Değerli okurlar, ne fabrikalarımız kaldı ne limanlarımız. Tarımımız ve hayvancılığımızda da dışa bağımlı bir hale getirildik. Pahalı yakıt ve pahalı gübre yüzünden köylümüz ekemiyor, biçemiyor. Pahalı yem yüzünden besicilik ve sütçülük de bitmek üzere. Buğday ambarı Türkiye buğday ihtiyacını Ukrayna dan sağlıyor. Şimdi de zeytin ağaçlarımıza göz dikildi.
Değerli okurlar, zeytin sahalarının madencilik faaliyetlerine açılması tekrar gündemde. 2002 yılından beri zeytin sahalarının imara, madencilik, sanayi faaliyetlerine açılması için tam 9 kez yasa, yönetmelik değişikliği gündeme getirildi. Daha önce yapılan değişiklik teklifleri ya Türkiye Büyük Millet Meclisi'nden ya da yargıdan geri dönmüştü. Bu kez, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 1 Mart 2022 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanan "Maden Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile maden sahalarına denk gelen zeytinlik alanların madencilik faaliyetinin yapılabilmesi için taşınması veya zeytin ağaçlarının kesilmesi, madencilik faaliyeti tamamlandıktan sonra alanın rehabilite edilmesi öngörülüyor.
Değerli okurlar, bu yasa "zeytinciliğin idam fermanıdır."
Üst üste gelen elektrik zamları ve enerjide dışa bağımlılığı gerekçe göstererek kömür madenlerinden çıkarılacak kömürün elektrik üretiminde kullanılacağı söylüyorlar. Yönetmeliğe eklenen fıkra da şöyle deniliyor: "Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebilir. "
Değerli okurlar yukarıdaki yasa değişikliğini lütfen dikkatle bir kere daha okumanızı rica ediyorum.
Altında maden olan her yerdeki zeytin ağaçları başka bir yere taşınacak, taşınacak yer yoksa ya da taşınamıyorsa kesilecek deniyor. Katliama bakarmısınız. Üstelik sizin söz hakkınızda yok. Örneğin üzerinize tapulu zeytinliğiniz var. Zeytinliğin altında da kömür madeni var. Madeni çıkarmak isteyen kişi, şirket bakanlıktan izin alarak sizin tapulu zeytinliğinize girerek kömür madeni çıkarabilecek.
Değerli okurlar, görülüyor ki zeytinlerimiz bir kez daha büyük bir tehdit altında. İktidar, 2004 yılında başlattığı ve dikilmesini sağladığı milyonlarca zeytin ağacı da dâhil zeytinleri yok etmeye çalışıyor.
Yazımı internetten alıntıladığım bir bilgi ve bir efsane ile bitiriyorum.
1951-1952 yıllarında İspanya Hükümeti, Türkiye’den çok yüksek miktarda odun kömürü satın almak istiyor. O güne kadar İspanya’ya yapılan ihracat kalemleri arasında yer almayan bu talebin bir de özel şartı vardı: Kömürler İskenderun’dan Saroz Körfezi’ne kadarki bölgede Akdeniz ve Ege sahillerinde doğada kendiliğinden yetişen "delice" ağacından elde edilmesi isteniyordu. Aşılanmamış zeytin ağacına "delice" denir.
İstek dönemin Hükümeti (Menderes Hükümeti) tarafından yüksek getirisinden sevinçle karşılanıyor, ülkemizde bol miktarda bulunan delice kömürü ihraç edilmeye başlanıyordu.
Görgü tanıklarının anlattıklarına göre, limanların üzeri gemi yüklemeleri sebebiyle kara bir bulut ile kaplanıyor göz gözü görmüyordu!
O yıllarda Ankara’da görev yapan ABD Ticaret Ataşesi merak ediyor ve dönemin Dışişleri Bakanı’na (Mehmet Fuat Köprülü) ihraç edilen kömürün İspanya tarafından nasıl değerlendirildiği ya da nerelerde kullanıldığını araştırıp araştırmadıklarını soruyor. Aldığı cevap, getirisinin önemli olduğu, nerede kullanıldığının Türkiye’yi ilgilendirmediği şeklinde oluyor. Bunun üzerine ABD Ticaret Ataşesi konuyu kendisi araştırıyor ve otoyollarda dolgu malzemesi olarak kullanıldığı bilgisine ulaşıyor. Bununla yetinmeyip ABD’de tanıdığı mühendislerden bilgi alıyor ve otoyolda kömür dolgunun bir yararı olmadığını öğreniyor. Öğrendiklerini Bakan’a iletiyor, Türkiye’nin rahatsız olmadığını, gelirden dolayı memnun olduklarını söylüyor, konu kapanıyor... Bilgisizliğe ve ilgisizliğe bakarımsınız.
Delice ağacının zeytin aşılamak için en uygun ağaç olduğunu bilenler Türkiye’ye oyun oynamışlardı.
Sonuç olarak İspanya bugün dünyanın en büyük zeytinyağı ihracatçısıdır ve ne tesadüf ki aynı yıllarda Türkiye ABD menşeli margarinle tanışmıştır...
Marshall yardımlarıyla Ege ve Akdeniz bölgemizdeki milyonlarca zeytin ağacımız kökünden sökülerek gemilerle Avrupa'ya götürüldü. ABD bize bu ağaçların yerine milyonlarca kavak ve çam(çıra) fidanı verdi. Kavak ağacı memlekette alerjik hastalıklar başlattı. Çam ağacı ise bildiğimiz yağlı çıra idi. Dağlarımıza ovalarımıza her yere diktik. Bu ağaç, ülkemizin dağına bayırına dikilen saatli bomba oldular. Bu ağaçlar yandığı zaman kozalakları patlayarak yanar halde 200 metre uzağa fırlamakta oradaki çam ağaçlarını da tutuşturmaktadır.
"ABD bizim gibi haini bol ülkelerin coğrafyasını çam (ÇIRA) ormanlarıyla dolduruyor, içimizdeki hainlerin sayesinde bir kibrit çakmasıyla 100 savaş uçağının verdiği zararı veriyorlar.
Devletimiz bu çam ağaçlarının yerine zeytin, ceviz, badem, incir, sakız ağacı dikse hem bu ağaçlar kolay kolay yanmaz hem de köylümüze bir gelir olurdu.
Denizlerin tanrısı Poseidon, Tanrıların başı Zeus'a uzak diyarlara dahi uçarak gidebilen ve savaşta yenilmeyecek bir at armağan eder. Athena'nın hediyesi ise zeytin ağacıdır.
Yarışma çetindir çünkü ikisi de Zeus'a dünyanın en güzel hediyesini vermek istemektedirler. Kuşkusuz dünyanın en uzak diyarlarına gidebilecek, yenilmez savaşçı bir at mükemmel bir hediyedir, ancak zeytin ağacı daha mükemmeldir.
Zeytin ağacının muazzamlığı karşısında başta Zeus olmak üzere tüm Tanrılar, Tanrıçalar büyülenmiş ve ağacın kutsallığı karşısında donakalmışlardır. Tüm hırsına ve kazanma isteğine rağmen Poseidon bile zeytin ağacından o kadar etkilenmiştir ki, aralarındaki çekişmeye rağmen zeytin ağacının üstünlüğünü kabul eder. Bunun üzerine, Athena zeytin ağacından bir dal kırıp Poseidon'a verir ve öylece aralarındaki düşmanlık zeytin ağacının rakipsiz güzelliği karşısında yok olur.
O günden sonra Athena'nın ismi Atina kentine verilir.
"Düşmana zeytin dalı uzatmak" deyimi de neredeyse tüm dillere tam da bu mitten gelmiştir. Çünkü zeytin ağacı, düşmanınızın dahi kıyamayacağı güzellikte ve kutsallıktadır.
Dünyada kesilmesi yasak olan başlıca iki ağaç, zeytin ve sakız ağaçlarıdır.
Diplerine kimyasal dökülmediği müddetçe ya da dünyadan, doğadan ve çocuklarımızın güzel geleceklerinden nefret eden bir grup merhametsiz ve aç gözlü kesmediği müddetçe sonsuza kadar yaşarlar.