BOŞLUKLAR DOLDURULUR

Evet, fizik kanunudur, kâinatta hiçbir şey boşluk kaldırmaz. Boş bırakılan bir saha şu veya bu şekilde mutlaka doldurulur.

Akıl, fikir, şuur, kalp ve vicdandan müteşekkil tefekkür dünyanızı sağlam bir şekilde mantık ölçüleriyle doldurup kendinize bir güven temin edemezseniz, pek çok silik sözler ve kalp paraların tedavülde olduğu günümüzde uydum kalabalığa der, kimin arkasından gittiğinizi de bilemezsiniz. Zira hiç kimse ayranım ekşidir demez, herkes suret-i haktan görünür ve bir bakarsınız ki manevî hayatınız işgal edilmiştir

Bakmadığınız ve boş bıraktığınız arazileriniz de tapunuz olsa bile, günün birinde bakmışsınız ki, gecekonducuların işgaline uğramıştır.

İnsanın kalbî hayatı da böyledir. Ya muhabbet, ya da adavet (düşmanlık) ile doldurulacaktır. Bir kalpte muhabbet (sevgi) hakiki olarak bulunursa, o kalpte düşmanlık, kin ve nefret barınamaz.

İnsanlığın, gerek inanç dünyasında, gerek toplum hayatında ve gerekse devlet hayatında birliğini ve beraberliğini temin eden rabıtalar zayıfladığı zaman ve hatta o irtibat koptuğu anda bakıyorsunuz ki, o manevi hayat ölmüştür. Artık o hayat başka bir hâkim güç tarafından işgal edilmiştir.

Bu girişten sonra gelelim esas konumuza.

Bugün, yani 20 Mart 2003 tarihi Amerika’ nın Irak’ı işgal etmeye başladığı günün yıldönümüdür.

Irak’ın demografik (halk-insan) yapısına baktığımızda; çok farklı insan gruplarının, mezheplerin, inanç ayrılıklarının ve sosyal statü farklılıklarının olduğu gerçeğini görmekteyiz. Üstüne üstlük bir de yer altı zenginliklerini buna ilave ederseniz. Bu bölgeye pek çok mahlûkun(!) ağzının suyunun aktığını müşahede edersiniz.

Fikir ve düşünce farklılığını, İslam’da olmamasına rağmen ölümle sonuçlandıran ve cihadı yanlış anlayarak kendi insanını katleden bir anlayış kendi gücünü yok etmiş ve neticede tarih tekerrür etmiş, kanun da hükmünü icra etmiş ve ABD orayı işgal etmiştir.

Bu hadiseden ders ve ibret almak için birkaç cümle daha ifade etmek isterim.

“Namazda safları sık tutun” tavsiyesinde, aranıza şeytanı ve şeytan ruhlu insanları sokmayın ikazı vardır.

“İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de hakiki iman etmiş olmazsınız” hadisinde ehli imana düşmanlıktan sakınma ihtarı vardır.

Yavuz Sultan Selim de der ki:

“İhtilâf-ü tefrika endişesi,

Kûşe-i kabrimde hatta bîkarar eyler beni;

İttihatken savlet-i a’dayı def’e çaremiz,

İttihat etmezse millet, dâğı dâr eyler beni…”

Ve Akif der ki:

“Girmeden tefrika bir millete düşman giremez.

Toplu vurdukça yürekler, onu top sindiremez.”

El-Hâsıl: Bu milletin ve bu memleketin birlik ve beraberliğini, bu vatanın bölünmez bütünlüğünü tehlikeye atacak her türlü söz ve eylemde bulunanlar dikkat etsinler. Irak, çok da ırak değildir.