CUMHUR İTTİFAKI VE İ’LÂ-YI KELİMETULLAH

Yeni Anayasa ile birlikte, siyasî partiler seçime girerken; ülkü, ideal, fikir birliği ve ecdadından tevarüs ettikleri manevî miras ile benzerlikler gösteren partilerle bir araya gelmenin yol ve metotlarını arar ve bu benzeyişler bunları, mıknatıs gibi birbirlerine çeker. Nitekim 24 Haziran seçimlerinden önce de bu faaliyetler, bariz bir şekilde kamuoyu önünde kendini gösterdi.

Bir tarafta “Cumhur ittifakı”, öbür tarafta da “Millet ittifakı” oluşturuldu. “Her milletin kâmeti kıymeti başka bir elbise ister.” Herkes kendine benzeyenin yanında yer aldığına göre, bu grup ve ittifakların bildirgelerinden basına yansıyan bölümlerini incelediğimizde bu milletin; örfüne, âdetine, kâmeti kıymetine, millî kimliğine ve tarihî misyonuna en uygun olanının “Cumhur İttifakı” olduğunu görüyoruz.

İşte o protokolden bir bölüm: “Cumhur İttifakı, Türkiye’yi hedef alan saldırılar karşısında parti çıkarları ve günlük siyaset hesapları yapmaksızın ortak bir duruş ortaya koymaya ve Türkiye’yi zayıflatarak uluslar arası operasyonlara açık hale getirmeye yönelik her türlü faaliyetin karşısında yer almaya kararlıdır.

Bu kararlılık ve iş birliği ile ittifakımız Türkiye’yi bölgesel güç ve lider ülke yapacak 2023 hedeflerini gerçekleştirmenin yanı sıra, “İ’lâ-yı Kelimetullah” uğruna asırlarca dünya barışının ve adaletinin teminatı, İslam Âleminin ve bütün mazlum milletlerin yegâne ümidi olan Türkiye’yi küresel bir güç haline getirecek, 2053 ve 2071 vizyonunun alt yapısını adım adım inşa edecektir…”

Bu konuda ülkü ve ideal birliği içerisinde olan partileri (Ak Parti, MHP ve BBP) kutluyorum. Ecdadına layık bir misyon üstleneceklerinden de eminim. “İ’lâ-yı Kelimetullah” gibi bir şeairi, şiar etmek elbette böyle asilzade evlada has bir davranıştır.

Zira ecdat bu idealle dünyaya nizam vermiş ve insanlığı layık olduğu kemale erdirmiştir. İşte insanlık; o medeniyetin tekraren gelmesini, aralarında da adaletin tesisini, kan ve gözyaşlarının dinmesini bütün ruhu canıyla arzulamaktadır.

Bu zamanda her bir mümin “İ’lâ-yı Kelimetullah” ile mükelleftir. İyiliği emir, kötülükten nehiy farz-ı kifayedir. Küfre rıza küfür, zulme rıza zulümdür. Çevremizden başlamak üzere zulme dur demez isek, masum ve mazlumların imdadına koşmazsak, ya da bu uğurda cehd ve gayret sarf eden insanlara yardım etmez ve yanında durmazsak, korkunç bir akıbet bizi beklemektedir.

Cenabı Hak böyle bir akıbetten bizleri muhafaza eylesin!