drşerlendirmiş .Sevgiler….😘🌷

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ