A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

KARADENİZ’DEN GELEN ADAM

Değerli okurlar, başlığı ben koydum çükü yazının başlığı yok. Gazetemizin serbest kürsü köşesine 17.06.2019 günü “METE” rumuzuyla gönderilmiş bir yazı bu. Ne yazık ki yazı sahibi ile iletişim kuramadım.  Bir adres ya da telefon numarası kaydedilmemiş. Sayın yazar, Karadeniz bölgemiz ile İç Anadolu’muzun yaşamını ne kadar kısa ve öz ifade etmiş. Yazının içtenliği ve güzelliği hoşuma gitti sizlerle paylaşmak için köşeme aldım. Buyurun birlikte okuyalım.

Otuz yaşında bir adam gelmişti Yozgat’a bir zamanlar.

Karadeniz’in hırçın dalgaları ve kasvetli gri gökyüzünden başka bir şey tanımayan.

Kızgın güneşin kavurduğu göz alabildiğine uzanan altın sarısı buğday tarlalarını gördüğünde şaşmıştı toprağın insanı nasıl zenginleştirdiğine.

Karadeniz’de yoktu böyle engin düz araziler.

Kuzeyin milyonlarca evladı topraksızlıktan göçmüştü İstanbul’a anlaşılan.

Zengin toprakları vardı Yozgat’ın da Yozgat fakirdi.

Çoğalmak, bölmek, bölüşmek bu toprakların adamına da yaramıyordu.

Yetmiyordu insanlarına kuru buğday tarlalarının verebildiği tane sayısı belli.

Baharı, yazı güzeldi de kışı pek çetindi Yozgat’ın.

Ama Esentepe’den tipi altında yürüyerek inerken Meydan yerine,

Oh be işte kış bu diyebiliyordu gençliğin verdiği ateşle.

On sekiz yıl geçti. Emeğini esirgemedi.

Yeri geldi yazdı çizdi çalıştı, yeri geldi dağı taşı adım adım dolaştı, yeri geldi gücü yettiğince kazma kürek, fırça mala çalıştı.

 Memleket sevdasından.

Şimdi Karadeniz’in Karadeniz gibi hırçın karakterli evladı dönüp baktıkça geçmişe.

Vicdanı rahat.

Elinden geleni yaptı.

Mevla neye izin verdiyse oldu.

Olmayan da olmadı. Elde ne var? Kırarmış saçlar, geçen bir gençlik ve ağır bir adam. Ağır otur, batman götür demişler.

Dereler bile ağır akar burada, yetişecek yeri yok gibi.

İşler ağır ağır yapılır, yapılan işler ağırdır zaten.

Ağır ağır yürünür caddelerde, ileri geçilmez, sevilmez öne geçen.

Ağır ağır konuşulur, söylenen iyi dinlensin, dinlenen anlansın diye.

Güneş bile ağır ağır batar uzak ufuklarda.

Bizdeyse çılgındır dereler, çılgındır deniz.

Hızlı yürümelidir, öne geçmelidir, çünkü çabuk geçer zaman.

Arkada kalan kaybeder, sevilmez geriden gelen.

Her şey bir anda olur, bir anda biter.

Çabuk söylenir, çabuk dinlenir, çabuk oynanır, çabuk batar güneş Karadeniz’in yeşil tepeleri ardında.

Kaldı mı o hırçınlık serde.

Yok, pek kalmadı.

Sürüden ayrılmamalı, kurt kapar buralarda adamı lakin

Geldiğin yere uyacaksın, uymazsan gideceksin.

Var mı gitme ümidi, soğuk deniz rüzgarlarını sinede hissetme ümidi yine.

Var tabii, can bedende oldukça.

Yalnız baktıkça yıldızlı semaya.

Susmak gelir içinden sadece susmak.

Baki olanın Allah olduğunu idrak edene dek.

Not: Yazı sahibi ile tanışmak isterim eğer kendi de arzu ederse, mail adresim yukarda.

OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ