A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

ÇAPANOĞULLARINDAN SONRA BOZOK SANCAĞINDA EŞKİYALIK

 Değerli okurlar önceki yazımda Çapanoğullarından önceki dönemde Bozok Sancağında eşkıyalık olaylarından bahsetmiştim.  Bu yazımda da Çapanoğullarından sonra kayıtlara geçmiş bazı eşkıyalık olaylarından bahsedeceğim.

 

1308’ de II. Mahmut tahta çıktığında Çapanoğlu hanedanının başında Çapanoğlu Süleyman Bey bulunmaktaydı. Merkezî yönetim, Süleyman Bey’e 1808‟de Şarkî Karahisar sancağı voyvodalığını, 1810- 1811’de Kayseri ile Kırşehir sancakları mütesellimliklerini ve onun yeğeni Ahmet Bey’e de 1808’de kapucubaşılık payesini verdi. Sultan II. Mahmut hem asker ve zahire sıkıntısı çektiğinde “ayn-ül ayan” (ayanların gözdesi) dediği, hem de saraydaki tayinlerde etkili olmasını içine sindiremediği içinde “kurtulamadım şu gök gözlü heriften” diye şikâyet ettiği Çapanoğlu Süleyman Bey’in ölümünden sonra eyaletleri merkeze bağlamaya çalıştı.

Bozok sancağını Çapanoğlu ailesinden birisine vermedi. Aileyi Yozgat’ta tutmakla birlikte ailenin nüfuzlu beyleri Abdülfettah Bey, Abbas Hilmi Paşa, Mahmut Bey, Hamza ve İzzet Beyleri İstanbul da unvanlar vererek göz önünde tuttu.  Bozok sancağı için en kuvvetli aday görünen ve daha önce Sivas ile Diyarbekir valiliklerinde de bulunmuş olan Halep Valisi vezir Çapanoğlu Mehmet Celâlettin Paşa'yı da devamlı şekilde Maraş, Erzurum, Karaman, Adana ve Rakka valilikleri gibi çeşitli görevlerle Yozgat'tan uzak tuttu, onların yerine vali ve kaymakamlar gönderdi.   

3 Kasım 1839'da Sultan Abdülmecid döneminde Hariciye Nazırı Koca Mustafa Reşid Paşa tarafından Gülhane Parkı'nda okunması nedeniyle Gülhane Hatt-ı Şerifi, Gülhane Hatt-ı Hümayunu veya Tanzimat-ı Hayriye olarak da anılan Tanzimat reformları tam olarak uygulanamadı tatbik edilemedi. Beceriksizlik, vurdumduymazlık, inisiyatif alamama yahut ta yeni uygulamalardan ötürü menfaatleri zedelenen memurlar merkezde gayet iyi niyetlerle hazırlanmış olan fermanları uygulamamakta ya da uygulayamamaktaydı. Bu yüzden çoğu yenilik teşebbüsü kâğıt üzerinde kalmaya mahkûm oldu.

Fermanın ilanının üzerinden epeyce zaman geçmesine karşılık, 1848‟lerde de bu husustaki aksaklıklar devam etmekteydi. Merkeze daha uzak sancaklar bir tarafa Orta Anadolu’da memurlardan kaynaklanan usulsüzlükler devam edip durmaktaydı. Nitekim Kayseri’deki İngiliz konsolosunun İstanbul’daki büyükelçiliğe yazdığı ve büyükelçiliğin de Babıali’ye yolladığı 6 Teşrinisani (Kasım) 1848 tarihli yazıda Yozgat Kaymakamı Said Paşa ile oğlunun halka yaptıkları haksızlıklardan söz edilmektedir.

Konsolos, Osmanlı Devleti’nin birçok yerinde bulunduğunu, fakat Yozgat halkı kadar haksızlığa uğrayan bir başka yer görmediğini, rüşvetin yaygınlaştığını, Said Paşa’nın oğlu kumandasında olan 1.500 kadar başıbozuk süvarinin halka ağır yük bindirdiğini, bu askerlerin yiyecek ihtiyaçlarını karşılamak bahanesiyle halktan zorla zahire alındığını, hatta aşiretlerin on sene zarfında gördükleri zulümden daha fazlasını böylece gördüklerini, askerlerce alınan zahireye karşılık bir akçe bile bedel verilmediğini anlatmaktadır.

Tanzimat’ın ilanından çeyrek yüzyıl sonra Kocaeli Mutasarrıfı Hasan Efendi, devrin şartlarına göre önemli bir meblağ olan altmış bin kuruşu zimmetine geçirmiş ve müfettişlik görevinde bulunan Ahmed Vefik Paşa tarafından durumun tespiti üzerine görevden alınmıştı.

Konuyu araştıran Babıâli, Bozok Kaymakamı Said Paşa’yı görevinden alarak Sivas’ta oturmaya memur etti. Bozok ve Kayseri sancakları Vecihi Paşa’nın uhdesine verildi. Ankara Kaymakamlığı’na İstabl-ı Amire (Osmanlı Devleti'nde padişaha ve saray mensuplarına ait atların barındığı Has Ahur'un resmî adı) Müdürü payelilerinden eski Isparta Kaymakamı Şerif Ağa, Yozgat Mal Müdürlüğü’ne de Maliye Muhasebe Meclisi ikinci kâtibi Rauf Bey tayin edildi.

Çapanoğlu Süleyman Bey’in Bozok Ayan’ı olduğu dönmede III. Selim, uyguladığı “İrâd-ı Cedîd”e karşı isyan eden (1805-1806) Canikli Ali Paşa’nın torunu Tayyar Mahmut Paşa’nın üzerine Yusuf Ziya Paşa’nın ordusu ile Yozgat’taki Çapanoğlu Süleyman Bey’in birliklerini göndermişti. Mağlup olan âsi, Rusya’nın idaresindeki Kırım’a kaçmıştı. Padişah, burada hedefine ulaşmıştı ama aynı yıl Trakya’da amacına ulaşamamış ve ardından önce tahtını ve sonra da hayatını kaybetmişti

Bazı âyanların taşradaki idarî ve askerî nüfuzlarına son verilmesini geciktiren sebepler arsında halkın, âyanların idaresinden memnun olmasıydı. Bu yüzden Babıali, bazı âyanları valilere tercih etmişlerdi.  Halktan fazla vergi toplayan valilere karşı koyan bu âyanlar, korudukları halkın desteğini kazanmışlardı. Yozgat ve havalisindeki Çapanoğulları halkın kuvvetine dayanan âyânlardandı.

Merkezden nispeten uzak kuvvetli ve itaatkâr olan âyâna karşı kuvvet kullanılmadı. Onun yerine ölümleri beklendi.  Padişah, bu gibi âyânların ölümlerinden sonra vârislerini başka yerlere göndererek mahallerinden uzaklaştırdı. Nitekim 1814‟te Çapanoğullarının ve 1816‟da Karaosmanoğullarının siyasî nüfuzları bu yolla kaldırıldı.

Kaynak: Niccola Machiavelli- Türkler 13. cilt

 

 

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ