Değerli okurlar, 9 Kasım 2021 Salı günü Yozgat gazetesinde yazmaya başladığımın 10. yılı bitiyor. Son yazım dahil 464 makalem hiç müdahale edilmeden yayınlanmış. Darısı 500. yazıma olsun mahcup olmadan inşallah.
Şimdi okuacağınız bu yazımı yıllar önce yazmıştım. O yıllarda “Yozgat askerlik şubesinin” taş binasının “Yozgat Basın Müzesi” yapılması düşüncesi vardı. Bu fikri ortaya atan da Yozgat Gazetesinin sahibi, Yozgat Gazeteciler Cemiyetinin başkanı ve Yozgat’ta sürekli Sarı Basın Kartını edinen ilk gazeteci olan Sayın Osman Kiracı idi. Osman Bey, “başta ilk Türk gazetecisi olan Çapanoğlu Agah Efendi olmak üzere birçok ünlü gazeteci, basın mensubu Yozgat’tan çıkmış ya da Yozgat’ta vazifeli olarak bulunmuştur, bunları anacak bir basın müzemiz olması ne kadar isabetli olur” diyordu. Bu murad ile ben de bir vakitler “Yozgat Gazetesini çıkaran Yozgat İl Vilayet Matbaasının mürettiplerinden dayım Sayın Yaşar Cerit ile bir sohbet gerçekleştirip kayda almıştım. Sayın Osman Hakan Kiracı “bu sohbeti şimdi yayınlamayalım, Basın Müzemiz açıldığı gün yayınlarız hem de geçmişe ait bir bilgi olarak müzemize asarız” demişti. Dayım Yaşar Cerit’i 2017 yılında 84 yaşındayken elim bir trafik kazasında kaybettik. Geride bu hoş sedası kaldı. Yozgat’ımız için bir iftihar vesilesi olacak basın müzesi kurulması bir türlü hayata geçirilemedi.
Rahmetli Yaşar Cerit’in ses kaydı çözümü: “Zamanın Yozgat Gazetesini basan matbaa valiliğin matbaasıydı. Tabiatıyla gazete de vilayetin yani valiliğin gazetesiydi. 1921 yılında kurulmuştu ve Yozgat Özel İdaresine bağlı idi. Biz de maaşlarımızı özel idareden alırdık. Matbaanın yeri “Saathaneden” (saat kulesinden) aşağı inerken sağ sırada şimdiki Ankara yolunun tam köşesindeydi. Önünde de boş bir arsa vardı. Ondan önce de Askerlik şubesinin karşısında ki Yıldız Garajının sol yanındaydı.
Kadromuz 7 kişiydi. Müdürümüz Saim Olcay Bey emekli olunca başmürettip Osman Üngör Bey müdür oldu. Diğer mürettipler Vahit Saygı, Mehmet Yüksel, Fevzi Tanyeli, Mehmet Erdem, Mehmet Mutlu ve bendeniz Yaşar Cerit.
Mehmet Erdemir’in çarşıda kendi mücellit dükkânı vardı. Orada vatandaşın kitaplarını ciltlerdi ve güzel cilt yapardı. Bu yüzden de hep geç gelir müdür Osman Bey’i sinirlendirirdi. Osman Bey kibar ve işinde titiz bir insandı, öyle ki vali bey çağırdığında daha matbaadan çıkmadan ceketinin önünü iliklerdi.
1948 yılında İhsan Sabri Çağlayangil Yozgat’a vali oldu. Yozgat’ta iki yıl kaldı, sonra Antalya’ya gitti. O gelene kadar gazete hafta da bir gün Çarşamba günleri tek sayfa olarak ve normal gazete ebadında çıkardı. Neşet Tanrıdağ’ın “Hakikat” ve Abbas Sayar’ın “Bozok” gazeteleri ise aşağı yukarı dergi ebadındaydı. Abbas Sayar ilk gazetesini İstanbul’da çıkardı sonra Yozgat’a döndü ve 15 günde bir çıkardığı Bozok isimli gazetesini bizim matbaa da bastırdı. Baskı makinamız yere sabitlenmiş sağlı sollu bir çift dişli ray üzerinde ileri geri hareket ederek baskı yapan ve üstten elle kâğıt verdiğimiz büyük bir tipo makine idi. Yanındaki tahta basamağa çıkar orada ayakta durarak elimizle tek tek kâğıt verirdik. Saatte 1600 baskı yapardı. Öyle büyüktü ki baskıya geçtiğimizde matbaa zeminini ve dolaysıyla bina etrafını titretirdi. Çok yıllar önce insan gücüyle çalışırmış. Güçlü kuvvetli hamallardan çağırılır yüz para (iki buçuk kuruş) karşılığında makineyi çalıştıran kolu çevirirlermiş. Bizim zamanımızda benzinle çalışan bir motoru vardı.
Birde hurufat çekmecemiz ve pedallı makinemiz vardı. Onunla da kartvizit, davetiye küçük el ilanları gibi siparişleri tek tek elimizle koyarak basardık. Gazete basılmadan önce bir prova baskıyı Vali Bey’e götürürdüm, o kontrol eder onay verirse baskıya devam ederdik. Vali bey yoksa Özel İdare Müdürü Naci Balak Bey’e götürür ondan onay alırdık. Vali Bey’in Şoförü Fehmi Bey, koruma polisi de Naim Beydi. Onlarda Vali Bey’in bir emri olursa bize iletirlerdi. Haftalık gazeteyi bir müddet bastıktan sonra dolaysıyla Vali İhsan Sabri Çağlayangil, “haftalık gazetemi olurmuş, günlük çıkarsınlar” diye emir verince günlük çıkarmaya başladık. Günlük gazeteye dönünce hastanenin, hapishanenin, jandarmanın yani devlet kurumlarının ihale ilanlarını basmaya başladık. Tüccar ve esnaftan da reklamlar gelince beş kuruşa satılan gazete ile gelirimiz birdenbire arttı. Matbaa ilk defa para kazanmaya başladı ve dört sayfa olarak çıkmaya başladık. Bu arada davetiye, kartvizit dışında Nüfus dairesinin Nüfus kütüğü, Tapu dairesinin Tapu sicil defteri gibi büyük ebatlı defterlerin basımını da yapıyorduk. Bu defterlerin içindeki bölümlerin çizgilerini cetvel tabir ettiğimiz ince levhalarla yapardık. Böyle bir iş alındığında o iş bana havale edilirdi. Ben de güzelce hazırlar dağılmasın diye çevresini kınnap ile bağladıktan sonra kalıba koyar dört kösesinden vidaladıktan sonra kınnabı çıkarır baskıya hazır hale getirirdim.
Daha sonra matbaa buradan Çapanoğlu Büyük camiinin üstündeki yolda bulunan Topaçlı Hacı Efendinin sarı taştan inşa edilmiş binasına taşındı. Taşınma işini Yozgat’ın tanınmış kişilerinden arabacı Necip Ağa yüklendi. Büyük makineyi iki at arabasını birbirine bağlayarak taşımıştık.”
Sayın Yaşar Cerit böyle anlatsa da yaptığım araştırmalara göre Yozgat’ın ilk özel gazetesi 1910 yılında İttihat ve Terakki fırkasının devlet yönetiminde egemen olduğu dönemde Yozgat Türk Ocağı şubesinin yayın organı olarak çıkarılır. Gazetenin yöneticisi Dulkadirli beylerinden Sadık Beydir. Haftada iki gün çıkarılan gazete, İstanbul gazetelerini aratmayacak kapsam ve görünümde olup memleket meselelerine yer veren çok zengin içerikli bir gazetedir. Sadık Bey, Ankara-Sivas Demiryolunun Yozgat’a uğramadan Yerköy/Karanlıkdere mevkiinden geçeceğini öğrenince araştırmayı yapan heyetin Yozgat’a gelmeden raporlarını yazdıklarını. Büyük bir hata yapıldığını, bunun için tekrar bir heyetin gönderilmesini Yozgat Milletvekillerinden isteyen bir yazı yayınlar. Gazete, şehrin temizliğine, genel ahlaka ilişkin konularda ve köylerde WC yapılması konusunda da bilgilendiren teşvik eden yazılar yayınlıyormuş. 1912 yılında Arnavutluk’un Osmanlıdan kopmasına çok sinirlenen Mehmet Akif’in, II. Abdülhamit’i yeren yazıları da bu gazete de yayınlanmış. Savaş yıllarında donanmaya yardım kampanyaları yaparak, cephelere gönderilecek kavurmalar ve çamaşırlar ile ilgili kampanyalar yaparak büyük hizmetler yapmış. Bu güzel gazete maalesef 3-4 yıl sonra kapanmış.
Yaşar Bey’in 1940 lı ve 1950 li yıllarda çalıştığı sonraki gazete ise, Yozgat Gazetesi unvanı ile 1921 yılında kuruluyor ve Yozgat İl Özel idaresine bağlı matbaada basılıyor. 1921-1928 yılları arası eski Türkçe baskı ile çıkan gazete, harf devriminden (1928) sonra Latin harfleri ile çıkmaya başlar.
Gazetenin ilk matbaası askerlik şubesi olarak kullanılan taş binanın karşısında ahşap bir binadır. Burası istimlak edilince Belediye Caddesi ile Sivas Ankara yolunun birleştiği sağ köşedeki Bayındırlık ve İskân müdürlüğünün binasına taşınıyor. 1928’deki harf devrimi yıllarında gazetenin müdürlüğünü yapan Rafet Aksoy Bey’in gazetenin gelişmesinde büyük hizmetleri var. Rafet Bey, daha sonra Çorum milletvekili olan o zamanki Vali Abdullah Fevzi Gürel Bey’in (1937-1940) teşvikleri ile gazeteyi daha da geliştirir. Ondan sonraki Vali Bekir Sami Baran Bey’in (1932-1936) zamanında da önemli çalışmalara imza atmış, köylere gidip derlemeler de yapmıştı. Rafet Bey, Cumhuriyetin 10. Yılında (1933) fevkalade bir gazete çıkararak kamuoyunun takdirini kazanmıştı. 1940 yılına kadar yayın hayatında olan gazete bundan sonra bir sarsıntı geçirir ve hafta da bir gün basılmaya başlar. Nihayet, İhsan Sabri Çağlayangil’in (1948-1949) Yozgat valiliğine tayini ile yeniden günlük olarak çıkmaya başlar.
Bugün okuduğunuz bu gazetemizin ilk çıkış tarihi ise 01.03.1974 olup Sahibi ve Genel Yönetmeni Yozgat Gazetecilik, matbaacılık, reklamcılık Ajans ve medya hizmetleri limited şirketi adına Sayın Osman Hakan Kiracıdır.
10 yıl boyunca kıymetli yorumları ile beni yüreklendiren tüm okuyucularıma saygılarımı sevgilerimi iletiyorum.
06.11.2021
OKUR YORUMLARI
Verda Aral
06.11.2021 21:03:36
Tarihi anlatmanız,bizlere ders kadar önemli oldu.
Yazılarınızın devamını okumak için,sabısızlanıyorum.
Saygılarımla .
Verda Aral
06.11.2021 21:03:36Tarihi anlatmanız,bizlere ders kadar önemli oldu. Yazılarınızın devamını okumak için,sabısızlanıyorum. Saygılarımla .