Bu gün gazetelere göz atarken şöyle bir haber gördüm; Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü, peygamberin saçının yıkandığı suların "paketleme" işlemlerine katıldı. Söz konusu fotoğraflar sosyal medyada tartışmalara neden oldu.
Cübbeli Ahmet Hoca adına açılan Facebook hesabında, Cübbelinin bir paketleme tesisinde çekilen fotoğrafları konularak "Cübbeli Ahmet Hoca efendiMevlit Gecesi dağıtılmak üzere hazırlattığı Sâc-ı Șerif (Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem'in saç-ı şerifinin yıkandığı su) sularının paketleme işlemine bizzat katılarak Mevlîd okudu" diye yazıldı.
Bu haberi okuyunca dünyaca ünlü Sümerologumuz Sayın Prof. Dr. Muazzez İlmiye Çığ Hanımefendinin eşi merhum Kemal Çığ ile ilgili anlattığı bir olay aklıma geldi.
Merhum Kemal Çığ, 1970-78 yılları arasında Topkapı Sarayı Müzesi'nin müdürüdür.70 yıllık hayatının 34 yılınıTopkapı Sarayı Müzesi'nde geçirmiştir. Atandığı 1944 yılı ile Müdür olarak emekli olduğu 1978 yılları arasında 26 yıl süreyle Kütüphane Şefliği ve Müdür Yardımcılığı görevlerinde bulunmuştur. Türkiye'nin yetiştirdiği büyük müzecilerden birisidir. Türkiye'de çağdaş müzeciliğin olduğu kadar, Türkiye müzelerinin en büyük ve en önemlilerinden olan Topkapı Sarayı Müzesi'ni ve bu müzedeki Türk İslam sanatı eserlerini de çok iyi bilen sayılı müzecilerimizdendir. Gelelim yaşadığı olaya. Müdürlüğü esnasında o zamanın Diyanet İşleri Başkanı Lütfü Doğan Kutsal Emanetleri ziyaret etmek için randevu ister. Kemal Çığ gazetecileri getirmemek koşulu ile halka kapalı olan bir günde randevuyu verir. Kararlaştırılan günde büyük bir cemaat Kutsal Emanetler salonuna akın eder. Peygamberin hırkası olarak tanımlanan hırka çıkarılır. Gelenler büyük bir huşu içinde dualara, kuran okumalara başlarlar ve sonunda her ay bu ziyareti yapmaya karar verirler. İlmiye Çığ Hanımefendi diyorki;Salonda iş bitince eşim, ileri gelenleri kahve içmek için odasına davet ediyor. Tam kahveler bitmek üzere iken Kemal Çığ hazır bütün din büyüklerimiz burada iken kafamı kurcalayan bir soruyu sizlere sormak istiyorum. diyor ve sorusunu soruyor;
Benim bildiğime göre, Hz. Muhammetin ağzından çıktığından bütün muhaddislerin (hadisçilerin) hemfikir olduğu 17 hadisten birisi şöyledir. Peygamberimiz, Ya Rab, benim eşyalarımı tapınak vasıtası yapma diyor. Şimdi sizin hırkaya ve diğer eşyalara dualar yapmanız bu Hadise karşı değil midir? Hepsi birden yerlerinden fırlarlar bir şey söyleyemeden oradan ayrılırlar. Fakat her ay gelmeyi istedikleri halde bir daha uğramamaları da sorunun yanıtı olmuştur.
İlmiye Çığ Hanımefendi devam ediyor. Benim eşyalarımı tapınak vasıtası yapma diye yalvaranHz. Muhammed,tıraş olurken kıllarını toplattırır mıydı? Dünyada yüzlerce Sakal-ı Şerif diye tanımlanan kıl var. Topkapı Sarayı Müzesindeki "Kutsal Emanetler" diye saklanan birçok eşya, onun bunun saraya bahşiş almak için getirdikleri nesnelerdir. Fatima Anamızın Seccadesi denen seccade 17. asır halısı. Peygamberin Teyemmüm Taşı olarak saklanan bir Asur tableti. Buna benzer daha birçokları var.
Bunları bir kitap halinde toplayan ilk Müze Müdürü eşim Tahsin Özün 1953 yılında basılan kitabı, ne yazık ki, zamanın hükümeti tarafından hemen toplattırıldı. Uydurulmuş şeylere inanmak, doğruları araştırmaktan daha kolay geliyor insanımıza.
Ve ilmiye hanımefendi devam ediyor. Şimdi ben de bugünkü hocalarımıza soruyorum, böyle bir hadisi biliyor musunuz?
Bu konu ile ilgili olarak Prof. Yaşar Nuri Öztürk Hocamız da bakın ne diyor; Sakal-ı Şerif diye bir şey yoktur. Putperestliğin lüzumu yok. Bu tabir bile putperestliktir. Peygamberimiz kime sakalını verip de bunu saklayın demiştir. Peygamberi bu konuya alet ettikleri için bu şirkin en büyüğüdür. Peygamberin bıraktığı tek mucize Kuran-ı kerimdir.
14.12.2015
14.12.2015
OKUR YORUMLARI
Suzan
29.12.2015 21:03:00
Hz Şems Mevlana hazretlerinden ayrılınca Şems in hasretiyle yanıp tutuştuğunu duyan düzenbaz sehtekarlar Hz mevlanaya gelerek; "Şemsden sana haber getirdik. Kendisi felanca şehirdeymiş" dediklerinde Mevlana hazretleri bu sahtekarlara torba torba altın, gümüş verirmiş. Hatta öyle çok dadanmışki bu sahtekarlar bu aşığa maşuğunun adını anan herkese dağıta dağıta sırtında bir urbası kalmış. Bir gün bir mürşidi yanına gelerek " Efendi hazretleri bunların yalan söylediğini bildiğiniz halde neden varınızı yok ediyorsunuz? diye sormuş. Mevlana; onların söyledikleri yalan karşılığında dünyalık varlığımı veriyorum. Doğru söyleseler canımı verirdim der.
Yine Hz mevlana; "Ben Peygamberin ayağının tozuyum" demiştir.
Bunca ilim ehli, deniz derya olmuş bir insan onun yüceliği karşısınde ayağının tozu kadar kendini engin görüyorsa Hz Muhammedin Yüceliğini biz anlamış sayılmayız.
diyerek dağ taş dolaşan Yunus Emreyi günümüze taşıyan, yansıtan Yunus emredeki aşk dır. Yunus yüzünü ayak tozuna sürünce bu toza mı tapmış oluyor?
Saygıdeğer Çapapanolu bu yazınızdaki fikilerinize ne yazıkki katılamıyorum.Atalarınızdan, ailenizden kalan her hangi bir eşya sizi atalarınıza bağlayan bir hatıra olduğu için canla başla korumaya çalışmıyormusunuz? Ki siz; hatıralara değer veren koruyan, gözeten hatta gerekirse tamir, tadilat yaptırıp layık olduğu yere iade aden insan olarak kutsal değerlerin değerini anlamamaış olmanız inanın beni şaşırttı.
Sakallı şerifler aslı olmasada,(büyük bir çoğunluğu aslıdır.)Efendimiz hatırına öper baş üstüne koyarız. Mevlana Hz leri gibi aslına denk gelirsek canımızı feda edriz. Sevgidir, saygıdır. dahası bu "aşk"dır.
Yaşar Nuri Öztürk hocanıza gelince.Bir televizyon kanalında "bilmem ne partisine oy verenlerin anasını avradını edeyim" diyerek( Bu kapalı yazılmış hali) açık sövmüş, Müjdat Gezen de benim halim yok benim yerimede sen yap derken, Uğur Dündar ın kahkahası salonu çınlatıyordu. Siz bunlara hoca demeyiniz. Bunlar siyasetin soytarıları. Allah bu adamdan aldığı ilimin hakkını ilmek ilmek soracaktır.İlim adamının siyaset yapması şirk olmuyor da kutsal emanetlere saygımı şirk oluyor? Hocaymış! ne hocası? Hocalığımı kalmış. Yetmiş milyonun gözüne bakarak sibikere kur yapan şaşkın.
Yeni yılın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Selamlar hürmetler.
M. Filiz Ulusoy
20.12.2015 11:32:00
Abdülkadir Bey,
Bu konuya değinmeniz çok iyi oldu. Peygamberimiz hurafelerle uğraşılmasını istemezdi elbet. Bize ne oldu da bu hale geldik. Peygamberimiz başarılarını gerçekler üzerine kurmuştu. O gelmiş geçmiş peygamberlerin en başarılısıdır. Bugün genetik inceleme yapılsa o saç tellerinin başka başka kişilere ait olduğu bile bulunabilir.
Saygılarımla
ŞEVKET PİROĞLU
15.12.2015 09:22:00
Abdulkadir Bey
Yazilarinizi keyifle okuyorum
Tesekkurler Yeniyilda herkese sihhat ve ailenizle mutluluklar dileriz selamlar
Suzan
29.12.2015 21:03:00Hz Şems Mevlana hazretlerinden ayrılınca Şems in hasretiyle yanıp tutuştuğunu duyan düzenbaz sehtekarlar Hz mevlanaya gelerek; "Şemsden sana haber getirdik. Kendisi felanca şehirdeymiş" dediklerinde Mevlana hazretleri bu sahtekarlara torba torba altın, gümüş verirmiş. Hatta öyle çok dadanmışki bu sahtekarlar bu aşığa maşuğunun adını anan herkese dağıta dağıta sırtında bir urbası kalmış. Bir gün bir mürşidi yanına gelerek " Efendi hazretleri bunların yalan söylediğini bildiğiniz halde neden varınızı yok ediyorsunuz? diye sormuş. Mevlana; onların söyledikleri yalan karşılığında dünyalık varlığımı veriyorum. Doğru söyleseler canımı verirdim der.
Yine Hz mevlana; "Ben Peygamberin ayağının tozuyum" demiştir.
Bunca ilim ehli, deniz derya olmuş bir insan onun yüceliği karşısınde ayağının tozu kadar kendini engin görüyorsa Hz Muhammedin Yüceliğini biz anlamış sayılmayız.
Arayı arayı bulsam izini
İzinin tozuna sürsam yüzünü
diyerek dağ taş dolaşan Yunus Emreyi günümüze taşıyan, yansıtan Yunus emredeki aşk dır. Yunus yüzünü ayak tozuna sürünce bu toza mı tapmış oluyor?
Saygıdeğer Çapapanolu bu yazınızdaki fikilerinize ne yazıkki katılamıyorum.Atalarınızdan, ailenizden kalan her hangi bir eşya sizi atalarınıza bağlayan bir hatıra olduğu için canla başla korumaya çalışmıyormusunuz? Ki siz; hatıralara değer veren koruyan, gözeten hatta gerekirse tamir, tadilat yaptırıp layık olduğu yere iade aden insan olarak kutsal değerlerin değerini anlamamaış olmanız inanın beni şaşırttı.
Sakallı şerifler aslı olmasada,(büyük bir çoğunluğu aslıdır.)Efendimiz hatırına öper baş üstüne koyarız. Mevlana Hz leri gibi aslına denk gelirsek canımızı feda edriz. Sevgidir, saygıdır. dahası bu "aşk"dır.
Yaşar Nuri Öztürk hocanıza gelince.Bir televizyon kanalında "bilmem ne partisine oy verenlerin anasını avradını edeyim" diyerek( Bu kapalı yazılmış hali) açık sövmüş, Müjdat Gezen de benim halim yok benim yerimede sen yap derken, Uğur Dündar ın kahkahası salonu çınlatıyordu. Siz bunlara hoca demeyiniz. Bunlar siyasetin soytarıları. Allah bu adamdan aldığı ilimin hakkını ilmek ilmek soracaktır.İlim adamının siyaset yapması şirk olmuyor da kutsal emanetlere saygımı şirk oluyor? Hocaymış! ne hocası? Hocalığımı kalmış. Yetmiş milyonun gözüne bakarak sibikere kur yapan şaşkın.
Yeni yılın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Selamlar hürmetler.
M. Filiz Ulusoy
20.12.2015 11:32:00Abdülkadir Bey,
Bu konuya değinmeniz çok iyi oldu. Peygamberimiz hurafelerle uğraşılmasını istemezdi elbet. Bize ne oldu da bu hale geldik. Peygamberimiz başarılarını gerçekler üzerine kurmuştu. O gelmiş geçmiş peygamberlerin en başarılısıdır. Bugün genetik inceleme yapılsa o saç tellerinin başka başka kişilere ait olduğu bile bulunabilir.
Saygılarımla
ŞEVKET PİROĞLU
15.12.2015 09:22:00Abdulkadir Bey
Yazilarinizi keyifle okuyorum
Tesekkurler Yeniyilda herkese sihhat ve ailenizle mutluluklar dileriz selamlar