Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

ÂL-İ BEYT MUHABBETİ VE KERBELA VAK’ASI

Mübarek Muharrem Ayının içerisinde bulunuyoruz. Muharrem Ayı İslam Âlemi için çok önemli bir aydır. İçerisinde pek çok hadiselerin vukû bulduğu bir ay olduğu için Peygamberler tarihinde de bu aya ayrı bir önem atfedilmiştir. Özellikle “Aşura Günü” (10- Muharrem) bir başka yönüyle de İslam Tarihinde adeta bir kırılma noktasıdır. Bu konu, pek çok yönüyle incelenmiş ve zaman zaman da bazı yönlerine ben de yazılarımda temas etmiş idim. Şimdi ise, bence çok önemli gördüğüm bir yönünü nazara vermek istiyorum.

Biliyorsunuz ,10 Muharrem aynı zamanda Allah Rasulünün (sav) sevgili torunu, Cennet gençlerinin efendisi ve kıyamete kadar gelecek o pâk neslin (Şerifler) de atası olan Hz. Hüseyin (ra) efendimizin şehit edildiği gündür. Bu vesile ile Cenabı Hak, O’na ve O’nun yolundan gidenlere gani gani rahmet eylesin ve bizleri de şefaatlerine mazhar kılsın inşallah!

Burada benim üzerinde duracağım esas konu şu: Kur’an Âl-i Beyte muhabbeti emrediyor. Şûra Suresi 23. Ayetinde Allah Rasulünün bizden isteği şöyle belirtiliyor: “Benim sizden isteğim, Peygamberlik hizmeti karşılığında sadece Ehl-i Beytime muhabbettir.” İşte bu hakikatı tespitten sonra bize düşen görev; O mübarek ve muazzez insanlara hürmet, muhabbet edip ve onlar gibi yaşamağa gayret etmektir. Yani bu ümmetin nümune-i imtisali olan bir Âl-i Beyt var ortada.

Öyle ise her şeyde olduğu gibi, muhabbetin de bir ölçüsü olmalıdır. Yani bu hissi ve bu duyguyu ifrat ve tefritten uzak, yerli yerinde kullanmak “Ehl-i Sünnet vel-Cemaatin” şiarıdır. Yani bir şahsa aşırı muhabbet, ona fayda vermediği gibi insanı şirazeden çıkarır. Mesela: Hıristiyanların Hz. İsa’ya (as) muhabbeti gibi. Allah Rasulü (sav) Hz. Ali’ye (ra) şöyle demiştir: “Sende iki zümre dalalete gidecektir. Biri aşırı muhabbetten, diğeri ise sana olan aşırı adavetten dolayıdır.”

Demek oluyor ki, bizim de bu konuları ele alırken ölçümüz, Kur’an ve Sünnet çerçevesinde olmalıdır. Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyti (radıyallahu anhüm) rahmetle yâd ederken; karşısındakilere olan adavet, umumî bir düşmanlığa dönüşüp fitne ateşlerinin yangına dönüşmesine vesile olmamalıdır. Yezit ve Velit gibi heriflere lanet ederken, Hz. Muaviye gibi sahabeler onlardan ayrı tutulmalıdır.

Özellikle bugünlerde eh-li İslam ve ehl-i İman, toplu katliamlara maruz kalmışken mezhep ve meşreş taassubuyla hareket etmek; “Muhabbet-i İmaniye ve Uhuvvet-i İslamiye’ye taban tabana zıttır.” Başında aklı ve kalbinde iman muhabbeti bulunan her bir müslüman, fitne ateşini söndürmek mecburiyetindedir. Sineğin ısırmasından kaçıp ejderhalara yem olmayınız!
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ