A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

GAZİ’NİN İSTİKAMETİ BU KADAR BÜYÜK

Yozgat’ımızın canlı tarihi değerli eğitimci Yılmaz Göksoy ağabeyimle (D.1931) Cumhuriyetin faziletleri üzerine sohbet ediyoruz. Çok hoşuma giden üç olay anlattı, ben de sizlerle paylaşmak istedim.

Dedi ki “Yozgat’ta bir deyim vardır. “Var yurduyun kıymetini bil Derekemal” derler. Derekemal Yozgat’ın Çayıralan ilçesine bağlı dere içinde gözden uzak bir köy. Çok eski yılların birisinde bir yaz günü köylü bir arada oturup sohbet ederken birisi derki “yahu bu sıralar Ramazan olması lazım, biz ne vakit oruç tutacağız. Ramazan ne zaman hiç haberimiz yok.” Kimse doğru dürüst bir cevap veremez. Sonunda Çayıralan’a bir adam gönderip soruşturması için karar alırlar ve birisini gönderirler. Adam Çayıralan’a varır ki ortamda bir değişiklik var, bazı dükkânlar kapalı, insanların kılık kıyafetleri düzgün. Gözüne kestirdiği birisine sorar “ Hemşerim, ne var ne yok, bu dükkânlar neden kapalı.” O da “Bayram hemşerim haberin yok mu” diye cevap verir. Ne bayramı deyince “Ramazan bayramı, ondanda mı haberin yok” der. Derekemal’li bozuntuya vermez ama için içinden de sevinir. Köye gelince bir tepenin üzerine çıkar oradan bağırır. “Var yurduyun kıymetini bil Derekemaaaal, 30 Ramazan geçmişte oruçtan haberin olmamış.”

Bizim köyümüz Gökçekışla, asırların Bağdat yolu üzerinde Yozgat’a 21 km. mesafede idi. Babamın amcası vardı, Birinci Dünya Savaşına, Balkan Savaşına katılmış Hacı Ömer emmi. O anlatmıştı. “İkindiüzeri tarlada çalışıyorduk at üstünde bir Çerkez yakınımıza gelip selam verdikten sonra siz bayram yapmaz mısınız, işiniz bu kadar çok mudur diye sordu. Bende yaparız neden yapmayalım daha bayrama vakit var deyince biz Yozgat’ta bayramı bitirdik gidiyoruz dedi. Aramızda 21 km.lik bir mesafe ve ana güzergâh üzerinde bir köy olmamıza rağmen iletişim bu kadar zayıftı. Bayramları bile köylü başka gün, şehirli başka gün kutlardı. Bizde o gün ikindiden sonra köye gidip köylüye haber verdik bayram yaptık. İşte Gazi’nin istikameti bu kadar büyük, bize el ile bayram yapmayı öğretti” demişti. Bu ne demek diye sorduğumda “Medeni ülkelerin kullandığı takvimi Gazi Paşa getirdi, şimdi siz duvar takvimine bakıp hangi gün Ramazan hangi gün bayram kolayca öğreniyorsunuz” demişti.

Birde şunu anlatayım; Bizim ailemiz kalabalıkdı. Sahurda çoğu günler bazlama yapılır onu yerdik. Babam bir seferde 7–8 bazlamayı birden yerdi. Hanımlar sahurda kalkacaklar sıcak bazlama yapacaklar. O zaman saat kimde var ki bizde olsun, kalkış horoz ötümü ile. Osmanlı da çare tükenmez derler, dedem başucuna bir Hint horozu tünetmişti. Horoz sahurda ötecek, dedem uyanacak, hanımları kaldıracak onlarda sahurda bazlama pişirecekler. Zaten günlük yaşantımız da horozların ötümüyle başlardı. Horozların ilk ötümü sahurun başlangıcı, ikinci ötümü de sahurun bitimi olurdu. “Köylü ne gördüyse Cumhuriyet’ten sonra gördü onun için yaşlılar Atatürk’ten bahsederken onu kendilerine yakın gördüklerinden hep Gazi diye bahsederler.” Demişti sevgili Yılmaz ağabeyim.

12.07.2014
OKUR YORUMLARI
Remzi ATAMAN
17.07.2014 21:10:00

Emeğine ve yüreğine sağlık üstad.Yuce ATATÜRK'ün bizlere kazandırdığı değerler saymakla,anlatmakla bitmez.hepsinden önemlisi;özgür birer birey olmayı,insan olma bilincini Onunla öğrendik.ATATÜRK,CUMHURİYET sevdalılarına,yüreği sevgi dolu dostlara selam olsun.Çiçeğiniz GÜL-Sevdanız İNSAN olsun.

ABDULKADİR ÇAPANOĞLU
13.07.2014 22:00:00

Değerli Suzan Hanım'cığım. Rahatsızlığınıza çok üzüldüm. Büyük geçmiş olsun. İnşallah önemli bir şey değildir. Uzun süredir güzel yorumlarınızı göremeyince bende merak etmiştim.Dilerim bundan sonraki yaşamınız sağlıklı ve huzurlu olur. Saygı ve selamlarımı sunuyorum.

SUZAN
13.07.2014 16:50:00

sayın Çapanoğlu. Rahatsızlığımdan dolayı uzun süredir yazılarınızdan ayrı kalmıştım. Büyük bir eksiklik içindeydim. Yine değerli kaleminizden dökülen inci-mercan öykülerle buluşmuş olduk.Geçmişteki zengin kültürümüz geleceğin hep ışğı olmuştur. O gün onlar yaşanmasaydı bu günün kıymeti anlaşılamazdı. Ne çare ki geleceği kıymetlendiren, geçmişin işçiliği sadece sizlerde saklı kaldı. Bu değerli hazineleri gün ışığın çıkararak günümüzün değerini gösterdiğiniz için Allah sizden razı olsun. Şimdi müsaadenizle.Zamanında okuyamadığım yazılarınızdan ( inci-mercan hazinelerinden) payıma düşeni almak, ruhumu süslemek için ayrılmak istiyorum. Ramazanınız Mübarek, ömrünüz bereketli, kaleminiz şerbetli olsun efendim. Saygı ve selamlar..

olcay Akkent
12.07.2014 21:10:00


Ne mutlu Atatürk'ü ananlara, onu kendilerine yakın görenlere, ondan Gazi diye bahsedenlere, ne gördülerse Cumhuriyet döneminde gördüklerini söyleyenlere.

Aslında bunlar çok bilinen şeyler. Hepimizin içtenlikle söylediğimiz şeyler. Ama günümüzde aksini söyleyenler de olduğu için insanın hoşuna gidiyor böyle şeyleri okumak.

Değerli Abdülkadır Çapanoğlu, bunları bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim.

Mahmut erdem
12.07.2014 16:43:00

Selam hocam,Kolay gelsın yazınızın mükemeliyeti konuları şiğirsel konumada bürüyor,Hani bir laf vardır elde bayram var benim neyime (İLİMİN HALİNİ GÖRÜNCE ) Bayramı neyim unutuyor insan, Osman hocamda değinmişya, Gelen bir parmak bal ile geçiştiriyor. Saygılar.

Mehlika Filiz Ulusoy
12.07.2014 15:01:00

Abdülkadir Bey,
Yakın zamandaki Yozgat ziyaretimde, Halit Bey kardeşimin kıymetli hanımı tarafından yapılan, kahvaltıda yediğimiz adını unutup tadını unutamadığım ekmeğin (bazlama diyeyim)de 7-8 adet yenmesi mümkündü.
Yozgatlı hanımların yemekleri kadar dilleri de tatlıdır. Hele "Kurban olduğum" hitabıyla söze başlamaları insanın içini ısıtır. Anneannemin vefatından bu yana bu sözü ilk defa kız kardeşinin Halit Bey'e hitabında duydum.
Saygılarımla

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ