A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

BU GÜN 23 NİSAN NEŞE DOLUYOR (MU) İNSAN?

Sıraları tahta idi, çatısı akıyordu ama hürriyet ve istiklâline düşkün bir avuç insan milletinin kurtuluşu için çok önemli kararlar alıyordu. Değerli okurlar, Bu gün Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluşunun 95. yılını kutluyoruz. 23 Nisan 1920 tarihi yeni bir devletin kuruluşuna öncülük eden büyük bir olaydır. Ulus, millet demektir. Egemenlik ise devlet yönetme gücüdür. Bir devletin yasama, yürütme ve yargı güçleri ile silahlı güçlerinin tümüdür. Egemenlik tüm bu güçleri kullanabilme, emretme ve emirlerini yerine getirebilme gücüdür. Egemenlik, bir milletin geleceği ile ilgili son sözü söyleme ve son kararı verebilme yetkisi ve gücüdür.

Ulusal bağımsızlık ve ulusal egemenlik terimlerinin arasındaki fark nedir? Ulusal Bağımsızlık; siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, kültürel ve benzeri her hususta tam bağımsızlık ve tam serbestlik demektir. Ulusal Egemenlik; Egemenliğin, yani devleti kuran, yöneten en üstün gücün, kişilere veya belli zümrelere değil, doğrudan doğruya millete ait olmasıdır

Emperyalist güçleri yenerek, çürümüş ve yozlaşmış bir imparatorluktan yepyeni bir Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, demokratik ve laik bir yönetim biçiminin gerçekleşmesi, çağdaş ve aydınlık bir yaşam biçiminin belirlenmesi ve bunun için yapılan tüm yenilikler, 23 Nisan 1920 tarihinde Mustafa Kemal’in liderlik ettiği Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin attığı kararlı adımlarla gerçekleşmiştir.

Ulusal egemenlik ve tam bağımsızlık devletimizin iki temel niteliğidir. Ulusal egemenlik milletin kendini yönetmesidir. Egemenliğin ülke dışında kullanımı ise tam bağımsızlıktır. Tam bağımsızlık başka bir devletin yönetimi altına girmemektir. Ulusal bağımsızlık; başka devletlerin sömürgesi olmamak, hür yaşamak demektir.

Hal böyleyken 27 Mayıs darbesinden bu yana 12 Eylül darbesinde de hükümet edenler NATO’ya bağlılıklarını daha ilk darbe bildirisinde deklare etmişlerdi. Aynı oyun 12 Mart 1971'de ve 12 Eylül 1980'de de tekrarlandı. NATO'ya ve Batı'ya 'bağlılıklarını en başta ilan eden darbeciler Batı'yla, Batı da darbecilerle işbirliğine devam etti. Ne yazık ki büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra tam bağımsızlık kavramı, terk edilmeye başlandı.

Ülkemizin yönetim kademelerinde etkili olanlar, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımızı, fabrika ve tesislerimizin emperyalistlere peşkeş çekilmesine göz yumdular. Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Milleti’nin değerlerine saldırılarak, ülke bütünlüğünü bozmaya, etkisizleştirmeye ve parçalamaya yönelik tüm bu eylemlere bilerek veya bilmeyerek destek oldular. O halde Milletimizin egemenliğini ve bağımsızlığını koruyabilmemiz için bazı değerlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Nedir bu değerlerimiz?

Bayrağımız,
İstiklal Marşımız,
Atatürk ve Anıtkabir,
Dilimiz,
Cumhurbaşkanlığı Forsu,
Başkentimiz,
Türkiye Büyük Millet Meclisi,
Türk Lirası (Paramız)
Anayasamız,
Milli Takımlarımız,
Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımız

Anayasamızın “Egemenlik” başlıklı 6. maddesi aynen şöyle demektedir: “Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir. Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması, hiçbir surette hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz. Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasadan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz.”

Toplumda hiçbir kimse, hiçbir zümre, hiçbir sınıf ya da gurup, doğrudan üstün emretme gücüne sahip olamaz. Toplumda üstün emretme gücünün tek kaynağı ve tek sahibi milletin kendisidir.

ATATÜRK diyor ki:

“Hürriyet ve istiklâl benim karakterimdir. Ben milletimin ve büyük ecdadımın en kıymetli mirasından olan istiklâl aşkı ile yaratılmış bir adamım. Çocukluğumdan bu güne kadar ailevi, hususi ve resmi hayatımın her safhasını yakından tanıyanlarca bu aşkım bilinir. Bence bir millette şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın yerleşmesi ve yaşaması mutlaka o milletin hürriyet ve istiklâline sahip olmasına bağlıdır. Ben şahsen bu saydığım özelliklere çok ehemmiyet veririm ve bu özelliklerin kendimde varlığını iddia edebilmek için milletimin de aynı özellikleri taşımasını şart ve esas bilirim. Ben yaşayabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. Bu sebeple millî bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. Millet ve memleketin menfaatleri gerektirdiği takdirde insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet gereğinden olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin de bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım.”

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve çocuk bayramımız Atatürk’ün çocuklarına armağan olsun.

23.04.215



OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ