BİR TAZİYE YAZISI

Geçen hafta, Sorgun’da bir madencilik işletmesinde meydana gelen bir göçük sebebiyle üç işçi yaralanmış ve bunlardan biri daha sonra vefat etmişti.

Cenabı Hakkın rahmetine kavuşan bu işçimiz (Durak Aslan) Sorgun’a bağlı Akocak (Bilalik) Köyü’ nden olduğu için yakınlarına taziyede bulunmak üzere köye giden, Başbakan Yardımcımız Sn. Bekir Bozdağ’ın bulunduğu bir heyetin içerisinde ben de vardım. Orada,bir aşr-i şerif tilavetinden sonra hüzünlü baba ve yakınlarına teselli babından gerekenler söylendi.

Bu manzara karşısında benim de, önce hayalimin ve daha sonra aklımın gözüne şu hakikatler bir zincirin halkaları gibi dizildiler.

Evet, Cenabı Hak toprağı “hıfz ve ihya”sına bir “arş” yapmıştır. Ondan, önce insanlığın atası Hz. Adem’i ve O’ndan da insanlığın devamını murat ettiği için Hz. Hava validemizi halk etmişti.

İşte o toprak öyle bereketli bir hazinedir ki, Aşık Veysel’in bir çekirdeğine batmanlarla bostan verir. Bir toplu iğne başı büyüklüğündeki bir incir çekirdeğinden kilolarca incirin meydana gelmesine vesile olur ve yine neslinin hususiyetlerini meyvesinin kalbindeki çekirdeğinde muhafaza eder.

Ekilen tohumların muhafaza edilip bahar mevsiminde yeniden ihya (hayat bulma) edilmesine vesile olan bu toprak; ister bahçenizde, isterse tarlanızda olsun, isterse bir madenin metrelerce derinliğinde olsun, ister 3-5 metreküplük bir kabirde olsun hiç fark etmez, yine de o “arş”lık özelliğini devam ettirecektir. Yani ona ekilen tohumlar nasıl ki zamanı gelince “neşvü-nema” buluyorsa, kabre konulan insan da “Sûr-u İsrafil’in” ikinci borusuyla yeniden hayat bulacak ve o insan ruh cevherini taşıdığı için ebedi bir hayatta daimi olarak yaşayacaktır.

Cenabı Hakka ait “Hıfz ve İhya”hakikatinin çok geniş ve küllî tecelliyatına mazhar ve mahal olan, yani diğer bir ifade ile “arş” olan bu toprak; “Ondan geldik ve yine O’na döneceğiz” hakikatine kutsal bir kapı aralamaktadır. Madende kapanan kapının arkasında ben hayalen (hakikaten) bütün bunları seyrettim.

Bütün bu anlattıklarım insana bu teselliyi verirken, hiçbir zaman aklın gereği olan tedbirin de elden bırakılmaması gerektiğini burada ifade etmek istiyorum.Bile bile ölüme gitmek intihar olduğu gibi, ihmal varsa sorumlulardan da hesap sorulmalıdır.