A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

ŞU HRİSTİYAN BAYRAMI

Değerli okurlar, çok sıkıntılı geçen bir yılı daha geride bırakıyoruz. Bizim gençlik yıllarımızda yeni yıla bir umut ile girmek için aile, akraba, eş dost bir araya gelir mütevazı bütçemizin el verdiği kadarı ile yer içer eğlenirdik. Yaşam şartları ağırlaştıkça bu buluşmalarımızda yavaş yavaş sadece aile efradı seviyesine indi maalesef.



Son yıllarda yılbaşı ya da Noel kutlamalarının Hristiyan icadı olduğu şeklinde bilinçsizce yapılan anti propagandalar da huzurumuzu bozmaya başladı. Hâlbuki Hıristiyanların İsa’nın doğuşu olarak kutladığı Noel bayramı, çok eski Türklerin yeniden doğuş “NARDUGAN” bayramıdır(çam bayramı). Bu, Türklerde güneşin yeniden doğuşu; bir “yeni doğum” olarak algılanıyor. Bayramın adı “Nardugan”. “Nar=güneş”. “Tugan/dugan” ya da “doğan= Doğan” Yani güneşin yeniden doğuşu.

Eski Türk geleneklerine göre, Türklerin tek tanrılı dinlere girmesinden önceki inançlarına göre, yerin göbeği sayılan yeryüzünün tam ortasında bir “akçam ağacı” bulunuyor. Bu ağacın tepesi de gökyüzünde oturan tanrı Ülgen’in sarayına kadar uzuyor ve buna hayat ağacı diyorlardı. Bu ağacı, motif olarak bizim bütün halı, kilim ve işlemelerimizde bulabiliyoruz.

Tanrı Ülgen, insanların koruyucusu; sakallı ve kaftan giymiş olarak sarayında oturuyor ve geceyi, gündüzü, güneşi yönetiyor. Türklerde güneş çok önemli. İnançlarına göre, gecelerin kısalıp gündüzlerin uzamaya başladığı 22 Aralık’ta gece, gündüzle savaşıyor. Uzun bir savaştan sonra da gün, geceyi yenerek zafer kazanıyor. 21 Aralık tarihinin ardından günlerin uzamaya başlaması, kutsal kabul edilen güneşin kavgayı kazandığı gün olarak kabul edilir ve bunun için şenlikler düzenlenirdi. Bu bayram için evler temizleniyor ve güzel giysiler giyiliyor; ağacın etrafında şarkılar söylenip oyunlar oynanıyor. Yaşlılar, büyükbabalar ve nineler ziyaret ediliyor; aileler bir araya gelerek birlikte yiyip içiyorlar. (Yedikleri, yaş ve kuru meyveler yanında, özel bir yemek ve bir tür de şekerleme.) Bayram, aile ve dostlar bir araya gelerek kutlanırsa ömrün çoğalacağına, uğur geleceğine inanıyorlar. Bu gün dönümünde kötü ruhlu olanlar iyi oluyor, cimri olanlar eli açık oluyor.
Bu kutlamalarda ‘Akçam’ denilen çam dalı kullanılır, o çam dalının altına, Tanrı iyi insanlara iyi şeyler sunduğu için, hediyeler konulurdu. Güneşi geri verdi diye Tanrı Ülgen’e dualar edilir, gelecek yılda iyi şeyler versin diye, o çam dalına iyi dilekleri simgeleyen bezler, süsler bağlanırdı. O gün aileler bir araya gelir, yemekler yapılır, yenir, şarkılar söylenip, dans edilirdi.



Bugün Noel Baba olarak kabul edilen yaşlı adamın, gökyüzü tanrısının kötü kardeşi ve yeryüzü tanrısı olduğuna inanılır. Yeraltında kötülüklerin tanrısı, ayni zamanda gök tanrısı Ülgen’in kardeşi olan Erlik de o gün iyi ve eli açık olarak sırtında kürklü kaftanı, başında kırmızı başlığı ve ayağında çizmeleri elinde torbası ile hediyeler dağıtıyor diye düşünülüyordu. Noel Baba’nın kıyafetleri tıpkı Türk geleneklerindeki kıyafetler gibidir.

Yandaki fotoğraf Türkmenistan’da Nardugan Bayramında tanrı Erlik.
Bu adet, Hunlarla birlikte Avrupa’ya, Hıristiyanlığın yaygınlaşmasıyla birlikte Hıristiyanlara geçti. Yılbaşı kutlama geleneği, 325 yılında alınan bir kararla Hz. İsa’yı anmak için kullanılmaya başlanmıştır. Hıristiyanlar, Hunların Avrupa’ya gelişlerinden sonra onlardan görerek almışlardır. İsa’nın doğumu ile hiç ilgisi yoktur. Ansiklopedilerde yazdığına göre, İsa evrenin nuru, güneşi olarak algılanıyor ve bu olayın pagan halklardan alınıp İsa’ya yakıştırıldığı yazılıyor. İmparator Konstantin (324-337) zamanında İznik’te toplanan konsülde, 22 Aralık’ta güneşin doğumu için yapılan bu “pagan bayramı” İsa’nın doğumu olarak 24 Aralık’a alınıyor ve buna da “Noel Bayramı” deniyor. Batı kilisesi yani Katoliklerde, bunu 25 Aralık’ta kutluyorlarmış. Çam süsleme ise, ilk olarak 1605’te Almanya’da görülüyor ve oradan Fransa’ya ve diğer Hristiyan ülkelere geçiyor.
Durum böyleyken, yeni yılı yani güneşin yeniden doğumunu kutlayan bu Türk Bayramını İsa’nın doğum günü, Hristiyan bayramı diyerek dinine bağlı saf ve temiz yürekli halkımızın keyfini kaçırmak hiç yakışık almıyor. Tüm aile efradınız için, sağlıklı, mutlu, huzurlu, bereketli bir yıl olması dileklerimle yeni yılınız kutlu olsun. Saygılarımla efendim.

31.12.2017

OKUR YORUMLARI
Muhsin Köktürk
01.01.2018 18:43:00

Sayın Abdulkadir Çapanoğlu,
Yeni yıl olgusunu irdeleyişinizden dolayı sizi kutluyorum. Okuma kültürü çok zayıf bir toplum olduğumuzdan insanlarımız çok rahat yönlendirilebiliyor. Bir de bilinçli biçimde yapılan yanlış yönlendirmeler devreye girince iş çığırından çıkıyor. Kendi kültürel değerlerimizi başkalarına öyle kolay kaptırıyoruz ki anlatmak olanaksız. Çünkü bu değerlerimizin farkında değiliz. Yeni yıl olayı da böyle. İslamiyetin benimsenmesinden önce kutladığımız yeni yılı, kendi kültürümüz çerçevesince tüm dünyaya yayacağımız yere, özellikle Batı kültürünün dinsel yaklaşımlarına teslim etmişiz kendimizi. Kuşkusuz biraz da İslamiyetin bazı kesimlerce bir çıkar aracı olarak kullanılmasının da bunda etkileri var. Durum böyle olunca ne yazık ki insanların bir özel günü çoluk çocuklarınca eğlenerek geçirmesi bazı çevreleri rahatsız ediyor. Acaba yazınızı okuyunca yeni yıl kutlamalarına bir Hıristiyan geleneği olarak bakanlar ne diyecekler?...
Saygılarımla.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ