Değerli okurlar, tarihimizde her yıl 1 Temmuz günü Kabotaj bayramı olarak kutlanır DI. Kabotaj bir devletin kendi limanları arasında yolcu ve yük taşıma hakkıdır. Türkiye'de, Kabotaj Kanunu'nun yürürlüğe girdiği 1 Temmuz (1926) günü Kabotaj bayramı olarak kutlanır.
Bir devletin, kendi limanları arasında deniz ticareti konusunda tanıdığı bu ayrıcalıktan yalnızca kendi yurttaşlarının yararlanması, millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Üç tarafı denizlerle çevrili yurdumuzda ne yolcu ne de yük taşıma işinde daha ucuz olan deniz vasıtalarından yeteri kadar yararlanamıyoruz. Bu işi maalesef kamyon ve otobüslere terk etmiş durumdayız.
Bir Temmuzlarda diğer bayramlar gibi resmigeçitler filan yapılmazdı ama bu bayram dolayısıyla egemenlik haklarımızdan birisi olan Kabotaj hakkının önemi vurgulanmış olurdu. Bu gün kıyı şehirlerimizin çoğunda iskeleden veya rıhtımdan ya da bir teknenin ucuna yağlanmış bir direk belli bir açıyla bağlanır ve direğin ucuna bayrak takılır, bu bayrağı almayı başaran oyunu kazanırdı. Bu tehlikeli oyun bazen feci sakatlanmalara da yol açardı.
Basından izliyorsunuzdur İstanbulun trafiği insanı çıldırtacak hale geldi. Bu yüzden çalışmak zorunda olmayan emekliler pek sokağa çıkmazlar. Ben de şöyle derim İstanbulda herkes kendi köyünde oturur, adı İstanbullu olur. İşte İstanbulun köyleri; Alibeyköy, Arnavutköy, Ataköy, Bahçeköy, Bakırköy, Basınköy, Batıköy, Boyacıköy, Büyükbakkalköy, Çekmeköy, Çengelköy, Demirciköy, Dursunköy, Erenköy, Feriköy, Firuzköy, Hasköy, İçerenköy, İncirliköy, Kadıköy, Karaköy, Kefeliköy, Küçükbakkalköy, Küçükköy, Mecidiyeköy, Merdivenköy, Ortaköy, Sefaköy, Tokatköy Vaniköy, Yalıköy, Yeniköy, Yeşilköy.
Karşı yakaya yani Anadolu yakasına geçeceksek arabamızla Sirkeciye gidip arabalı vapura biniyoruz Hareme geçiyoruz. Dönüşte de yine aynı şekilde dönüyoruz. Arabalı vapur ücreti günün saatine göre de değişiyor. En uygun saatte bir otomobil bir yolcu ile 13 TLye karşıya geçiyor. Bu ücret araçların yoğun olduğu saatlerde biraz daha yüksek oluyor ama en azından Galata köprüsü ile Haliç köprüsünde yoğun trafiğe takılıp Boğaz köprüsünü geçene kadar sinir harbi yapmıyor üstelik 15 dakika da olsa deniz havası alıyoruz. Bu sefer dönüşte Sahilbent isimli vapura denk geldik. Bu vapur, yeni hizmete alınan hızlı vapurlardan birisi. İsmini nereden alıyor diye araştırınca şu bilgilere ulaştım.
Dünyanın ilk araba vapurunu dönemin Şirket-i Hayriye (Hayırlı Şirket) Müdürü Hüseyin Haki Efendi, Umum Müfettişi İskender Bey ve Hasköy Tersanesi baş mimari Mehmet Usta birlikte tasarlıyorlar.
O güne kadar benzeri görülmemiş bir vapur tipi üzerinde kafa yormaya başlıyorlar. Bu öyle bir şey olsun ki, düz ve alçak güvertesinin her iki ucunda rampalar bulunsun. Vasıtalar bu rampaları kullanarak vapura binsin ve her iki taraftan da iniş-biniş sağlandığından, araçlar aynı yönde yürümeye devam ederek karaya çıkabilsin. Ve güvertesinin tamamına taşıt doldurulabilsin.
Proje güzelce çiziliyor ve zamanın en gelişmiş tersanelerine sahip ülkesi İngiltere'ye gönderiliyor. İngilizler bu tasarıma hayran kalıyorlar ve şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. İşte dünyanın ilk arabalı vapuru; 26 baca numaralı Suhulet, 27 baca numaralı Sahilbend böyle doğuyor.
Şirket-i Hayriyenin aynı zamanda ilk saç gövdeli gemisinin yapımı yaklaşık 2 yıl sürüyor, 1871 yılında tamamlanan, 1872 yılında da 26 baca numarası verilen dünyanın ilk araba vapurunun motoru tek silindirli bir buhar makinesi. İki tarafında da kıyıya indirilecek kapakları var. Vapurda yolculara mahsus oturma yerleri yokmuş. Hayvanları ve arabaları rahatça taşıyabilecek bir yapıya sahipmiş. Bu ilk arabalı vapur 8.000 İngiliz lirasına mal oluyor, Vapura, kolaylık anlamına gelen, Suhulet adı veriliyor. Hem bu geminin hem de daha sonra yapılacak ve Sahilbent ismi verilecek geminin isim babası Milli şairimiz Namık Kemal Beydir.
Arabalı vapurun İngiltereden getirilişi de oldukça zahmetli oluyor. Zira altı düz ve safrası olmayan vapur boşken su üzerinde oldukça dengesiz kalıyor. Vapur İngiltereden Boğaza getirildiği uzun yolculukta birkaç kez batma tehlikesi bile geçiriyor.
Üsküdar-Kabataş arasında çalışmaya başlayan tarihin ilk arabalı vapuru Suhuletin özellikleri de şöyle; Teknesi saçla kaplı ve Osmanlının ilk sac gemisi. 157 ton ağırlığında. Uzunluğu 45,7 metre, genişliği 8,5 metre. Su kesimi 3,1 metre. 450 beygir gücünde tek silindirli compound buhar makinesi ile saatte 7 mil hız yapıyor.
93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) sırasında Suhulet Çanakkaleye gönderilmiş ve burada askeri sevkiyata tayin edilmiş. Aynı şekilde Trablusgarp ve Balkan Savaşları sırasında Şirket vapurları bir yandan Boğazda ulaşımı sağlarken bir yandan da bu savaşlarda askeri sevkiyat hem askeri mühimmat hem de yaralı askerlerin hastanelere götürülmeleri için kullanılmışlardır. Birinci Dünya savaşı başladığında ise şirket hiçbir ücret talep etmeksizin tüm gemilerini askeri hizmetin emrine sunmuştur.
Suhuletin başarılı hizmetinden hemen sonra 27 baca numaralı iki kıyıyı birbirine bağlayan anlamına gelen Sahilbent de 1869 yılında Londra da inşa ediliyor. Hizmetten alındığı 1958 yılına kadar Kabataş-Üsküdar ve Sirkeci-Harem hattında hizmet veren Suhulet, tam 87 yıl boyunca sayısız araç ve yolcuyu iki kıta arasında taşıyor 1967 yılında sökülüyor.
Teknik donanım ve altyapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından 02 Ağustos 2007 günü törenle suya indirilen yeni Suhulet, ilk Suhuletten tam 136 yıl sonra yine Türk mühendislerin eliyle İstanbula kazandırıldı.
Türk tersanelerinde inşa edilen Suhulet, 80 araç ve 600 yolcu kapasitesinin yanı sıra 12,5 deniz mili hız yapabiliyor. Sirkeci-Harem hattındaki sefer süresi 8 dakika Dünyanın en güvenli manevra sistemlerinden birine sahip olan İstanbulun yeni araba vapuru, ekseninde 360 derece dönebilme özelliğinin yanı sıra, birbirini yedekleyebilen 4 makine düzeneğiyle sistem güvenliğini kesintisiz sağlıyor.
Suhuletin bir başka özelliği de Siemens firmasınca projelendirilen, Türkiyenin ilk Elektrik Tahrik Sistemli gemisi olması. Tahrik sisteminin yanı sıra Hız Kontrol Sistemlerindeki donanımlar ise gemiye daha az titreşim ve gürültü, enerji tasarrufu ve yüksek manevra kabiliyeti sunuyor.
Sirkeci Harem Araba Vapuru Hattı'nda çalışacak olan ve İDO tarafından Çeksan Gemi İnşa'ya yaptırılan 4 adet kardeş vapurun ikincisi olan Sahilbent, 9 kasım 2007 günü suya indirildi. Sahilbent de kardeşleriyle aynı teknik özelliklerde. 600 yolcu ve 80 araç kapasiteli. Sahilbent'in uzunluğu 73 metre genişliği ise 18 metre.4 adet jeneratörün beslediği elektrikli tahrik sisteminde 800 KW gücünde 2 adet Voith-Schnenieder pervane kullanılmıştır.12,5 deniz mili seyir süratine ulaşabilmektedir. Güverte rampalarının hidrolik sistem ile hareket etmekte olup engelli yolcular için gerekli donanımlar bulunmaktadır. Gelişmiş teknolojisi ile yüksek manevra kabiliyetine sahip olan Sahilbent'te, kullanılan donanım sayesinde daha az titreşim, daha az gürültü ve daha az yakıt sarfiyatı elde edilecek.
02.07.2017
Bir devletin, kendi limanları arasında deniz ticareti konusunda tanıdığı bu ayrıcalıktan yalnızca kendi yurttaşlarının yararlanması, millî ekonomiye önemli bir katkı sağlayacağından, devletler yabancı bandıralı gemilere kabotaj yasağı koyma yoluna gitmişlerdir. Üç tarafı denizlerle çevrili yurdumuzda ne yolcu ne de yük taşıma işinde daha ucuz olan deniz vasıtalarından yeteri kadar yararlanamıyoruz. Bu işi maalesef kamyon ve otobüslere terk etmiş durumdayız.
Bir Temmuzlarda diğer bayramlar gibi resmigeçitler filan yapılmazdı ama bu bayram dolayısıyla egemenlik haklarımızdan birisi olan Kabotaj hakkının önemi vurgulanmış olurdu. Bu gün kıyı şehirlerimizin çoğunda iskeleden veya rıhtımdan ya da bir teknenin ucuna yağlanmış bir direk belli bir açıyla bağlanır ve direğin ucuna bayrak takılır, bu bayrağı almayı başaran oyunu kazanırdı. Bu tehlikeli oyun bazen feci sakatlanmalara da yol açardı.
Basından izliyorsunuzdur İstanbulun trafiği insanı çıldırtacak hale geldi. Bu yüzden çalışmak zorunda olmayan emekliler pek sokağa çıkmazlar. Ben de şöyle derim İstanbulda herkes kendi köyünde oturur, adı İstanbullu olur. İşte İstanbulun köyleri; Alibeyköy, Arnavutköy, Ataköy, Bahçeköy, Bakırköy, Basınköy, Batıköy, Boyacıköy, Büyükbakkalköy, Çekmeköy, Çengelköy, Demirciköy, Dursunköy, Erenköy, Feriköy, Firuzköy, Hasköy, İçerenköy, İncirliköy, Kadıköy, Karaköy, Kefeliköy, Küçükbakkalköy, Küçükköy, Mecidiyeköy, Merdivenköy, Ortaköy, Sefaköy, Tokatköy Vaniköy, Yalıköy, Yeniköy, Yeşilköy.
Karşı yakaya yani Anadolu yakasına geçeceksek arabamızla Sirkeciye gidip arabalı vapura biniyoruz Hareme geçiyoruz. Dönüşte de yine aynı şekilde dönüyoruz. Arabalı vapur ücreti günün saatine göre de değişiyor. En uygun saatte bir otomobil bir yolcu ile 13 TLye karşıya geçiyor. Bu ücret araçların yoğun olduğu saatlerde biraz daha yüksek oluyor ama en azından Galata köprüsü ile Haliç köprüsünde yoğun trafiğe takılıp Boğaz köprüsünü geçene kadar sinir harbi yapmıyor üstelik 15 dakika da olsa deniz havası alıyoruz. Bu sefer dönüşte Sahilbent isimli vapura denk geldik. Bu vapur, yeni hizmete alınan hızlı vapurlardan birisi. İsmini nereden alıyor diye araştırınca şu bilgilere ulaştım.
Dünyanın ilk araba vapurunu dönemin Şirket-i Hayriye (Hayırlı Şirket) Müdürü Hüseyin Haki Efendi, Umum Müfettişi İskender Bey ve Hasköy Tersanesi baş mimari Mehmet Usta birlikte tasarlıyorlar.
O güne kadar benzeri görülmemiş bir vapur tipi üzerinde kafa yormaya başlıyorlar. Bu öyle bir şey olsun ki, düz ve alçak güvertesinin her iki ucunda rampalar bulunsun. Vasıtalar bu rampaları kullanarak vapura binsin ve her iki taraftan da iniş-biniş sağlandığından, araçlar aynı yönde yürümeye devam ederek karaya çıkabilsin. Ve güvertesinin tamamına taşıt doldurulabilsin.
Proje güzelce çiziliyor ve zamanın en gelişmiş tersanelerine sahip ülkesi İngiltere'ye gönderiliyor. İngilizler bu tasarıma hayran kalıyorlar ve şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. İşte dünyanın ilk arabalı vapuru; 26 baca numaralı Suhulet, 27 baca numaralı Sahilbend böyle doğuyor.
Şirket-i Hayriyenin aynı zamanda ilk saç gövdeli gemisinin yapımı yaklaşık 2 yıl sürüyor, 1871 yılında tamamlanan, 1872 yılında da 26 baca numarası verilen dünyanın ilk araba vapurunun motoru tek silindirli bir buhar makinesi. İki tarafında da kıyıya indirilecek kapakları var. Vapurda yolculara mahsus oturma yerleri yokmuş. Hayvanları ve arabaları rahatça taşıyabilecek bir yapıya sahipmiş. Bu ilk arabalı vapur 8.000 İngiliz lirasına mal oluyor, Vapura, kolaylık anlamına gelen, Suhulet adı veriliyor. Hem bu geminin hem de daha sonra yapılacak ve Sahilbent ismi verilecek geminin isim babası Milli şairimiz Namık Kemal Beydir.
Arabalı vapurun İngiltereden getirilişi de oldukça zahmetli oluyor. Zira altı düz ve safrası olmayan vapur boşken su üzerinde oldukça dengesiz kalıyor. Vapur İngiltereden Boğaza getirildiği uzun yolculukta birkaç kez batma tehlikesi bile geçiriyor.
Üsküdar-Kabataş arasında çalışmaya başlayan tarihin ilk arabalı vapuru Suhuletin özellikleri de şöyle; Teknesi saçla kaplı ve Osmanlının ilk sac gemisi. 157 ton ağırlığında. Uzunluğu 45,7 metre, genişliği 8,5 metre. Su kesimi 3,1 metre. 450 beygir gücünde tek silindirli compound buhar makinesi ile saatte 7 mil hız yapıyor.
93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) sırasında Suhulet Çanakkaleye gönderilmiş ve burada askeri sevkiyata tayin edilmiş. Aynı şekilde Trablusgarp ve Balkan Savaşları sırasında Şirket vapurları bir yandan Boğazda ulaşımı sağlarken bir yandan da bu savaşlarda askeri sevkiyat hem askeri mühimmat hem de yaralı askerlerin hastanelere götürülmeleri için kullanılmışlardır. Birinci Dünya savaşı başladığında ise şirket hiçbir ücret talep etmeksizin tüm gemilerini askeri hizmetin emrine sunmuştur.
Suhuletin başarılı hizmetinden hemen sonra 27 baca numaralı iki kıyıyı birbirine bağlayan anlamına gelen Sahilbent de 1869 yılında Londra da inşa ediliyor. Hizmetten alındığı 1958 yılına kadar Kabataş-Üsküdar ve Sirkeci-Harem hattında hizmet veren Suhulet, tam 87 yıl boyunca sayısız araç ve yolcuyu iki kıta arasında taşıyor 1967 yılında sökülüyor.
Teknik donanım ve altyapı çalışmalarının tamamlanmasının ardından 02 Ağustos 2007 günü törenle suya indirilen yeni Suhulet, ilk Suhuletten tam 136 yıl sonra yine Türk mühendislerin eliyle İstanbula kazandırıldı.
Türk tersanelerinde inşa edilen Suhulet, 80 araç ve 600 yolcu kapasitesinin yanı sıra 12,5 deniz mili hız yapabiliyor. Sirkeci-Harem hattındaki sefer süresi 8 dakika Dünyanın en güvenli manevra sistemlerinden birine sahip olan İstanbulun yeni araba vapuru, ekseninde 360 derece dönebilme özelliğinin yanı sıra, birbirini yedekleyebilen 4 makine düzeneğiyle sistem güvenliğini kesintisiz sağlıyor.
Suhuletin bir başka özelliği de Siemens firmasınca projelendirilen, Türkiyenin ilk Elektrik Tahrik Sistemli gemisi olması. Tahrik sisteminin yanı sıra Hız Kontrol Sistemlerindeki donanımlar ise gemiye daha az titreşim ve gürültü, enerji tasarrufu ve yüksek manevra kabiliyeti sunuyor.
Sirkeci Harem Araba Vapuru Hattı'nda çalışacak olan ve İDO tarafından Çeksan Gemi İnşa'ya yaptırılan 4 adet kardeş vapurun ikincisi olan Sahilbent, 9 kasım 2007 günü suya indirildi. Sahilbent de kardeşleriyle aynı teknik özelliklerde. 600 yolcu ve 80 araç kapasiteli. Sahilbent'in uzunluğu 73 metre genişliği ise 18 metre.4 adet jeneratörün beslediği elektrikli tahrik sisteminde 800 KW gücünde 2 adet Voith-Schnenieder pervane kullanılmıştır.12,5 deniz mili seyir süratine ulaşabilmektedir. Güverte rampalarının hidrolik sistem ile hareket etmekte olup engelli yolcular için gerekli donanımlar bulunmaktadır. Gelişmiş teknolojisi ile yüksek manevra kabiliyetine sahip olan Sahilbent'te, kullanılan donanım sayesinde daha az titreşim, daha az gürültü ve daha az yakıt sarfiyatı elde edilecek.
02.07.2017
02.07.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ