A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

SAZ ÖPMEYLE ALEVİ OLUNMAZ

Değerli okurlar, bu yazım hazırlayıp da bir kenara koyduğum anılarımdan birisi. Umarım beğenirsiniz.  

15.03.2024 günkü gazetelerde şöyle bir haber vardı. "CHP Mersin Milletvekili Hasan Ufuk Çakır, cem evinde yaptığı konuşmada partiyi karıştıracak açıklamalarda bulundu. Eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yakınlığı ile bilinen Çakır,  Genel Başkan Özgür Özel ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu hedef aldı."

Hasan Ufuk Çakır, Özgür Özel Bey'in Ankara'da katıldığı cemevi açılış töreninde, Ekrem İmamoğlu'nun ise Tunceli’nin Nazımiye İlçesi’ndeki ‘Yemuş-Kamer Kılıçdaroğlu Konukevi’ni ziyaretinde kendilerine hediye edilen sazı öperek almasını eleştirmiş, şunları söylemişti; "Burası büyük bir ibadethane. Burayı işine geldiği zaman kullanacaksın, işine geldiği zaman kullanmayacaksın. Yok, öyle yağma. Biz arkadan hançerleyenleri unutmadık. Saz öpmeyle alevi olunmaz, saz öpmeyle Alevileri kandıramazsın."

Bu haber beni üniversite yıllarıma götürmüştü. Amasya Lisesinden arkadaşım Osman Özyıldırım ve Çanakkale lisesinden çok seyrek görüştüğüm bir arkadaşımla birlikte İstanbul Yenikapı'dayız. Üniversite talebelerinin toplandığı bir çay bahçesinde sohbet ediyoruz. 

Çanakkale Lisesinden arkadaşım birden şöyle bir istekte bulundu. "Yarın akşam bir kutlamamız var. Bir arkadaşım saz çalmasını biliyor ama sazı yok, sazını bir geceliğine bana verir misin?" Damdan düşer gibi yapılan bu isteğe hazırlıksız yakalanmıştım. Teknesi kestane ağacından olan bağlamam (en makbulü dut ağacıdır, kestane ikinci sırada gelir. Piyasada satılanlar çoğunlukla gürgen ağacıdır.)  Beşiktaş da iş yeri olan Veli Yay ustanın bana hediyesiydi. O Veli usta ki Arif Sağ'dan Ali Ekber Çiçek'e zamanın ünlülerine bağlama yapan bir üstaddır. Üstad Ali Ekber Çiçek'in  bağlamasını almaya geldiği gün onun işyerinde tesadüfen karşılaşmış, bağlamasının sesini kontrol için bugünün tabiriyle potbori gibi şöyle bir gezinirken çekinerek "Haydar" türküsünü rica etmiştim, kırmayıp çalmış, huşu içinde dinlemiştik.

Ali Ekber Çiçek’in bu meşhur türküsündeki ‘’Haydar", ’ Hz. Ali'nin (R.A.) bir namıdır. Yiğit, cesur, kahraman anlamına gelir. Ali Ekber Çiçek bu türküyü bestelerken Sıdkı Baba’nın şiirinde bazı değişiklikler yapmış ‘’Haydar Haydar’’ tekerlemelerini ekleyerek türküye bir zenginlik katmıştır. Örneğin, on dört yıl dolandım pervanelikte dizesini, on dört bin yıl gezdim pervanelikte diye değiştirmiş.  Bülbül "olup" Firdevs bağında öttüm dizesini de "oldum" olarak değiştirmiştir.

Veli Usta 1970 li yıllarda "Nida Saz Sanayi" unvanı ile bağlama üretimi yapıp Fransa'ya ihracat yapan merhum Tahsin Özbek ağabeyimin işyerinin ustasıydı. Tanışıklığımız öyle başlamıştı. Beşiktaş'ta kendi işyerini açınca sık sık uğrar hem kimlere saz yapıyor öğrenir hem de bir süre çalışmalarını seyrederdim.

Çanakkale Lisesinden olan arkadaşıma ne cevap versem diye kıvranırken Osman imdadıma yetişti. O da damdan düşer gibi sordu "sen kız arkadaşını bir geceliğine Abdulkadir'e verir misin?" Çanakkale lisesinden olan arkadaşım, Osman ile o gün ilk defa görüşüyordu. Samimi olmadığı birisinden gelen böyle rencide edici soruya bozuldu, "ne alakası var" dedi. Osman hedefe tek atış yapıp 12 den vurdu. "Çok alakası var" dedi. "Bizim sazlarımız da bizim kız arkadaşımızdır kimseye emanet edilmez."  Sevgili kardeşim Osman keman, kardeşi Hüsnü kanun ve ney çalarlardı. 60 yıllık kadim arkadaşlarım Osman şimdilerde emekli kimya Mühendisi, kardeşi Hüsnü emekli doktor. Sağlıklı uzun ömür diliyorum.

OKUR YORUMLARI
Memet GÖRÜCÜ
26.07.2024 04:56:34

Saygılar abim. Çok güzel bir anı. Eline emeğine sağlık.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ