A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

ULUS, CEBECİ, SAMANPAZARI’NDA UÇAN DAİRE GÖRÜLDÜ

Sanırım 1954 yılı yazıydı. Hürriyet gazetesi bu haberi birinci sayfasında ve baş haber olarak büyük puntolarla vermişti. Çünkü bir gün önce bütün Ankara halkı bu olaya şahit olmuştu.

Biz, Operadan Samanpazarı’na çıkan Talatpaşa Bulvarı 17 numarada, önünde küçük bir avlusu olan bir evde oturuyorduk. Avludan caddeye açılan iki kanatlı kapımızın bir kanadı gündüz hep açık durur, ancak geceleri kapanırdı. Kapının sağ duvarında Battalgazi hikâyeleri ve dini kitaplar satan seyyar bir kitapçı tezgâhı, sol duvarında da karpuz sergisi vardı.

Kardeşimle avluda oynarken dışardan “uçan daire, uçan daire” bağrışmaları geldi. Açık kapıdan görebildiğimiz kadarıyla herkes havaya bakıyordu. Bizde hemen oyunumuzu bırakıp kapı önüne çıktık. Herkes durmuş, Numune Hastanesi tarafına bakıyordu. Hastane, caddenin karşı tarafında bizden birazcık daha aşağıdaydı. Hakikaten gökte hastanenin üzerine isabet eden yerde hiç yerinden kımıldamayan bir uçan daire duruyordu. Gördüğümüzü şöyle tarif edeyim. Sanki kalaylı bir sahan biçimindeydi ve çok parlaktı. Alttan görünüşünde tek sıra ve daire halinde sanki pırlantalar mıhlanmıştı. Bize öyle görünüyordu ama bunlar belki de çok kuvvetli ışıklardı. Arkasında gümüş renginde çok kısa uzunlukta bulut gibi bir duman bırakıyordu ama ne bir uçak sesi, nede bir motor sesi yoktu. Sessizce öyle duruyordu. Epey bir süre orada öylece durdu sonra birden yok oldu. Hemen akabinde iki savaş uçağımız Ankara üzerinde birkaç tur attılar ve gittiler Bizde tekrar avlumuzdaki oyunumuza döndük.

Uçaklar gittikten biraz sonra yine dışardan bağrışmalar geldi. “Ula, ula gene geldi” diye bağırıyorlardı. Bizde hemen dışarı çıktık. Baktık ki uçan daire yine gelmiş, yine aynı yerde. Ama bu sefer 90 derece dik, baş aşağı duruyor. Yine arkasından yukarı doğru o gümüş rengi dumanını salıyordu. Baş aşağı durunca üst yanını da görmüş olduk. Sanki cami kubbesi gibiydi ve alt tarafı gibi gümüş renginde ve çok parlaktı. Bir sürede böyle durduktan sonra birden yok oldu. Ertesi günü Hürriyet gazetesi yukarda arz ettiğim başlıkla çıkmıştı. Bu benim ve kardeşimin gördüğü ilk ve son UFO’ydu. Bir daha görmek nasip olmadı.

Yıllar geçti, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında Gaziantep Merkez Komutanlığı emrinde Az.İz Subayı idim. Yine asteğmen olan arkadaşımla Belediye Pasajında dolaşıyorduk. Bir dükkânın vitrininde Life dergisinde yayınlanan fotoğrafları gördük. Ben bu fotoğrafları daha öncede görmüştüm. Fotoğrafların birisinde Ay üzerinde bekleyen birçok uçan daire, başka birisinde yine üç adet uçan daire, başka bir fotoğrafta da sol üst köşede yine başka bir uçan daire. Bunlar hep Apollo 12 nin çevresindeydi. Harbiye’de ki Getronogan lisesinden yetişenler derneğinin konferans salonunda uzay ile ilgili bir sunum vardı. Konuşmacı, bu fotoğrafları perdeye yansıtarak bize şu bilgileri vermişti. 1969 yılında Ay’a inen astronotlara buradan ayrılmadan önce şu sıkı tembihat yapılmıştı. “Ay’da veya uzayda başka varlıklarla karşılaşabilirsiniz, telsiz konuşmalarımızda sakın bunlardan bahsetmeyin ve bilgi vermeyin.”

Astronotlar daha önce tespit edilen yerde inişe geçecekleri sırada yerde kendilerini bekleyen UFO’ları görüyorlar. Astronotlardan birisi o heyecanla “onları gördüm, bebekleri gördüm(boylarının 50 cm olduğu tahmin edildiğinden) diye bağırıyor. Dünyadan ikaz edilse de bu heyecanlı konuşmaya devam ediyor.

- Astronot : “ Neydi o?... Ne biçim şeydi?... Anlamak isterdim …”

- Houston : “ … ( konuşma kesiliyor ) ”

- Astronot : “ Bebekler… Kocamandı beyim… Kocaman…”

- Houston : “ Ne?... Ne oluyor yukarıda? Size ne oluyor Tanrı aşkına?...”

- Astronot : “ Evet… Evet, oradaydılar… Bazı ziyaretçiler vardı. Size söyleyeyim. Orada başka uçan daireler de var. Bir hat şeklinde sıralanmışlar. Kraterin kenarında bekliyorlar.”

Bu konuşma metni ilk kez 8 Ağustos 1969 tarihinde ünlü “ Life” Dergisinde yayınlandı. Bunun yanında bazı gizli UFO fotoğraflarını da halka yaydığı içinde bir süre kapatılma cezası almıştı… Daha sonra 11 Ağustos 1969’da Kanada’daki “Minuit Gazetesi” büyük başlıklarla, Amerikalı Astronotların Ay’da canlılar gördüklerini yazıyordu

Astronotlar kendilerini bekleyen UFO’ların fotoğrafını çekiyorlar ama oraya inmiyorlar 11 km. uzakta başka bir yere iniyorlar. Dükkânın vitrinindeki fotoğraflar işte bu fotoğraflardı. Fotoğrafın üst sol köşesinde de yine bir UFO vardı.

Ben bu bilgileri heyecanla anlatırken dükkân sahibi de içerden bizi dinliyordu. İçeri girdim ve “bu fotoğrafları kaldırdığınız zaman bana verir misiniz” dedim. Bu bilgileri benden öğrenen adam haklı olarak “kusura bakma veremem” dedi. Bu cevabı alınca kendime kızdım, ne diye bağıra bağıra anlatırsın be adam dedim.

14.05.2018
OKUR YORUMLARI
Mehmet Rauf Aktolga
16.05.2018 07:08:00

Ben de birkaç kez gördüm. En uzun sürelisi İzmir'de otururken Bornova üzerindeydi. Gece vakti ışıkları yana söne uzunca asılı kaldılar.
Ben bu uzay uzaylılar işinde 70 yıldır bir tek doğru cevap alamadım. Ne yerlisinden ne de yabancısından. Voyager'lar hala uzayın derinliklerinde uçup gidiyorlar. Uzay bomboş bir otoyol olsa neyse de, her tarafta her yöne doğru çok büyük süratlerle giden irili ufaklı taş yığınları var. Üzerine geldiğini bile görsen manevra yapıp kaçamazsın. Buradan Ay'a bile bir taşa çarpmadan gidemezsin. Dünyamız atmosferine her gün meteor veya meteorit dedikleri taşlar düşüyor. Arasından nasıl geçiyorlar? Bizi kandırıyorlar mı acaba?

Kadriye ŞAHİN
14.05.2018 21:10:00

Sayın Çapanoğlu Beyefendi;

Yazınızı ilgiyle okudum. Bu tür konular ilgi alanım içindedir. Sizin gördüğünüz bu tür cisimleri bir kaç kez bende gördüm. Birinde çok yakından takip ettim. Fakat ne olduğunu kime anlattıysam anlam veremediler. Günümüzde daha çok görünür hale geldiler. Allah hayırlara vesile kılsın. Evrende yalnız yaşamadığımızı Yüce kitabımız bildiriyor, bizde iman edip inanıyoruz.

Kaleminiz var olsun. Saygılar Hürmetler.

Levent Baykal
14.05.2018 20:22:00

Zevkle ve nefes almadan okudum . Çok enteresan.

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ