A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

TÜKÜRMEK VE BİR ANI

Adamın biri Türkiye de hürriyet var yerlere tükürebiliyorsun demiş. Bu zihniyet sanatın içine de tükürmüştü. Bunu söyleyen de sanatçı sayılanlardan olunca sanki kendi yüzüne de tükürmüş gibi geldi bana.  Okuyunca lise yıllarında 18 Martlarda yaptığımız bir oyun geldi aklıma.

Biz lise de okurken 18 Martlarda İstanbul’dan “Ayvalık” ya da ikizi “Gemlik” gemileri ile üniversite gençliği gelirdi Çanakkale’ye. Çanakkale de resmigeçide katıldıktan sonra otobüslerle şehitlikler ziyaret edilirdi. Biz de birkaç arkadaşımızla bu otobüslere biner arka sıraya oturur yolun bir yerinde arka kapıyı açıp otobüsün arkasında bulunan ve üstüne çıkan merdivene geçer orada kısa bir süre dururduk.  Otobüsün arkasında oturanlarda arka camdan bizi seyrederlerdi. Dışarı çıkan arkadaşımız içeri girince pantolonunun önüne bakar “aferin ıslatmamışsın diyerek alkışlardık.” Arkadaşımız zaten herhangi bir eylemde bulunmamıştı ama biz misafir üniversitelileri kandırmak için öyle söylerdik. Geriye misafir öğrencileri gaza getirmek kalırdı ki bunu da en güzel rahmetli Erdoğan Sezgin yapardı.

Bıçkın gibi görünen birkaç kişi arasında öne atılan bir kişi, arka kapıdan merdivene geçme heyecanının tatmak ve bir deneme yapmak için rüzgârdan zor açılan kapıyı açıp otobüsün arkasında oluşan anafor içinde biraz korku biraz heyecanla merdivene ulaşırdı. Kuvvetli anafordan saçları savrulan, göz kapakları kısılan cesur delikanlı bir eliyle merdiven demirlerine tutunurken bir eliyle de pantolon düğmelerini çözmeye çalışırdı. Eyvah, eyvah! Her seferinde olduğu gibi idrar doğruca delikanlının üzerine gelirdi. Durumun vahametini fark eden biçare geri kalanını içinde tutsa da pantolonun ön tarafı berbat olurdu.  Biz de üzülmüş gibi yapardık.  Bu oyunumuzu bize öğreten, Çanakkale seramik fabrikaları gezimizde bindiğimiz otobüsün muaviniydi.  Pantolonunun önü berbat olan genç kahramanımızın önünü, gömlekten aşağı doğru yanımızda getirdiğimiz su ile ıslatırdık sanki su dökülmüş gibi.

Gezi bitip Çanakkale’ye dönerken arka sıralara başkaları oturmuşsa oyunumuzu bir kere daha sahneye koyardık.

İki yıl sonra biz üniversiteli olduk. Çanakkale Yüksek Tahsil Talebe Cemiyeti olarak bu defa biz aynı gemiler ile Çanakkale’ye geldik. O yaramazlıklarımızdan eser yoktu hiç birimizde. Resmigeçit sırasında hüzün ile geçtik lisemizin yanından. Gide gide ezberlediğimiz şehitlikleri bu kez ziyaret etmedik. Çanakkale’de kalan arkadaşlarımızla hasret giderdik uzun uzun.

Bir acayip guruptuk biz, Hababam sınıfı inanın bizim yanımızda dahamütevazı kalırdı çünkü orada anlatılan bazı olaylar bir lise de olamayacak şekilde abartılmıştı.

Altmış yıl geçmiş o günlerden bu güne. Şimdi geriye baktığımda iyi ki yapmışız diyorum. Yıllar sonra Cağaloğlu’nda karşılaştığım hem muavin hem beden eğitimi hocamız Haydar Caner Bey’in elini öpüp hocam sizi çok üzdük dediğimde “ yok üzmediniz, sizler çok renkliydiniz, sizden sonra sizin gibi öğrencilerimiz olmadı” demişti. Bu gün hayatta olan değerli hocalarımıza en içten sağlık dileklerimi iletirken öbür aleme göçenlere de Allahtan rahmet diliyorum, nur içinde olsunlar.

OKUR YORUMLARI
Arman Akün
04.04.2023 14:34:33

Sevgili Abdülkadir beni yine eski günlere götürdün. Kalemine sağlık

Yılmaz
03.04.2023 20:48:17

Anlatım güzelliği ile çok keyifli hayat hikayelerini okumak bizleri mutlu ediyor. Sevgi ve saygılar hocam.

Ali Dinç
03.04.2023 14:08:17

Hey gidi gençlik

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ