A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

ÇAPANOĞULLARI ANKARA YOLUNDA

Yozgat müftüsü Mehmet Hulusi (Akyol) Efendinin tahrikleri, bölgedeki idarecilerin pasif ve dirayetsiz davranışları, Kılıç Ali Paşanın Çapanoğulları ailesinin ileri gelenleri üzerinde uyguladığı tahakküm ve basiretsiz baskıcı, hatta aşağılayıcı tutumu, İsmet Paşanın acemice verdiği emirler sonucu Çapanoğulları bir başkaldırıya adeta itilirler.

Üzerlerine gönderilen Kılıç Ali’nin 60 kişilik müfrezesi ve bölgedeki diğer kuvvetler başarılı olamayınca cephede Yunan kuvvetleri ile çarpışan Çerkez Etem kuvvetleri isyanı bastırmak için Yozgat’a gönderilir. Ankara hükümetinin verdiği abartılı bilgiler sonucu büyük bir mukavemetle karışılacağını sanan Çerkez Etem bu başkaldırıyı çok kanlı bir şekilde bastırdıktan sonra Yozgat’ı yağmalar, yakıp yıkar ve Ankara’ya kadar yol üstünde ne kadar köy kasaba varsa onları da soyup hayvanlarını önüne katıp Ankara’ya döner.

Olayların bu şekilde gelişmesinden son derece rahatsız olan Mustafa Kemal Paşa Çapanoğlu hadisesini bizzat incelemek ve ona göre karar vermek için Çapanoğullarının Ankara’ya gönderilmelerini emreder.

Bu kararında Karahisar milletvekili Şükrü Efendinin Meclis kürsüsünden yaptığı şu konuşmanın da etkili olduğunu sanıyorum. Şükrü Efendi bakınız ne söylüyor? “Bu millet isyankâr değildir. Şurada Yozgat’ta isyan çıktı deniliyor. Bendeniz Yozgat isyanını tetkik ettim, sui(kötü) idare neticesidir. Bakınız efendim Yozgat isyanı yalnız sui idare neticesi değil, bu Meclisin kendisini gösterememesi neticesidir. Bir islâm cemiyetinin, memaliki Osmaniye ve islâmiye mümessillerinin burada toplandığını bildirmemektedir.
Neden oraya muktedir adamlar göndermedik, biz daha doğrusu yalnız İcra Vekillerine değil kendimize de kabahat bulmalıyız.”

Edip Bey’in teslim olmasıyla başlayan safahatı Çapanoğullarının damadı Abdülkadir (Sönmez) Bey’in hatıralarından özetleyerek okuyalım.

Edip Bey, damatları Abdülkadir Sönmez Bey vasıtasıyla jandarma bölük komutanı Vasfi Bey’e haber gönderir. Vasfi Bey, Abdülkadir Bey’e şöyle söyler “yanınıza atlı almaya (yardımcı kişiler) hacet yoktur. Siz ata binin, yalnız gidin(Edip Bey’in yanına). Şayet orada ise (Karatepe’de) benimde hürmet ve selamımı söylersiniz. Müsterih olsunlar, kendisi ve oğlunun hayatları korunacaktır. Aman dilemeye gelsinler. Arada şu fenalık kalksın. Hükümetin meşgul olacak zamanı değildir. Binaenaleyh, mademki bir yanlışlık olmuş, önemli değildir. Bizi kendisine anlatınız. Teslim olmak herhalde haklarında hayırlı olacaktır” der.

Abdülkadir Bey bu mesajı iletince Edip Bey, “Kadri bey, siz süratle gidin, Vasfi Bey’e haber verin. Başındaki atlıyı(Jandarma bölüğünü) Yozgat’a göndersin. Kendisi itimat ettiği iki atlı ile kalsın. Ben gelip teslim olacağım” der. Bu konuşmalar bile Atatürk’ün Çapanoğlu kardeşleri muhakeme bile ettirmeden affetmesine en güzel delildir.

Avni Doğan Bey, Kurtuluş, Kuruluş ve Sonrası kitabında bu durumu şöyle özetliyor. “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Aziziye Halkını (Çapanoğullarının o sırada bulunduğu şimdiki Kayseri Pınarbaşı) tazyik ederek Çapanoğullarını Ankara’ya getirtti. Yozgat ayaklanması hakkında geniş bilgi alan Mustafa Kemal, beylere ceza tatbik ettirmedi, kendilerini ayrı ayrı bölgelerde ikamete memur ettiler.”

Vasfi Bey, Abdülkadir Bey ve Yozgatlı Ahmet, Karatepe çiftliğine doğru giderler. Halit Bey’in yanan çiftlik binası yakınına geldiklerinde Edip Bey ve oğlu Şekip Bey’de oraya gelirler. Çiftlik binasından az ileride buluşurlar. Jandarma bölük komutanı Vasfi Bey atından iner, Edip Bey’de iner. Kucaklaşırlar. Vasfi Bey, Edip Bey’in elini öper. Kendilerine teminat verir. Bu sahne Edip Bey’in gözlerini yaşartır. Bağların içine gelirler oraya otururlar. Biraz görüştükten sonra hep birlikte Yozgat’a gelirler.

Edip Bey’i görmek ve Ankara’dan gelen emri açıklamak için gelen Mutasarrıf şöyle söyler: Edip Bey, aman dilediğinizi Ankara’ya malumat vermiştim. Hükümet burada kalmanızın mahzurlu olduğundan bahisle sizi ve arkadaşlarınızı Ankara’ya istedi. Sizin için ve diğer beyler için araba tedarik ettirdim. Şimdi Vasfi Bey(jandarma bölük komutanı) hareket edecek. Onunla beraber çıkacaksınız. Size bu bilgiyi vermeye geldim.

Biz tekrar Abdülkadir Bey’in anlattıklarına kulak verelim. “Hükümet konağının önü mahşeryeri gibi olmuştu. Hükümet konağından çıkarılırken de büyük izdiham oldu. Araba belediyenin kapısı önüne getirildiği halde bizi içine koymak için pek fazla güçlük çekildi. Halkın içinden çıkmak ve arabaya girmek mümkün olmuyordu. Büyük bir müşkülatla bindik. Halkın birçoğu mahzun, bazıları ağlıyordu. Ön ve arkamızda yüzlerce süvari, etrafımızda top ve makinalı tüfekli katırlarla hükümetin önünden ayrıldık ve Ermeni kilisesine doğru ilerlemeye başladık. Kasabada evlerde kadın-erkek namına bir şey kalmamıştı. Herkes yollara dökülmüştü. Edip Bey, Salih Bey, ben ve Şekip’i bir yaylıya koymuşlardı. Diğerleri de değişik guruplar halinde arabalarda idiler.”

Ankara’ya girişleri de çok heyecanlı olur. “Kayaş bahçeleri çok kalabalıktı. Ankara da birçok kimseler Çapanoğulları teslim olmuş geliyorlar diye Kayaş’a kadar seyre gelmişlerdi. Bizi herkes birbirine gösteriyordu. Yol ilerledi Ankara’ya yaklaştık, kalabalık daha da çoğalmaya başladı. Tam Ankara’ya gireceğimiz zaman izdiham öyle bir hale gelmişti ki şose üzerinde halk adeta birbirini tepeliyordu. Yaylıya yaklaşıp bize bakmak istiyorlardı.

Ankara’da ki sıkıntılı yaşamları 5 ay kadar sürer. Atatürk, mecliste yaptığı konuşma da “bu aile, memleketimize geçmişte büyük hizmetlerde bulunmuşlar, hataları varsa da hatalarından vazgeçmişler, bu günde devletimize hizmette kusur etmemektedirler” diyerek bir yıla kalmadan beyleri affeder. Ancak Edip Bey Kayseri de, Celal bey İstanbul’da Salih Bey’de Sivas’ta ikamete mecbur edilirler.Salih Bey, ikamete mecbur tutulduğu Sivas’a gitmek için hazırlık yaptığı sırada Atatürk Kırşehir de avukatlık yapmasına izin verir.

 

Kaynak: Dr. Ali Şakir Ergin. Çapanoğulları hadisesi ve Abdulkadir Bey’in Hatıraları.

Prof. Mehlika Filiz Ulusoy (Çapanoğlu). Anneannesi Emine Hanımefendi ve annesi Leman Hanımın anılarından

 

OKUR YORUMLARI
HİLMİ BÜLENT PAYASLI
22.08.2022 18:51:57

Kadir Kardeşim Çapanoğlu Ailesi hakkındaki bilgilerim seninkilerle ciddi ölçülerde paralellik taşıyor. Cumhuriyet Dönemine geçiş, yani Atatürk yönetimine geçiş, en az Mustafa Kemal Paşa’nın neredeyse İstiklal Savaşını kazanması gibi çok çok sancılı oldu. Çapanoğlu Tragedyası da bu sancılı dönemin bir parçası olmuş maalesef. Çünkü, tanıdığım bir Büyükelçi, bir Anayasa Başkanı, bir Dermatoloji ABD Başkanı Prof. Dr., ayrıca onlardan önce de tanıma şansına eriştiğim sen ve Ruhu Şad olsun Haluk Kardeşlerim olarak Çapanoğlu Sülalesinin ülkesini ve Atatürk ilkelerinin ne denli coşkun askerleri olduğunu bilen biri olarak, ben de bu notumu tarihin sayfalarına düşürmek istiyorum.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ