A.Kadir ÇAPANOĞLU

A'DAN Z'YE

YOZGAT SAAT KULESİ VE ÇAPANOĞLU BÜYÜK CAMİİ HAMİDİYE SAATLİ ÇEŞMESİ

Değerli okurlar, hemen her yıl dedelerimin kurduğu Yozgat’a eşimle birlikte gideriz. 27 Temmuz 1922 tarihinde kurulan ama çalışma kuralları henüz belli olmayan Amasya İstiklal mahkemesince acele ile idam edilen büyük dayım rahmetli Çapanoğlu Halit Bey’in torunu Halit Çapanoğlu’nun evinde kendi evimizmiş gibi kalırız.
(bkz. Yozgat gazetesindeki yazım Çapanoğlu Halit Bey ve Hilmi Efendi 1-2 )


Son gidişimiz Bozok Üniversitesinin daveti üzerine 14 -19 Kasım günlerine isabet etti. Sonbahar mevsimi olması dolayısıyla sevdiğim saygı duyduğum bütün dostlarım Yozgat’taydı. Her gün buluştuk Çapanoğlu Büyük camiinden Çapanoğlu Kent Parka, oradan Çamlığımıza, Kazankaya Kanyonundan Sarıkaya Roma Hamamına kadar dolaştık doyasıya sohbet ettik. Yıllardır bu kadar bilgi ve anı yüklü sohbet imkânı bulamamıştım çok keyif aldım.

Sohbetlerimiz içinde beni ve dostlarımı üzen ve hatta yaralayan konularda açıldı ama özellikle bunlardan ikisini 2019 yılına veda ettiğimiz şu günlerde utanarak dile getirmek zorundayım. Ben mi utanmalıyım yoksa bu şehri yönetenler mi utanmalılar sizin kararınıza bırakıyorum.

Sayın okurlar, şehirlerin önemli kültür varlıklarından birisi ve hatta en önemlisi o şehrin saat kulesidir.
Bazılarının hikâyeleri bile vardır. Mesela, efsaneye göre, İstanbul Sarayburnu’nda bulunan saatin zamansız çalan çanı, II. Abdülhamit’in hamile olan gözdelerinden birinin çocuğunu düşürmesine sebep olur. O da saati söktürüp depoya kaldırtır. Bunu haber alan Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa, 1885 yılında bu saate talip olur ve bir saat kulesi inşa ettirir. Kastamonu’ya gittiğimizde bu efsanenin etkisi ile uzun süre seyretmiştik.

Çapanoğlu sülalesinden rahmetli Prof. Dr. Hakkı Acun Hocam da, “Osmanlı imparatorluğu saat kuleleri” kapaklı 32 X 25 ebadında 268 sayfa muhteşem bir kitap yayınlamıştı.

Çapanoğlu Edip Bey de, Sungurlu mutasarrıflığı sırasında 1891 yılında bir saat kulesi yaptırmıştır. Bundan altı sene sonra da Yozgat Saat Kulesi 1897 yılında dönemin belediye başkanı Ahmet Tevfikizadenin ikinci Belediye Başkanlığı (1908- 1909) döneminde Yozgatlı Şakir ustaya yaptırılmıştır. Sungurlu saat kulesinin ikizidir. 1325 / M.1902- 1908 Tarihli Ankara salnamesinde saat kulesinden ayrıntılı bir şekilde bahsedilir. Gayri Menkul Eski Eserler Yüksek Kurulu başkanlığınca 1978 yılında “korunması gerekli kültür varlığı” olarak tescillenen Yozgat İli merkezinde Cumhuriyet alanında bulunan Saat Kulesi, çevrenin bilinen tek saat kulesidir. Yozgat şehir merkezindeki bu heybetli ve asırlık kule zemin kat ve çanların bulunduğu kısımlarla birlikte yedi kattır. Sarı kesme taşlarla inşa edilmiştir. Çanların bulunduğu kattan itibaren üstteki ilk kattaki dört cepheye ayrı yerleştirilmiş 4 saat bulunmaktadır. Kuledeki saatler kule ile aynı yaştadır. Çanı 288 kilo ağırlığındadır. Çanın topu sekiz parça 282 kg. Saatin topu, beş parça 50 kg. ağırlığındadır

Çanını yukarıya iki kırmızı lira karşılığında Hamal Kör Musa çıkartmıştır. Her yarım ve tek saatlerde ispatlı olarak(iki defa) çalan saatin üzerinde Norez’Jura ve L.D. Odobey Gadet(*) yazılıdır. Benden önce bu konuya değinen bilim insanları yazarçizerler, birbirinden kopya ederek saatin üzerinde böyle yazıyor diye yazıp geçmişler. Cadet’i bile okumak için özen göstermemişler. Bilgisini yazımın sonunda arz ediyorum.

Dedem Muhlis Bey’in evi Sırasöğüt’de köprünün tam karşısındaydı. Rahmetli Sütçü Hocalar bitişik komşumuzdu. Anne dedem Ceritzade Şükrü Efendinin evi de Şekerpınara giderken taş köprünün bitişiğindeydi, duvarından hâlâ acı pınar akar. Şimdi önünde kocaman bir trafo binası var. Her iki evin bahçesinde oynarken saat kulesinin çanı vurmaya başlar bizde sayardık. Sonra ikinci vuruşunu (ispatlı vuruş) bekler tekrar sayardık saatin kaç olduğundan emin olmak için.

Ben Yozgat’a gidiş gelişlerimde, Yozgat gazetesinden, Hayri İnal Konağına, Müzeye, Şükrü Efendi dedemin köyü Daylılı’ya koşmaktan farkında değildim. Sohbetimiz sırasında yıllardır çalmadığını öğrendim. Hem çok şaşırdım hem de ziyadesiyle üzüldüm. Saatçi Ohannes ustanın çırağının oğlu saatçi Abbas Gürses Bey’in bir süre saatle ilgilendiğini, haftada bir kere kurmak için kuleye çıktığını biliyordum ama sanırım o da ilgililerin ilgisizliğinden gücenip bırakmış. (Araştırmacı yazar dostum Osman Karaca, “saat yapılsın ben her hafta çıkar kurarım” demişti) Demek oluyordu ki Nohutlu tepesine bir zenginin adını vermekten çekinmeyen belediye başkanları Gayri Menkul Eski Eserler Yüksek Kurulu başkanlığınca 1978 yılında “korunması gerekli kültür varlığı” olarak tescillenen saat kulesini görmemezlikten geliyorlar. Yozgatlı olmayan Yozgatlılar da bu vurdumduymazlığa göz yumuyorlar.

Bu gelişimde dikkatimi çeken ikinci konu da Çapanoğlu Büyük camiinin hayratı olan Hamidiye Saatli
Çeşmesinin boş duran saat yeriydi. Bu çeşme 1901 yılında II. Abdülhamit’in tahta çıkışının 25. Seneyi devriyesinde saatli çeşme diye yaptırılmıştır. Saatin iki yanında birer yuvarlak güneş süslemesi vardır. Saatin altındaki bölümde Adalet, Eşitlik ve Özgürlük sembolü olan çapraz kılıçlar, flamalar, terazi ve ay ve yıldızlardan oluşan Osmanlı arması motifi yer almaktaymış. Bu arma ile birlikte çeşme üzerindeki tüm arma ve motifler kasıtlı olarak kazınmış. Armanın altında kuşak şeklinde Besmele ve tarih var. Çeşme beyaz taştan yapılmış olup taşların Sarıkaya’nın Azapbaşı köyünden getirildiğ söylenir. İstanbul Dolmabahçe, Çanakkale, İzmir, İzmit ve Muğla’da da saatli çeşme vardır. Yozgat Hamidiye Çeşmesi de yıllardır kendi haline bırakılmış. Çeşmenin ilk saatinin kimin tarafından tamir amacıyla yıllar önce söküldüğünü ve akıbetinin ne olduğu hakkında duyumlarım var. Gerekirse onu da açıklarım. Ama sonra bir saat beyaz plastik bir çerçeveyle takıldı. İlk ayıp bu sırıtan beyaz plastik çerçevedir. Şimdi saat de yok simsiyah ve karanlık bir boşluk görümünde. Çürük bir diş gibi.

Sayın gelmiş geçmiş belediye başkanları, sanırım her cuma etrafınızdaki insanlarla camiye namaza teşrif ediyorsunuz. Bu manzarayı görünce hiç mi içiniz sızlamıyor. Yanınızda çalışan, evvelce çalışmış olan, bir parça da olsa bu şehre gönül veren, havası sert insanı mert diye sosyal paylaşım sitelerinde hava atan birileri çıkıp ta bu ayıbı seslendirmiyor ya da bir arzuhal ile makamlarınıza arz etmiyorlar. Milli ve manevi değerlerimize bu kadar mı duyarsız olduk. Yazık çok yazık. Şimdi buyurun saatlerin üzerindeki (*) Norez’Jura ve L.D. Odobey Gadet
yazısının açılımına: LOUIS – DELPHIN ODOBEY CADET. Bay Louis Delphin, Fransa, Morez (Jura) doğumlu olup (d.1827–ö.1906) 1858-1964 yıllarında binalar ve saat kuleleri için saat üreten Rellotges fabrikasının sahipliğini yapmış bir ünlüdür. 1897 yılında Yozgat saat kulesine monte edilen dört saat de işte bu şirketin imalatıdır. • Louis Delphin’in Dört oğlu ve bir kızı olur. Paul Auguste, Victor Émile, Jules Léon, Louis Albert ve Marie

Şirketi Emile, Jules, Albert isimlerindeki üç oğlu devam ettirmiştir. 1880'de Louis-Delphin'in en büyük oğlu Paul , binalar içinde saatler üretmiştir. Fotoğrafta Louis Delphin (solda ayakta duran, elinde cetvel ve pergel tutan). Oğlu Jules (en sağda ayakta duran şapkalı, elinde bir metre tutuyor). Louis-Delphin 30 Ocak 1906'da Morez'de 78 yaşında ölmüş. Louis – Delphin Odobey Cadet 1800 lü yıllarda dünyanın her yanına dev saatler yapıp satıyor, biz 2000 li yıllarda bu saati çalıştırmaktan aciz kalıyoruz. Bu ayıp da bize yeter.





29.12.2019



OKUR YORUMLARI
Mustafa
27.10.2020 17:40:08

Yaziniz cok degerli ve saat hakkinda tum bilgileri iceriyor. Tesekkur ederiz bizi aydinlattiginiz icin. ’Nores Jura ve L.D Odobey Gadet’ Her yerde bu bilgi var ama detay belirtilmemis siz belirtmissiniz tesekkur ederiz

Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ