Değerli okuyucular, aşağıda okuyacağınız anıları değişik kaynaklardan derleyerek sizinle paylaşıyorum. Umarım beğenirsiniz.

1960-1970 yıllarında çok kullandığımız bir deyimdi “hop dedik”.

27 Mayıs 1960 günü ihtilal yapılmış ordu yönetime el koymuştu. Başbakanlık Müsteşarı Alparslan Türkeş’in başkanlığında birkaç Milli Birlik Komitesi üyesi basını bilgilendirmek için Ankara’da bir basın toplantısı yapıyorlar. Türkiye’nin ilk kültür bakanı Rahmetli Talat Halman şöyle anlatıyor.

“Basın toplantısını yöneten Alpaslan Türkeş diyor ki: "Soru soracak gazeteciler önce kendi isimlerini söylesinler, sonra da gazetelerinin adını”. Herkes kurala uyuyor, önce kendi isimlerini sonrada temsil ettikleri gazetenin ismini söylüyorlar.

- “Ecvet Güresin, Cumhuriyet .”
- “Nadir Nadi, Cumhuriyet ."
- “Metin Toker, Akis.”
- “Ömer Sami Coşar, Milliyet."
- “Şinasi Nahit Berker, Hop Dedik."
-
Salonda bir kahkaha tufanı koparken Milli Birlik komitesi üyeleri kıpkırmızı oluyorlar. Asık suratlı bir Milli Birlik Komitesi üyesi "Ne dedin, ne dedin?" diye sertçe soruyor. Şinasi Nahit Berker tekrar ediyor: "Hop dedik, hop dedik!"

Ortalık karışıyor, rahmetli Alpaslan Türkeş zor sakinleştiriliyor. Haliyle toplantılın da ciddiyeti kalmıyor.”

Rahmetli İsmet Paşanın damadı gazeteci Metin Toker’in de akrabası olan Şinasi Nahit Berker, 1950'li yılların sonuna doğru, "Hop Dedik" başlıklı bir mizah gazetesi çıkarıyordu. Bu yüzden de toplantı da dergisinin ismiyle kendini böyle tanıtmıştı.

1920 yılı İstanbul doğumlu olan Şinasi Nahit Berker, yükseköğrenimini yarıda bırakarak Ulus gazetesinde muhabir olarak gazeteciliğe başladı. Yeni Ulus ve Halkçı adlarıyla da çıkan bu gazeteye küçük fıkralar yazdı (1954-71). Demokrat Parti döneminde (1950-60) yazılarından dolayı yirmi dokuz ay cezaevinde kaldı. Çıkardığı” Kalburüstü” ve” Hop dedik” adlı mizah dergileri kısa ömürlü oldu. Aynı türde yazılarını Cumhuriyet (1983), Güneş (1985) gazetelerinde yayımladı.

DSP İstanbul Milletvekili Ahmet Tan da onun şu olayını anlatmıştı: “Berker, 1960’lı yıllarda Kuğulu Park’ın bulunduğu alanda sahipsiz bir koyun sürüsü görür. Ağaçtan kopardığı bir dal parçasıyla koyunları Kuğulu Park’ın yanında bulunan Fransız Büyükelçiliği’nin bahçe duvarından atlatır. Koyunlar büyükelçiliğin bahçesinde otlarken, sefire balkona çıkar ve Fransızca “Çıkın buradan” diye bağırır. Fransızca bilen Şinasi Nahit Berker “İyi ama koyunlar Fransızca bilmiyorlar ki” karşılığını verir. Kendi dilinde yanıt almaktan şaşkına dönen sefire “Ola la, bu ülkenin çobanları bile Fransızca biliyor” der...”

O yıllarda Hürriyet Gazetesinin yazı işleri müdürlerinden olan Yüksel Baştunç da şöyle anlatıyor:
“Ünlü mizah yazarı Şinasi Nahit Berker bir gün Hürriyet Gazetesi'nin Cağaloğlu'ndaki binasına geldi. Gözünde kocaman bir pamuk ve sargı bezleri… Hemen içeri aldık:
“Hayrola Şinasi Nahit, gözüne ne oldu?”
“Gözüme kuş girdi!”
Olacak iş değil! Alçaktan uçan bir saka kuşu yönünü şaşırmış, gözüne çarpmış. Hem öyle şiddetli bir çarpma imiş ki, gözünden kan fışkırmış ve zavallı kuş cağız da oracıkta can vermiş.
Muhabir ve foto muhabirlerini çağırıp röportaj yaptırdık.
Ertesi gün “Ünlü yazar Şinasi Nahit'in gözüne kuş girdi” diye Hürriyet'in birinci sayfasında bir haber… Hem de resimli… Bu haberin çıktığının ertesi günü de Ankara'da yayınlanan Ulus Gazetesi'nde bir haber:
“Hürriyet Gazetesi'ni nasıl aldattım? İmza: Şinasi Nahit Berker.”
Hürriyet'in tahkik etmeden haber kullandığını ispat için Şinasi Nahit bu oyuna başvurmuş!

En sevdiğiniz yaşayan kadın kahramanlar sorusuna? Bir memur veya işçiyle evlenmek cesaretini gösteren kadın kahramanlar diye cevap verir.

Şu iki ünlü sözde ona aittir “Gazeteci olunmaz, gazeteci doğulur”. “Bu memleket uzun laftan battı.”

Basını susturmak için Demokrat Parti’nin son dönemlerinde 15 DP milletvekilinden oluşan ve olağanüstü yetkilerle donatılmış “Tahkikat Komisyonu” kuruldu. Komisyon hükümete yönelik eleştirilerde bulunan gazetecilerin gözaltına alınmasına aracılık yapıyordu.

Komisyonun, kararlarına karşı çıkanları 3 yıla kadar tutuklama hakkı bile vardı.

Bu tahkikat komisyonu, ana muhalefet partisi lideri İsmet İnönü’ye Demokrat Partiyi eleştirmesi nedeniyle TBMM’de 12 oturum men cezası verdi.

DP Hükümetine muhalif olan 79 yaşındaki Hüseyin Cahit Yalçın tutuklanıp cezaevine konan ilk duayen gazetecilerden biriydi.

İsmet İnönü’nün damadı Metin Toker de, akrabası Şinasi Nahit Berker de operasyonlar dâhilinde gözaltına alındılar. Şinasi Nahit Berker tutuklandı. Mümtaz Faik Ferik gibi duayen gazeteciler yaşlarına bakılmadan cezaevine konuldu. CHP yanlısı Ulus Gazetesi en ağır saldırılara uğrayan basın organıydı. Ulus Gazetesi sık sık kapatıldı: Mallarına bile el konuldu. Ulus Gazetesi Genel Yayın Müdürü Nihat Subaşı, yazı işleri müdürleri Erdoğan Tamer, Cenap Çetiner, Muzaffer Erdost, Cemal Yıldırım Akis Dergisi’nden Metin Toker, Kurtul Altuğ sorguya çekildiler. Cemal Yıldırım ve Kurtul Altuğ tutuklandılar. 1950-1960 yılları arasında 824 gazete ve dergi hakkında dava açıldı.

Cezaevine konan gazeteci sayısı o kadar çoktu ki, Ankara Ulucanlar Cezaevi’nin bir koğuşuna gazeteciler “Hilton” adını vermişti. 1950 Demokrat Parti döneminden itibaren gazeteciler ve aileleri çok acılar yaşadılar. Bir araştırmaya göre en stresli mesleklerin diş hekimliği ve gazetecilik olduğu açıklanmıştı.

Basın tarihimize iz bırakan Şinasi Nahit Berker’i 2 Ocak 2001 tarihinde kaybettik. Mekânı cennet olsun.





OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ