A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

ŞU YILMAZ ÖZDİL’in “SON CÜRET’İ”

Değerli okurlar, 15.09.2020 ve 22.09.2020 tarihli köşe yazılarımda Sözcü gazetesi yazarı Sayın Yılmaz Özdil’in, 26 Temmuz 2020 tarihli  “Atatürk’e lanet öyle mi?” başlıklı köşe yazısı ile 5 Nisan 2020 tarihli “Tekalif-i Milliye” başlıklı köşe yazısında “Britanya’dan para alan, padişahın tetikçileri, Çapanoğlu, Koçgiri, Anzavur, memleketin dört bir yanında ayaklanma vardı” ifadesini virgülüne kadar tekrar tekrar kullanarak Çapanoğullarını da İngiltere’den para almış gibi yazdığından bahisle, önce kendisinin elektronik posta adresine bir mail gönderdiğimi, diğer isyancılarla Çapanoğullarını aynı kefeye koymamasını rica ettiğimi, bu mailime bir cevap vermediğini belirterek “Anladım ki Sayın Özdil bu cümleyi klişeleştirmiş, beynine kazımış.  Anladım ki, gönderdiğim ilk maili hiç dikkate almamış. Bunun üzerine bu sefer dikkate alır umuduyla kendisine Kuşadası 2. Noterliği kanalıyla 5 Ağustos 2020 Çarşamba günü bunun doğru olmadığını bildiren bir tekzip gönderdiğimden bahsederek tekzip metnini de yazımda yayınlamıştım.”

Sayın Özdil daha önce gönderdiğim elektronik postaya cevap vermeye tenezzül etmediği gibi sonra gönderdiğim tekzip yazısını da kaale almadı. Usulen de olsa  bir özür bile dilemedi. Böylece 200 yıl devletine sadık bir şekilde hizmet etmiş III. Selim ve II. Mahmut’tan kardeş muamelesi görmüş, Anadolu’da adeta sikke bastıramadan bir padişah gibi hüküm sürmüş bu sülalenin torunları hakkında yaptığı haksız ithamın vebali omuzlarında kaldı diye de yazmıştım.

Yazılarımı devamlı takip eden bir araştırmacı kardeşim Sayın Özdil’in “Britanya’dan para alan, padişahın tetikçileri, Çapanoğlu, Koçgiri, Anzavur, memleketin dört bir yanında ayaklanma vardı”.cümlesini klişeleşmiş bir şekilde virgülüne kadar beynine kazımış cümlemden esinlenerek yaptığı bir araştırmada aşağıdaki  https://www.malumatfurus.org/yilmaz-ozdilin-kopyala-yapistir-kose-yazilari/sitesindeki inceleme yazısına ulaşıyor ve benimle paylaşıyordu. 

Yılmaz Özdil’in Bitmek Tükenmek Bilmeyen Kopyala – Yapıştır Yazıları

Yazar: malumatfurus 8 Haziran 2020 

3 Farklı Gazetede Aynı Yazıyı Yayımlayabilen Yılmaz Özdil ve Kopyala-Yapıştır Köşe Yazarlığı

Yılmaz Özdil, yazılarının içeriğinin yanı sıra kopyala-yapıştır maharetleriyle tekrar tekrar yayımladığı köşe yazılarında bir koyundan 3-4 post çıkarmasıyla da dikkat çeken bir yazar. Özdil, son dönemde eski yazılarından birini kolaycılığa kaçarak tekrar okuyucularına sunma alışkanlığını, herhangi bir notla bu hususu açıklamadan, sürdürmüş. Hatta son dönemde bu huyunu iyice abartmış.

Sayın Yılmaz Özdil hiç tarih okumuyor mu?  Aksini düşünemiyorum. O halde yanlışında neden ısrar ediyor? Yukarda tarif edildiği gibi bir yelerden bulduklarını kopyala yapıştır mı yapıyor? Zira benim önce düz bir mektupla sonra noter tekzibiyle gönderdiğim düzetmelerimi hiç dikkate almıyor. Bizim oğlan bina okur döner bi daha okur hesabıyla dönüp dönüp aynı şeyleri yazıp paraya tahvil ediyor.

Bakınız çıkardığı son cüret isimli kitabında da Çapanoğullarından şöyle bahsediyor; “Kırşehir Kaman’da isyan başladı. Elebaşları postacı Nazım ve Çerkez Kara Mustafa’ydı. Yozgat’ta isyan başladı. Tokat’ta isyan başladı. İngiliz’den parayı alan, Kuvayı Milliye’ye bayrak açıyorduYani Çapanoğulları demek istiyor. Sayın Özdil, Çapanoğulları Milli Mücadele döneminde ne yabancı devletlerden ne de padişahtan herhangi bir şekilde para almamıştır daha kaç kere yazalım.

                          ………………………………………………

“Anzavur’u bitiren Çerkez Ethem, Yozgat’a yürüdü. Emrinde 70 subay, 2 bin 100 piyade vardı. Mühimmatı bin 300 hayvanla taşınıyordu. İki aydır devam eden Çapanoğlu isyanı iki günde söndü. Çapanoğlu kardeşler kaçtı. Ethem gibi yurt dışına kaçmadılar, daha önce oraya yerleştirdikleri Uzunyayla/Kayseri Pınarbaşı Çerkezlerine sığındılar onlarda misafirlerini Ethem’e vermediler. “Çapanoğlu kardeşlere destek veren Ermeniler ortada kaldılar.” Gerçek öyle değil Sayın Özdil. Evlerinin pencerelerinden ateş açan birkaç Ermeni diye yazar tarihçiler. Ermenileri töhmet altında bırakma. Evleri basan, soyan, yakan, kızlarının ırzına geçen Ethem’in hempaları bu evlerden çıkan 20 piyanoyu gâvur çalgısı diyerek sokaklara attılar. Biraz tarih okuyalım.” Çerkez Ethem, İsyancı Ermenilerin evlerini yaktı.” Bak sen yazıyorsun.  Evet, tüm Çapanoğullarının konaklarını yağmalayıp yaktıkları gibi Ermenilerin de evlerini yaktılar, soyup soğana çevirdiler.  “Çoğunu Belediye önünde astı.” Belediye önünde değil, yine bilmeden atıyorsun. Belediyenin balkonunun iki eli böğründesine astı.  İlk asılan eski belediye başkanı Ceritzade Hüsnü efendidir. Tek suçu Çapanoğullarına akraba olmasıdır. Davası sonra görüşülmek kaydı ile asılmıştır.  Bunu biliyor muydun? Vahşete bak. Adamı asıyorsun davasını sonra görüşeceksin. Bunu n üzerine İsmet paşa Etem’e telgraf çeker Ben belge isterim der.  Sayın Özdil seni araştırma külfetinden kurtarayım, T.B.M.M. tutanakları ve Genel Kurmay yayınları da dâhil bazı yayınlardan özetler aktarayım;

  1. Bak,  Çerkez Ethem Çapanoğlu başkaldırısını bastırmak için Ankara’ya çağrıldığında Atatürk, İsmet Paşa ve Fevzi Paşa’nın huzurunda ne diyordu; “Orta Anadolu’da bir köşede, hiçbir ecnebi ve İstanbul hükümeti ile irtibatı olmayan Yozgat olayını söndürmekten acizsiniz, anladığım şudur ki, başlangıçtan beri hâlâ vaziyeti kavrayamadınız.“Şimdi görüyor ve siz de itiraf buyuruyorsunuz ki, Orta Anadolu’da ve bir köşede hiçbir ecnebi ile ve İstanbul hükümeti ile irtibatı kalmayan Yozgat isyanını söndürmekten acizsiniz.””
  2. Bak, Doç. Dr. Ahmet Kuyaş, Atlas Tarih Dergisi sayı 62 Ocak-Şubat 2020 sayısının 88. Sayfasında ne söylüyor?  “Anadolu’daki isyanların bir kısmının, yani Ankara ile karşı karşıya kalan isyancıların bir kısmının İstanbul Hükümetinin adamları olmadığını biliyoruz. Mesela Yozgat’ta Çapanoğulları ya da Doğu Anadolu’da birkaç ufak isyan girişimi.”
  3. Bak, Ankara valisi olan Avni Doğan Bey “Kurtuluş, Kuruluş ve Sonrası” isimli kitabında ne diyor; “Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti, Aziziye Halkını tazyik ederek misafirleri olan Edip ve Celal Beyler ile akrabalarını Ankara’ya getirtti. Yozgat ayaklanması hakkında geniş bilgi alan Mustafa Kemal, beylere ceza tatbik ettirmedi. Kendilerini ayrı ayrı bölgelerde ikamete memur ettiler.” Atatürk Çapanoğullarını muhakeme bile edilmeden affetmiştir.,
  4. Bak, Karahisarı mebusu Şükrü Efendi Meclis kürsüsünden yaptığı şu konuşmasında ne söylüyor? “Bu millet isyankâr değildir. Şurada Yozgat’ta isyan çıktı deniliyor. Bendeniz Yozgat isyanını tetkik ettim, sui idare(kötü yönetim) neticesidir. Bakınız efendim Yozgat isyanı yalnız sui idare neticesi de değil, bu Meclisin kendisini gösterememesi neticesidir. Bir İslam cemiyetinin, memalik-i Osmaniye ve İslamiye mümessillerinin burada toplandığını bildirememektir. Neden oraya muktedir adamlar göndermedik, biz daha doğrusu yalnız İcra Vekillerine değil kendimize de kabahat bulmalıyız.”
  5. Bak,  fanatik bir Çapanoğlu düşmanı olan Yozgat mebusu Süleyman Sırrı’nın

             Mecliste yaptığı müteaddit çıkışlara en sonunda bizzat Gazi Paşa kürsüye gelerek ve

             Süleyman Sırrı’yı adeta azarlayan hitapla nasıl cevap veriyor? “ Efendiler, biraz önce

              kürsüde konuşan efendiye hiçbir surette katılmamız mümkün değildir. Bahsettiği

              aile, memleketimize geçmişte büyük hizmetlerde bulunmuşlar, hataları varsa da

              hatalarından vazgeçmişler, bu günde devletimize hizmette kusur etmemektedirler”  

 

Bak, ben de şu soruları sorayım:

  1. Başkaldırı için sen yazmışsın, “iki ay devam eden” diye. Neden iki ay devam etmiş? Çünkü İsmet Paşanın bilinçsiz emri ile Çapanoğullarını tutuklamak için gönderilen Kılıç Ali ve Refet Bele beceriksizlikleri ile başkaldırının daha da büyümesine sebep oldular.  
  2. 2- Yozgat’ı, Sorgun’u, Zile’yi, Akdağmadeni’ni ele geçiren Çapanoğulları neden orada kaldılar da iki adım uzaklıktaki Ankara’ya gitmediler?  Atatürk’ün muhafız birliği bile olmadığı bir köy görünümündeki Ankara’yı ele geçirselerdi Kurtuluş savaşı yapılabilir miydi?
  3. 3- Çapanoğulları suçlu olsalardı, Atatürk, Uzunyayla Çerkezlerince misafir edilen Çapanoğulları kardeşleri ve akrabalarını daha sonra Ankara’da beş buçuk ay mecburi ikamete tabi tutarken onları yargılatmaya bile lüzum görmeden affeder miydi?

Kurucusu olduğumuz Yozgat şehrinden çıkıp Türkiye’nin muhtelif yerlerine ve dahi Suriye Halep’ten Avrupa ve Amerika’ya kadar yerleşip Askeri, Mülki, Tababet, Hukuk ve Teknik konularda çok değerli insanlar yetiştiren sülalemizin yaşlı bir üyesi (76) olarak soruyorum; Çapanoğullarına en büyük zararı veren haris Yozgat müftüsü Mehmet Hulusi Efendi (Akyol) ya da  Aynacıoğulları çetesinin  Yozgat mebusu Süleyman Sırrı Bey’in kardeşi Akdağ Kaymakamı Tahir Bey’i Yozgat’ın Sarıkaya ilçesinin  Alişar köyüne götürüp kurşuna dizmeleri konusunda Çapanoğlu beylerini suçlaması gibi sizin de Çapanoğullarına karşı bir husumetiniz olabilir mi? 

 

OKUR YORUMLARI
levent şahverdi
10.11.2020 22:04:18

Elinize,emeğinize sağlık...

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ