ŞEHİTLERİMİZİ ANARKEN

Değerli okurlar Pençe-Kilit bölgesinde 23-24 Aralık ayında 12 askerimizin şehit olmasının üzerinden daha bir ay geçmeden aynı bölgede 9 asker daha şehit oldu. 20 günde 21 ana kuzusunu toprağa verdik.  Ve hep yaptığımız gibi kınama bildirileri yayımladık. Evlerine bayrak astık. Sonra "nereli" acaba dedik. "Evli mi çocuğu var mı" dedik? Sonra, Yemen yolu çukurdandır, Karavanım bakırdandır, Zenginimiz bedel verir, Askerimiz fakirdendir diyen Yemen Türküsündeki gibi "gariban mı" acaba dedik. Evet bu seferki kerpiç bir ev değil çadırdı. Arka arkaya yaşadığımız bu acılar beni yedek subaylığımı yaptığım 1974 Gaziantep günlerine götürdü. 

Ben o günlerde Gaziantep Merkez Komutanlığı emrinde Askeri İnzibat Subayı idim. Bu görevimi yaparken Kıbrıs Barış Harekâtı başladı. Zırhlı Tugayda ki 51. ve 52.mekanize piyade taburları Kıbrıs çıkarma birlikleri olarak biliniyordu. Yani zırhlı Tugay buraya konuşlandırılırken bu iki tabur bu amaçla buraya yerleştirilmişti. Ordumuzun kurmay heyeti o yıllarda böyle ileri görüşlüymüş.  Bu iki tabur hemen ilk gün, geceden istasyona gelip hazır bekletilen yük katarına yüklenerek önce Mersine indiler oradan da Kıbrıs’a çıktılar. Kayseri'den giden Hava indirme tugayı ile Kıbrıs'a ilk gidenler de bunlar oldular. 

 

O sabah televizyon da "Gaziantep den Mersine giden birlikler Kıbrıs’a çıkarma yapıyorlar" haberini duyan annemin dizlerinin bağı çözülüyor, olduğu yere çöküp kalıyor bir daha kalkamıyor, iki elini dizlerine vurarak çöktüğü yerde Anadolu tabiri ile uğunuyor… Deyimlerimizdeki dizimin bağı çözüldü buradan geliyor demek ki. Kardeşlerim anneme felç gelebilir ya da kalp krizi geçirebilir korkusu ile sakinleştirici ilaçlar verip onu sakinleştirmeye çalışıyorlar.  İstanbul'a telefon açmam mümkün değil çünkü o tarihlerde milli telefon sistemimiz otomatik değil. İstanbul Gaziantep arasında sadece iki hat var ve PTT ye yazdırıp sıranız gelince konuşuyorsunuz ki bu da ancak acele ya da yıldırım istek yaparsanız oluyor. Bu kargaşa arasında postane nöbetindeki inzibat eri vasıtasıyla Antep de olduğumu bildiren bir telgraf çekmeyi akıl edebildim. Telgraf ellerine ulaştığında annem bir parça sakinleşiyor, zorla da olsa ayağa kalkabiliyor ama yinede huzursuz. Çünkü Gaziantep deyim. 

Bu hazırlıklar sırasında şimdi hatırlayamıyorum tank mıydı, kariyer miydi bir zırhlı araç, kullanan erin acemiliğinden veya heyecanından tugayın içinde yolun kenarında duran bir jeepe çarpıyor. Jeep deki astsubay fark edip son anda atlıyor. Jeep'in şoförü olan asker aracı uzaklaştırayım çabası ile atlayamıyor ve feci şekilde eziliyor. 

 

Olaydan birkaç gün sonra şehit askerin babası ve kardeşleri kalabalık bir gurup halinde cenazeyi teslim almaya geldiler. Merkez Komutanlığı ile Askeri mahkeme aynı binada idik. Hayranlıkla sevdiğim Hâkim Albay Hikmet Hacımirzaoğlu komutanım, (Nur içinde yatsın) onları Askeri Mahkeme bahçesi içindeki kameriye de kabul ederek hissi bir konuşma yaptı ve baş sağılığı dileğinde bulundu (onlara bir belge verdimi şimdi hatırlamıyorum).  Onlarda vatan sağ olsun deyip başları önlerinde perişan bir şekilde dinlediler. Bu manzara hepimizi çok duygulandırmış kısa bir süre sessiz kalmıştık. Sonra hep birlikte kalktık ve onları Nizamiyeye kadar uğurladık. Çok entelektüel ve kültürlü bir insan olan Hikmet Albayımla bir süre arkalarından baktık. Albayım birden geriye döndü, asabiyet içinde "Vatan sağ olsunmuş, ulan bir kerede sorun be, sorun be, benim oğlum neden öldü diye sorun be"”diyerek mahkeme binasına doğru yürüyüp gitmişti.

Hâkim Albay Hikmet Hacımirzaoğlu kıymetli bir hukukçuydu. 19 - 26 Aralık 1978'de Kahramanmaraş'ta meydana gelen Alevilere, Kürtlere ve solculara yönelik katliam yargılamalarının mahkeme başkanlığını yapmıştı. Yedi gün süren olaylar sonucunda resmî verilere göre 120 kişi öldürüldü, 1000'den fazla kişi yaralandı, Alevilere ait 559 ev yakıldı. 290'a yakın iş yeri tahrip edildi. Resmî olmayan beyanlara göre ise ölü sayısı 500'e yakındır. 23 yıl süren davalar sonunda 22 kişi idam, 7 kişi müebbet hapis, 321 kişi de 1-24 yıl arasında hapis cezası aldı. Katliamda önemli rol oynayan 68 kişiye ise ulaşılamadı.