MAAŞLARA ZAM

Değerli okurlar 1980 li yılların başındaydı. Sendikacı olduğum için 12 Eylül darbecileri tarafından gözaltına alınmamın ürküntüsünden daha kurtulamamıştım.  Beşiktaş Barbaros bulvarından inerken yan yana geldiğimiz bir taksici lastiğimin indiğini haber verdi. Ben yol kenarına park edene kadar da lastik indi. O yıllarda lastikler şamriyelliydi.Yani dış lastiğin içinde bir de iç lastik vardı ve bir şey battıığında havası hemen boşalıverirdi. Stepneyi çıkarıp lastiği değiştirdim.  Arabamda bu işler için iş eldiveni taşıdığımdan ellerim fazla kirlenmedi.

Bir lastik tamircisi arayacaktım ki otobüs durağının arkasındaki tamirciyi gördüm. Arabamı dükkânın önüne çekip stepnemi bagajdan çıkardım. Lastik tamircisi elindeki işi bitirince benim lastiğimi jantından ayırmak için makinesine taktı. O lastiğim ile uğraşırken bende dükkânının içini gözden geçiriyordum. Duvarında şöyle bir levha asılıydı "Müşteri velinimetim değildir, ekmeğimi bileğimin hakkıyla kazanıyorum." Levhayı okuyunca bir şaşkınlık yaşadım. Çünkü biz hemen her dükkânda gördüğümüz "müşteri velinimetimdir" yazan aldatıcı yazılara alışıktık. İtiraf edeyim ki lastikçinin duvarındaki bu yazı önce biraz itici gelse de sonra çok gerçekçi geldi bana. Evet, adamcağız bu sıcak havada kan ter içinde sadece 5 lira para kazanmak için tozlu lastikle uğraşıyordu.  Haliyle üstü başı da toz içinde ve sabahtan akşama toz yutarak ekmeğini bileğinin verdiği güç ile kazanıyordu. O günden sonra hangi lastik tamircisine işim düşse bu levhayı onlara da anlatırım. Onlar da benim gibi önce şaşırırlar sonra doğru yapmış diye onaylarlardı. Eminim Beşiktaş'taki lastikçiye ait olan bu özdeyiş ben söyleyene kadar hiç birinin aklından geçmemiştir. 

Hükümetimiz 2024 yılında emeklilere vereceği zam oranlarını ayırımcılık yaparak nihayet açıkladı ve büyük bir tepki gördü. Memur ve memur emeklisine yüzde 49,25, SSK, Bağkur emeklisine ise 37,55 oranında zam yapılacakmış. Bu nasıl bir kantar ki hep yanlış tartıyor. Turgut Özal'ın" benim memurum işini bilir" diye tarif etmeye çalıştığı memur ile Beşiktaş'taki lastik tamircisi nasıl olurda yanlış tartan bu kantarın kefelerine konur? Ya da "sallabaşını al maşını" felsefesi ile beyni yıkanmış bir zümre ile fabrikalarda gece ve gündüz vardiyalarında günde sekiz saat on saat ısı yayan gürültü yapan makineler ile boğuşurken sağlığını ya da işitme duygusunu kaybeden işçiyi nasıl aynı kefeye koyup da memuruma daha fazla sana daha az zam yapıyorum kusura bakma dersiniz? Kusura bakmasınlar temsilciliğini de yaptığım bu uğurda ölüm tehdidi bile aldığım sendikalara da hiç ısınamamıştım zaten. Hele rahmetli Prof. Sadun Aren'in konuşmacı olduğu Dİsk'in bir seminerine katılmıştık ki aman Allah'ım. 

Basından öğrendiğimize göre hükümetimiz sonunda bu yanlışını yeni bir ayarlama ile düzeltecekmiş. Umuyoruz ve umutla bekliyoruz.