A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

BİR KİTAP- SAKARYA

Değerli okurlar bildiğiniz gibi okuduğum bazı kitapları sizlerle de paylaşıyorum. Rodos Başkonsolosumuz Sayın Atıf Şekercioğlu Beyefendi lütfedip “Sakarya” ve “Büyük Taarruz” kapaklı iki kitap gönderdiler. Teşekkürlerimi ilettim. Kitabların yazarı Sayın Selim Erdoğan Beyefendi. 

Sakarya kitabını okumam için uykumdan biraz fedakârlık yapmam gerekti. 24.00 den 04.00 kadar aralıklı olarak 22 günde ancak bitirdim.  Sakarya Meydan Muharebesi de 22 gün 22 gece sürmüştü, anlamlı bir tesadüf oldu. Biraz uykusuz kaldım ama değdi doğrusu çünkü kitap, okurken biraz dikkat gerektiriyor gece ortam sessizleşince okumak daha uygun oluyor. Tarihe meraklı bir araştırmacı ve Ticaret Lisesinde bir dönem tarih öğretmenliği yapmış ben, daha kitabın başındayken Kurtuluş Savaşımızla ilgili olarak hamasi söylemlerin dışında pek bir şey bilmediğimizi fark ettim.

Okurken, kitap hakkında ne yazabilirim, nasıl anlatabilirim diye inanın günlerce düşündüm. Sonunda kitabın arka kapağındaki “CEPHEDEN COĞRAFYAYA ADIM ADIM ADIM SAKARYA” cümlesinin kitabı en güzel anlatan cümle olduğunda karar kıldım ama bende içimde bir şeyler yazma isteği duydum.

Kitap, Millî Mücadelemizin düzenli orduya geçildikten sonraki 1. ve 2. İnönü Muharebeleri, Kütahya-Eskişehir muharebeleri ve Sakarya Meydan Muharebesini cephe cephe neredeyse saat saat anlatıyor. Okurken sizde komutanlarla ve askerlerimizle beraber aynı stres, aynı korku, aynı yorgunluk ve uykusuzluk içinde cepheden cepheye koşuyorsunuz. Biraz ilerinizde patlayan 150’lik Yunan obüsleri ve 120’lik Yunan bataryalarının yerden havalanan insan boyunda kayalar ve etrafı kaplayan kesif bir toz bulutu içinde kaybettiğiniz arkadaşlarınızın ve askerlerinizin acısını yüreğinizde hissediyorsunuz.

Yunan Küçük Asya ordusu (kendilerine bu ismi vermişler) şu taktik yapılanma içinde:

I. Kolordu: General Kontoules emrinde 1. Ve 2. Tümenler.

II. Kolordu: General Vlahopoulos emrinde 5. Ve 13. Tümenler.

III. Kolordu: General Polimenkos emrinde 7. Ve 10. Tümenler.

Kuzey Tümenler Grubu: General Trikopis emrinde 3. Ve 11 tümenler.

Güney Tümenler Grubu: General Gidas emrinde 4. Ve 12. Tümenler. Ayrıca bağımsız 9. Tümen ve süvari tugayı.

Türk ordusu da 3 Mayıs 1921’den itibaren Güney Cephesi Komutanlığı lağvedilerek tüm birlikler Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa’nın emrine verilmiş. İki üç tümenli kolordu yetkisine sahip dört kolordu oluşturulmuş.

1.Gurup: Miralay İzzettin (Çalışlar) Bey komutasında 1., 11., 61., piyade 3. Süvari tümenleri.

3.Grup: Miralay Ayıcı Arif Bey komutasında 4. ve 24. Piyade, 1. Süvari tümenleri.

4. Grup: Miralay Kemalettin Sami (Gökçen) Bey komutasında 5. Kafkas ve 8. Piyade 2. Süvari tümenleri.

12.Grup: Miralay Halit (Karsıalan) Bey komutasında 57. Tümen ve 4. Süvari Tugayı ile Dinar, Denizli, Menderes Bölgesi kuvvetleri.

Dikkat buyurun, 200 kilometreyi bulan cephe hattının tutulması bu kıtaların ihtiyatlarının olmaması gibi pek çok olumsuzluk sonucu İsmet Paşa çok zor da olsa çekilme kararı alır. Bir adım geride dövüşmeye kararlıdır. Ve döğüşe döğüşe büyük kayıplar vererek Eskişehir’e kadar çekilirler.

Türk, çok buhranlı bir dönemden geçmektedir. Karanlığın sonu yok gibidir.  

…………………………………………..

26/27 Ağustos saat 21.00 de Mustafa Kemal Paşa Ankara’ya Milli Savunma Bakanı Refet (Bele) Paşaya şu telgrafı çeker:

ZATA MAHSUSTUR

Refet Paşa Hazretlerine,

1. Meydan muharebesinin Ankara’ya kadar intikal etmesi ihtimal dahiline girmiştir.

2. Her tülü ihtimale karşı Meclisin ve Heyeti Hükümetin ve Ankara’da kalması caiz olmayanların Ankara’dan çıkmaları muvafık-ı ihtiyattır.

3. Meclis ve Hükümetin ilk merhale olmak üzere Yahşihan üzerinden Kayseri’ye nakli lazımdır.

4. Nakil keyfiyeti, iki gün zarfında, yani 29 Ağustos akşamına kadar behemehâl hitam bulmalıdır.

5. Müdafaai Milliye Vekili Refet Paşa Hazretleri, nakil için ve Ankara’nın inzibatı için icap eden tertibatı ahz edeceklerdir (alacaklardır).

Başkumandan Mustafa Kemal.

Alagöz’de Başkomutanlık Karargahında Halide Edip Hanım dayanamaz “Ankara’yı da mı boşaltıyoruz Paşam? Muharebeyi kayıp mı ediyoruz?”

Mustafa Kemal Paşa rahatlatıcı bir gülümsemeyle Halide Edip’e döner: “Hayır Hanımefendi, meselenin özüne dikkatinizi çekerim. İlk maddede muharebenin Ankara’ya intikal etme ihtimalinden bahsediyorum. Yani gerekirse Ankara’ya hatta daha geriye çekilir yine döğüşürüm, ama muharebeyi kaybetmem demektir. Biz kimseye Yunanlıları Haymana’da durduracağız diye söz vermedik. Ankara’da olabilir. Kırıkkale de Sivas da. Ama durduracağız. Çünkü yenilmeye hakkımız yok.  Savunduğumuz Türk’ün son ocağıdır.”

İsmet Paşa, başkomutanın bıraktığı yerden, aynı kararlı üslupla devam eder: “Bir ay önce Sakarya’nın doğusuna çekilirken ilk yaptığımız iş müdafaa alanları tespit etmekti. Yalnızca burada değil, Kızılırmak’a kadar pek çok savunma hattı belirledik. Elimizdeki asker sayısı ve imkanlarla düşmanı ancak böyle durdurabiliriz. Kademeli olarak döğüşe döğüşe çekiliyoruz. Papoulas ilerlemenin hırsıyla nasıl bir tuzağa düştüğünü fark edemiyor.”

…………………………………………….

Sabah 06.30 da Yunan obüsleri Dikilitaş kayalıklarını hallaç pamuğu gibi atarken geldiğinden beri hiç konuşamayan bu yüzden de adı suskun Efe’ye çıkan Tevfik Efe sol tarafındaki Ödemişli Harun Efe’ye seslenir: “Ödemişli Harun Efem! Sağ komayacak bu topçu hiçbirimizi. Helallaşalım, benim adım Tevfik’tir. Gökçen Efe kızanıyım!”

3 Eylül 1921 Cumartesi sabah 07.00 General Papoulas’un Haymana bozkırında 15 kilometre ilerleyebilmek için kaybettiği asker sayısı 30.000 dir. Ben de araya girip şu eklemeyi yapayım: Sakarya'da bizden de cepheden kaçanların toplamı 36.500 civarındaydı.  Bu rakam Genelkurmay'ın rakamıdır. Kaçan 500 askere karşılık her gün ortalama 300 kişi askere alındı.

Kaçanların yerine ön siperlere subaylar girdi. 13.000 şehit verdiğimiz bu savaşta tam 2.000 subayımız şehit düştü. Sakarya savaşına bu nedenle, “SUBAY SAVAŞI” da denir.

Yunan kralının kardeşi olan Prens Andreas I. Kolordu Komutanı General Konstuales’e şöyle söylüyordu: “İkimizde biliyoruz General. Ordu durdu, ileri harekât bitti. Bırakın Ankara’ya gitmeyi, buradan nasıl döneceğimiz bile meçhul artık.”

General Papoulos Savunma Bakanı Tetokis’e gönderdiği raporda özetle “Sakarya doğusunu ele geçirdik. Ancak verdiğimiz ağır zayiat ve giderek ikmal merkezlerimizden uzaklaşmamız nedeniyle şu ana kadar elde ettiğimiz başarı kolaylıkla felakete dönüşebilir. Bu durumda harekate devam edip etmemem konusunda hükûmetin kararını bekliyorum” demektedir.

Mustafa Kemal Paşa yanı başında zayiat cetvellerini inceleyen Salih Bozok Bey’e döner.

“Salih, İsmet Paşa’ya söyle, Mürettep Tümen’i (tertip edilmiş tümen) Piribeyli’ye yanaştırsın. Zamanı geliyor.”

General Papoulos, Atina’dan harekatın devamına ilişkin bir karar çıkması halinde bunun askere bizzat hükümet tarafından tebliğ edilmesini istemektedir. Başka bir değişle Papoulos başbakanına “bizi bu duruma düşüren de şimdi temizlemesi gerekende sizsiniz” demektedir.

Atina’dan beklediği cevap sonunda gelir. “Siyasi nedenlerden bağımsız, askeri bir karar al.”

Her iki taraf da gizlice son küçük kıyamete hazırlanmaktadır.

Ve kitabın sonunda tam 121 sayfa haritalar, fotoğraflar.

KRONİK KİTAP TEL: (0212) 243 13 23 FAX: (0212)243 13 28

Not: Büyük Taarruz kitabını okuduğumda da yine sizlerle paylaşacağım.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ