Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

Camii ve Kilise

Yazının başlığındaki iki kelime, iki semavi ve ilahi dinin mabedinin adıdır.

Bu konuyu gündeme getirmemin ve üzerinde yazmamın sebebine gelince, geçen hafta sonu bu konularla ilgili iki önemli gelişme olmuştur.

Bunlardan birisi: Almanya Başbakanı Angela Merkel’in ‘Camiilere alışmalıyız, bundan böyle camiiler şehirlerimizin mimari yapılarında vazgeçilmez unsurlar olacaktır,’ sözleridir.

Bir diğeri ise: Türkiye’de, Van’daki Akdamar Adası’nda bulunan Ermeni Kilisesi’nde 95 yıllık inkıtadan sonra yapılan ayindir.

Bu olaylar benim tarihi hafızamda bir takım çağrışımlar yaptırmakla birlikte, her şeyden önce insanlığın kat ettiği merhaleyi göstermesi bakımından çok önemlidir.

İster; insanlığın vazgeçilmez en önemli haklarından olan din ve vicdan özgürlüğünün geldiği seviye deyin, isterseniz medeniyetler ittifakının müspet neticelerinden biridir deyin… Ben diyorum ki, insanlığın insani değerleri hiçbir engel tanımıyor.

Bu fıtri ihtiyaç çekirdeğin çatlaması gibi müheyya bir zemin oluştuğunda ‘neşvü nema’ buluyor.

Demek oluyor ki; insanlığa yön verenler, insan idaresine talip olanlar hem insanı gerçek manada tanımalı, zamanı ve zemini çok iyi okumalıdır.

Bediüzzaman’ın ‘Münazarat’ isimli kitabında, bundan yüz sene önce şarktaki ulema ve aşiret reisleriyle yaptığı münazaralara yer verilir. Oradaki çok önemli ikazlardan biri şudur: ‘Zaman ahir zamandır, gitgide kötüye gidiyoruz’ diyenlere şöyle der. ‘Korkmayınız; medeniyet, fazilet ve hürriyet insanlık aleminde galebe çalmaya başladığından mecburen terazinin öbür kefesi hafifleşecektir.’

Yani insanlık; artık bedeviyete dönmeyecek, yalnız kendini düşünmeyecek, zulüm ve esaret zincirlerine mahkum olmayacak demektir.

Konuyu fazla dağıtmadan din ve vicdan hürriyeti açısından insanlığın geldiği seviye gerçekten sevindiricidir.

İslam tarihinde, bunların pek çok örnekleri olmakla birlikte birkaç tanesini burada zikretmek gerekiyor.

1-Hazreti Peygamber Hicret’ten hemen sonra Medine’de kendisiyle görüşmeye gelen Necran Hıristiyanlarına ‘Mescid-i Nebevi’de’ ayin yapmalarına müsaade etmiştir.Yine Yemen’e vali tayin ettiğinde Muaz b.Cebel’e ‘Yahudilerin ibadeti hususunda gereken kolaylığı göstermesi’ için ikaz etmiştir.

2-Hazreti Ömer Kudüs’ü fethettiğinde ve Fatih Sultan Mehmet İstanbul’un fethinde oradaki gayrimüslimlere tam bir ibadet hürriyeti garantisi vermiştir.

Bununla birlikte her iki dinde de mevcut olan bu müsamaha (hoşgörü-tolerans) tarih boyunca çok büyük sapmalar göstermiş, Batı dünyasında bir takım; cahil, inat, kindar papazların taassubu ile ‘Haçlı Seferleri’ düzenlenmiştir.Maalesef bizde de Avrupa Ortak Pazarı’na girersek ‘ Ankara’da Kocatepe Camii’nin yanına gelir bir kilise yaparlar’ diyenler çıkmıştır.

Şimdiki bu gelişmeleri, insanlığın kazandığı; medeniyet, fazilet ve hürriyet mücadelesinin bir zaferi olarak kutluyorum. Aynı zamanda bu çağda hala camii ve minareden korkan (sözüm ona) Batı medeniyetinin medeni yöneticilerini de tel’in ediyorum.

30.09.2010
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ