GÜNÜ BİRLİK YOZGAT KÜLTÜR TURU

Değerli okurlar, yıllardır özlemle beklediğim bir haberi akrabam İsa Çapanoğlu verdi. 8 Nisan 2018 Pazar günü hemşerimiz arkeolog Fatih MÜDERRİSOĞLU, Ankara’dan Yozgat’a günübirlik bir tur tertipliyor. Rehberliğini de kendisini yapıyor. Turda 36 kişi var ve sadece Fatih ve İsa Beyler Yozgatlı.

İsa Bey diyor ki; sabah Tempo Tur önünde buluşup saat 07.30 da hareket ettik. Gerekli molalardan sonra saat 11.00 de Yozgat a geldik.

Yaptığımız kent içi turumuzda Nizamoğlu Konağını (Yozgat Arkeoloji Müzesi) ,Hayri İnal Konağını, dedelerimizden miras Çapanoğlu Büyük Camiini, Hamidiye Çeşmesini, içi resimlerle bezeli Başçavuş Camii’ni gördükten sonra öğle yemeği molası verildi. Geleneksel lezzetlerin sunulduğu lokantamızda Yozgat’a has meşhur “testi kebabı” ve “tandır kebabı” yedik. Yemekten sonra da Sorgun üzerinden Sarıkaya ya hareket ettik. Kısa bir yolculuktan sonra Sarıkaya’daki Roma-Bizans döneminde kullanılan ve Aquae Sarvenea/Bazilika Therma adlariyle anılan kaplıcadaydık. Vaktiyle Sarıkaya ya gelen bir arkeoloğun yaptığı 5 metrelik kazı sayesinde kent içindeki hamamın bugünkü hali ortaya çıkarılmış. Hamamda 40 derece sıcaklıkta termal su bulunmakta. Halen kent içindeki çarşının bir bölümünde arkeolojik kazılar devam etmekte.

Sarıkaya’daki gezimiz bitince tekrar Yozgat’a döndük. Gezimizin bu bölümünde de yine akrabamız Tevfikzade Ahmet Bey’in Belediye Başkanlığı yaptığı 1902-1908 yıllarında yaptırdığı ve çanının ağırlığının 288 kg olduğu Yozgat saat kulesini, Çapanoğlu Ahmet Şakir Paşanın yaptırdığı tarihi Yozgat Lisesini ve Miralay Şerif Bey konağını dıştan görüntüledik. Gezimizin son bölümüne de çiseleyen yağmur altında yine dedemiz Çapanoğlu Mustafa Paşanın oluşturduğu Yozgat çamlığından Yozgat’ı temaşa ederek turumuzu sonlandırıp, Yozgat’a has parmak çöreği ve peksimetlerimizi yiyerek Ankara’ya doğru hareket ettik.

Bu geziden şu izlenimleri edindim. Gittiğimiz her yerde Yozgat halkı bizlere çok ilgi gösterdi. Tanımadığımız insanlar, yaşlısı ile genci ile hoş geldiniz diyerek gönlümüzü hoş ettiler. Çapanoğlu Büyük camiini gezerken namaz kılmaya gelenlerden özür dileyen rehberimiz Fatih Müderrisoğlu’na “siz buyurun gezin biz biraz sonra da namazımızı kılarız” diyerek engin hoşgörülerini gösterdiler.

Şunu gördüm ve çok duygulandım; Çapanoğullarına karşı gözle görülür bir sevgileri var.
Değerli okurlar, İsa Çapanoğlu izlenimlerini bana böyle aktardı. Bir yazımda şöyle yazmıştım.
Hükümetlerden üvey evlat muamelesi gören Yozgat neden bir Beypazarı olmasın diye düşündüm. Beypazarı’na her hafta sonu Ankara’dan 200 den fazla otobüs ile yerli turist geliyormuş. Bizde ailecek üç kere gittik. Seviyoruz Beypazarı’nı. Çünkü bizim eski Yozgat’ın birebir benzeri. Oraya gittiğimizde eski Yozgat’a gitmiş gibi oluyoruz. Ankara’dan gelenler sabah gelip akşama dönüyorlar. Hıdırlık tepesinden başka da gezecek bir yer de yok. Ama Belediye binasının altında gümüşçüler çarşısı var. Beypazarı’na gelen herkes buradan mutlaka bir şey alıyor. Çapanoğlu Süleyman Bey zamanında da Yozgat savatçılıkta (gümüş işlemeciliği) en önemli merkez imiş şimdi neden olmasın. Çok güzel temiz lokantaları var, yemek fiyatları hepsinde aynı. Şekerlemecilerde envai çeşit tatlılar, lokumlar ye beni tat beni diye bağırıyor. Tatmak bedava zorla ikram ediyorlar. Kendi aracınız ile gelmişseniz “sedirli”, “yastıkları kırlentli” ahşap evlerde ev sahibinin güler yüzü ile konaklıyorsunuz. Belediye başkanı bu ev sahiplerini pansiyonerlik kurslarında eğitmiş. Demirciler çarşısında hala soğuk demir ürünleri değişik bakır hayvan çanları üretilip satılıyor. Sokaklarda hanımların evlerinde ürettiği makarnaları, erişteleri, pestilleri, tarhanaları vs. ve dağlardan topladıkları değişik otları sattıkları stantlar var. Beypazarı halkı para basıyor. Belediye başkanı gönüllü liseli öğrencileri rehber olarak görevlendirmiş, sizi gezdiriyorlar. İlk gidişimizde bir genç kızımız bizi gezdirdi. Bizde bir öğle yemeği ikram ettik, birkaç kuruşta cep harçlığı verdik.

Bütün bunlar pekâlâ Yozgat’ımızda da yapılabilir. Evlerde kesilen erişteler, tarhanalar, Pekmezler, çalmalar, meşhur Yozgat kadayıfımız, kurutulmuş meyveler sebzeler, kenarı oyalı yazmalar, tülbentler daha neler neler uygun yerlere konulacak stantlarda satılabilir. Tol çarşı hakikaten güzel bir kapalı çarşı havasında olursa ve hanımlarda buradan alışveriş yapacak cesareti bulursa neler olmaz ki.

20.04.2018