A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

BİR ANKARA SEYAHATNAMESİ (4)

Önceki yazımızdan devam.  Çarşamba günü tarihi Ankara Kalesinde Sayın İbrahim Terzioğlu'nun Emin Antik, Sanat Galerisindeydik. İrem kardeşim yola çıkarken ahbabı İbrahim Terzioğluna telefon açarak ziyaretine geleceğimizi haber verdi. İbrahim Bey, Türk kültür tarihi, Türk dünyası, şehircilik ve mimari alanlarında yaptığı çalışmalarıyla tanınan bir araştırmacı olmasının yanı sıra, Yürek Nefesi, Mavi Yıldız, Bakırdan Tenler, Bir Bulut Olsam ve Hüma Yağmurları gibi şiir kitapları bulunan bir şair. Hüma yağmurlarını eşim ve benim adıma imzaladı ve Yüce Atatürk'ün Osmanlıca (Arapça, Farsça) olan geometri terimlerini Türkçeleştirerek geometri öğretmenlerine kılavuz olması amacıyla hazırladığı kitabı bana hediye etti. Ben de götürdüğüm kitabımı ismine imzalayarak İrem Kardeşime bıraktım. İbrahim Bey'in galerisi ünlü tablolar, heykeller ve değişik antik eşyalarla dolu. Hele bir ayna vardı ki benim için galerinin en gözde objesiydi.  Galeri, üç katlı büyükçe bir ahşap konak ve şahane bir Ankara manzarasına hakim.  Hiç görmediğim büyüklükte dev gibi bir çini soba ile ısıtılıyor. Sohbetimizde onun sanatsal bilgilerinden istifade ettik. Ben de isteği üzerine Çapanoğulları tarihi ile bilgilerimden bir demet sundum.  Sanatsal galeriler nasıl anlatılır bilmiyorum. Bir şiiri size anlatabilir miyim? Hayır. Çünkü şiiri, sizin okumanız gerekiyor. Bu galeriler de böyle, gidip görmek gerekiyor. Ancak içinde sergilenen resim heykel gibi objeler hakkında ya da onları yapan sanatçılar hakkında kısa bilgiler verilebilir diye düşünüyorum. Galeride afiyetle içtiğimiz çaylarımızın eşliğindeki uzun sohbetimizden sonra İrem kardeşimin "şimdi Rahmi Koç müzesini gezeceğiz"  sözleri ile oturduğumuz rahat koltuklardan kalkıp biraz ilerdeki müzeye doğru yürümek için kapıya yönelmiştik ki İrem kardeşim İbrahim Bey'e "filan ressamın tablolarından gelirse haberim olsun diye tembihte bulundu.

Ankara’nın ilk sanayi müzesi olan Ankara Rahmi M. Koç Müzesi 2005 yılında ziyarete açılmış. Ankara Kalesi ana giriş kapısının hemen karşısında, eskiden At Pazarı olarak anılan mevkide iki ana binadan oluşmakta, Çengelhan ve Safranhan. Müzede, 1850'li yıllardan itibaren sanayide kullanılan araçlar, ilk daktilo, ilk televizyon gibi çeşitli elektronik araçlar; denizcilik, havacılık, kara yolu taşımacılığı gibi alanların geçmişine ait objeler sergilenmektedir. Müzedeki eserlerin çoğu Rahmi Koç koleksiyonundan bağışlanmış. Çengelhan'ın avlusunda rahmetli Vehbi Koç'un iş hayatına atıldığı dükkân yer almakta. Ben müzenin Sayın Rahmi Koç'a ya da ailesine ait olduğunu yani özel bir müze olduğunu sanmıştım hâlbuki müzenin denetimi, Anadolu Medeniyetleri Müzesi Müdürlüğünce yapılmaktaymış. Bazı objeler gerçekten görülmeye değerken bazıları örneğin bir sürü eski portatif daktilolar, yine bir sürü eski fotoğraf makineleri, dev gibi buharlı motorlar ve yine dev gibi bazı motorlar, değişik bebek arabaları ve fotoğraflarını çekmeye gerek görmediğim bir sürü ahşap baston vs. için ödenen 80 TL. giriş ücreti çok fazla geldi bana. 65 yaş üstü ücretsiz girişte bu müzede geçmiyor. NEDEN?  Öğrenci 40 lira. Müzeyi gezdikten sonra ben verdiğimiz 80 liraya üzüldüm. Dört kişi 320 lira ödedik. Bu yazım bir şekilde Rahmi Bey'e iletilirse eğer, kendisinden istirham ediyorum. Altmış beş yaş üstü de para ödeyince, öğrenci de yetişkinde 20 TL olsun, herkes gelip gezebilsin zira bir de yol parası var. Müzeler,  sanat ve bilim eserlerinin saklanmış olduğu veya halka sunulması için oluşturulan yapılardır, biz böyle bildik. Ankara gezimizi böylece sonlandırdık. Yine bindiğimiz otobüsün 3-4 numaralı ön koltuklarındaydık. Kaptanımızın birkaç kere nörüyon ve kurban olduğum sözleri kulağıma çok sıcak gelince memleketini sordum, Kırşehirliymiş. Eh biraz hemşeri sayılırız. Hemen kaynaştık. Kırklı yaşlarda olduğunu tahmin ettiğim kaptanımız çok da hareketli birisiydi. Koltuğa oturduğunda otobüsün radyosunda türkü çalan bir istasyonu açtı ve oturduğu yerden vücut hareketleri ile türküye iştirak etmeye başladı. Dedim ki" türkü Yozgat’ta doğar, Kırşehir’de oyun havası olur, Keskin’de elenirmiş." Aynen öyle ağabeyciğim dedi. Oturduğu ev kira imiş. Ev sahipleri için" güzel" serzenişte bulunduktan sonra birden sordu "bana kızmadın değil mi? Yani sen de ev sahibi olabilirsinde o bakımdan yani."  Yok, yerden göğe haklısın dedim. Sayın Cumhurbaşkanımızda ev sahiplerine" sitem" etmişti, kimsede vicdan kalmadı dedi" dedim.  BİTTİ.

OKUR YORUMLARI
Ali dinç
09.12.2023 14:34:29

👍tebrikler

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ