Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

AKIL VE ÖNEMİ

Akıl: Arapça bir kelime olup, çoğulu ukul’dür. Muhakeme kabiliyeti, insanın; hayrı ve şerri, iyiliği ve kötülüğü, güzeli ve çirkinliği, hak ve batılı ayıran bir yeteneğidir. Düşünme, anlama, sebep-sonuç ilişkileri kurma ve olayları anlama duygusudur. Araplar; deveyi bağladıkları ipe ve başlarına örttükleri örtüyü muhafaza için üzerine yerleştirdikleri iki katlı kordona da akıl ya da agel diyorlar. Böylece, aklın diğer duyguları bağlayıp nizam ve intizamını temin etmesi ve onlara hâkimiyet tesis etmesiyle de münasebet kurulmaktadır.

Akıl, insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik olduğundan; dini, içtimai ve hukuki yönden bir takım emir ve yasaklarla muhatap olmasının sebebidir.

Yani, mükellefiyetin ( sorumluluk) en önemli iki temelinden biri akıl, diğeri de büluğ (erginlik) dur.

Bu sebepledir ki, Allah Resulü (sav) : ‘Kişinin dini, aklıdır, aklı olmayanın dini de yoktur,’ demiştir. Yani aklen tam mümeyyiz olmayan dinen mükellef tutulmamıştır. Yine bir başka hadiste Hz. Muhammed (asm) : ‘Üç kişiden kalem (sorumluluk) kaldırılmıştır. Uyanıncaya kadar uyuyan, büluğa erinceye kadar çocuk ve akli dengesine kavuşuncaya kadar deli’ buyurarak bu hususa işaret etmiştir.

İslam’da aklın ( tefekkür, tezekkür ve tedebbür ) yeri çok çok önemlidir. Bu sebeple Kur’an daima insanlardan akıllarını kullanmalarını ister.

Hal böyle iken; özellikle bazı çevrelerde görülen bazı davranışlar ve bize kadar gelen bazı sorulardan anlaşılıyor ki; bunlarda akıl, ilim, bir takım cehd ve gayretten ziyade, taklit hâkimdir.

21. asrın insanı, bu kadar cahil olamaz. Hele ilme, kitaba, internete ve bu konudaki materyal, doküman ve malzemeye sahip olup, elinin altında olan insanlar akıllarını birilerinin cebine teslim edip şu şöyle dedi, öyle ise doğrusu budur diye araştırmayı terk etmemelidir.

Kimse yolunun yanlışlığını söylemez. Herkes suret-i Hak’tan görünür. Hiç kimse ayranım ekşi demez.

Öyleyse, gelen malumat akıl ve mantık mizanlarıyla tartılmalıdır. Hele hele dini meselelerde ehli sünnetin çizgisi( Kur’an-sünnet) göz önüne alınmalıdır. Yoksa şirazeden çıkılır. Dönüşü olmayan bir yola girilir.

İleride başa gelecek hadiselerde, elbette insanları dalalete sevk edenler ( imamları) hesap vereceklerdir. Ama taklitçiler de aklını kullanmadıkları için sorumluluktan kurtulamayacaklardır.
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ