A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

DÜNYA EMEKÇİ KADINLAR GÜNÜ

Değerli okurlar dün, Türkiye’de ilk kez 1921 yılında kutlanmaya başlanan 8 Mart  "Dünya Emekçi Kadınlar Günü" ydü.  Bütün “Demokrat, Laik ve Özgür”  ülkelerde kutlandı. Bizde de İstanbul hariç bütün şehirlimizde coşku ile kutlandı. Muğla İlimizde 200 kadın zeybek oynayarak izleyenlerin takdirini kazandılar. İstanbul Beyoğlu İstiklal caddesinde kadınların bir yürüyüş yapmasına müsaade edilmedi.  İstanbul Valiliği'nin kararı ile İstanbul'da İstiklal Caddesi ve Taksim'e çıkan bütün yollar ile metro ve füniküler hattı kapatıldı. CHP il başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun da aralarında bulunduğu Emekçi kadınlar saat 14.00 de Beşiktaş’ta 19.00 da da Gece Yürüyüşü için Beyoğlu’nda bulunan Fransız Kültür Merkezi önünde bir araya geldiler. Polisin engellemesi neticesi yüzlerce Emekçi Kadın ara sokaklarda kalıp Taksim’e çıkamadılar. 

Yazımın başındaki “Emekçi kadınlar” ifadesinden sadece bir işyerinde çalışan kadınlar anlaşılmasın, ev kadınları da bu ifadenin içindedir. Onlar sabah yataklarından kalktıklarından itibaren yatana kadar koşuşturan cefakâr, vefakâr, fedakâr analarımız, eşlilerimiz, kız kardeşlerimizdir.
 
06.01.2020 tarih 2/2492 esas no ile TBMM Komisyonu'na sevk edilen yasa teklifi ile inşallah onlarda emekli olmaya hak kazanacaklardır.

……………………………. 

Bakırköy’de bir AVM de arkadaşımızın telefon bayiinde eşimle birlikte oturuyoruz. Bir yandan kahvelerimizi içip sohbet ediyoruz, bir yandan da gelenleri izliyorum. Gelenler çoğunlukla 15- 40 yaş arası insanlar. Kimi kontör yükletiyor. Kimi bir probleminin çözülmesini istiyor. Kimi de yeni model telefonların fiyatlarını ve taksitlerini araştırıyor. Gezdiğim iş muhitlerinde onlarca işyeri kapanmışken arkadaşımızın işyeri hiç boş kalmıyor. Bir yandan memnun oluyorken bir yandan da bu kadar pahalı telefonları nasıl alabiliyorlar diye merak ediyorum. Yeni ve pahalı bir telefon ihtiyaç mı yoksa gösteriş mi bilemiyorum.

Bir an gelen genç hanımların bazılarının tenlerinin beyazlığı dikkatimi çekti. O kadar beyazlardı ki denizden hoşlanmayan benim gibiydiler. Mevsim yaz olduğu için üzerlerindeki kıyafetler kısa kollu ya da kolsuz idi.  Yani sokaktan değil AVM içindeki başka bir işyerinden geliyorlardı sanırım çünkü üzerlerinde ceket gibi bir şey yoktu. Aklıma o Karadeniz türküsü geldi. 

Sabahtan gördüm seni çok beyaz geldin bana 

Konakta mı büyüdün oy oy Eminem 

Güneş değmedi sana güneş vurmadı sana

Parmağında yüzükler, kolunda bilezikler 

Oy sana dolanayım oy oy Eminem 

Nedir bu güzellikler nedir bu güzellikler

Konak mı kaldı! Rant uğruna hepsi ruhsuz beton yığınları olmadı mı? Ama türkünün sözleri böyle, bizde böyle çığırmak zorundayız. 

Eşimin yanımda olması ve yaşımın verdiği cesaretle son gelen bayana şöyle dedim.” Affedersiniz, size bir şey sorabilir miyim? Epeydir burada oturuyorum ve gelen bayanları izliyorum. Bayanların hemen hepsinin tenlerinin beyaz olması dikkatimi mucip oldu. Buna mukabil, Levent, Maslak, Etiler gibi semtlerde bu kadar değil, orada beyaz tenli bayan çok az hatta hiç göremeyebilirsiniz.   Kendi kendime şöyle bir önyargıya kapıldım. Acaba çalışma hayatının şartlarından olsa gerek burada yani Bakırköy de çalışan hanımlar ya da buraya gelen hanımlar tatil yapma fırsatları bulamadıkları için böyle olabilir mi?” Karşımda oturan eşim de benim bu ani çıkışım karşısında şaşırdı. 

Görünüşünden ve duruşundan bende aklı başında ve olgun bir insan intibaı veren hanım da hakikaten öyle çıktı ve benim ciddi bir yüzle sorduğum bu soruyu gülümseyerek “sanırım öyle”  diye cevapladı. Ve devam etti; “ Kapanan işyerleri nedeniyle iş bulmak çok zorlaştı, hafta arası gece saat 22.00 ye kadar ve hafta sonları da izin yapmadan çalışıyoruz. Bu yüzden değil denize filan gitmek, doğru dürüst dinlenemiyoruz bile” dedi.  Bu konu üzerinde kısa da olsa bir sohbet yapma şansım olduğu niçin mutlu oldum ama bu hanımı üzdüm mü acaba diye de biraz tedirgin olmadım değil. 

Bayan, çalışanlardan birisi ile görüşmeye başlayınca eşim şaşkınlık içinde “Ne cüretle tanımadığın bir hanıma böyle bir soru sordun”  dedi usulca.   Ne bileyim bazen böyle densizliğim oluyor işte dedim. İşyeri sahibi arkadaşım da “onlar bizim kardeşimiz, burada çalışanlar birbirlerini tanırlar, problem olmaz” diyerek içini rahatlattı. 

Bu kısa sohbet bir anda beni 1970 li yıllara götürdü. O tarihlerde Laleli Koska Caddesinde ikamet eder, İş Bankası Yeşildirek şubesinde çalışırdım. Evden işe yürüyerek 15-20 dakikada giderdim. Sabahları,  Mahmutpaşa, Sultanhamam, Mısırçarşısı gibi yerlerde çalışanlarla birlikte, Kapalıçarşı’nın Beyazıt kapısı önünde birikirdik. Saat 08 de kapılar açılınca çarşının ana caddesi olan kalpakçılar caddesinden Mahmutpaşa ve Nuruosmaniye yönüne ve tek yön olarak mübalağa etmiyorum binlerce insan mahşeri bir kalabalık olarak sel gibi akardık. 

45 bin m2 kapalı alana, 65 sokak üzerinde 3600’den fazla dükkân ve 14 hana sahip olan Kapalıçarşı’nın kapıları kapalıyken çarşıdaki işyeri sahipleri başka kapılardan içeriye alınırdı ki Kapalıçarşı’nın 22 kapısı vardı.  Biz girdiğimizde onları bizden önce girmiş vitrinlerini düzenlerken görürdük. Böyle bir kış sabahı dükkânlarının önünü temizleyen bitişik iki dükkân sahibinden birisinin diğerine şöyle dediğini duymuştum. “Sabahın kör karanlığında giriyoruz, akşamın karanlığında çıkıyoruz. Güneşe hasret kaldık, bu nasıl bir hayat yav.”

Bu içimi burkan gençlik anılarım bir film şeridi gibi aklımdan geçerken işini bitiren hanımefendinin “size iyi günler” vedası ile kendime geldim. Üçümüz birden iyi günler diledik. Arkasından hüzünle bakarken düşündüm, evli miydi, çoluğu çocuğu var mıydı, aldığı ücret yeterli miydi, iş çıkışı eve kaçta varıyor sofrayı kaçta kuruyordu,  bir deniz kenarında kısacıkta olsa bir tatil imkânı bulabiliyor muydu?

“Güzel kadınları severim, işçi kadınları da severim, güzel işçi kadınları daha çok severim” diyen rahmetli Orhan Veli üstada sesleniyorum.  Kadınlarda evlenme yaşı 30 u erkeklerde 35 i buldu. Önümüzdeki yıllar ne getirir ne götürür tahmin bile edemiyorum. Gittiğin yerden yazar gönderirsen memnun olurum. 

OKUR YORUMLARI
Güner Türkoğlu (İsveç)
09.03.2020 06:05:31

Cok sevdim bu yazini Abdulkadir.Yuregine saglik.Ne yazik ki gercekleri ulkemin.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ