DİLENCİLİĞE ÇARE ARARKEN

“Sakın yetime kötü davranma. Bir şey isteyeni azarlama.”(Duha: 9-10)
Sosyal olaylar veya toplumda mevcut olan geniş çaplı bir davranış biçimi, aynen fizik kanunları gibidir. Yani bunları birden değiştirmek mümkün değildir. Ancak, bunların meşru bir şekilde mecraları değiştirilebilir.
Yani bir toplumu genel olarak rahatsız eden bir tür davranışların belki tamamen ortadan kaldırılması mümkün olmasa bile, alınacak sosyal tedbirlerle bunların topluma zararları asgari düzeye indirilebilir.
Konuyu uzatmadan, zaman zaman sosyal bir problemimiz olan dilenciliği gündeme taşıyoruz. Bugünlerde bu yara iyice genişleyerek derinleşmeye başladı. Sorgundakiler yetmiyor gibi, çevre illerden ithal dilenciler de geldi. Maalesef bir de Suriyeli mültecilerden de (çoğunluğunu tenzih ederek) bu işi meslek edinenleri bu işe katarsak olay iyice çığırından çıkmaya başladı.
Kavşaklardaki sürücülerden, çarşıdaki esnafa, cami cemaatinden ev hanımlarına varıncaya kadar, bu konuda çok geniş bir yelpazeden şikayetler alıyoruz.
Bu durum aynı zamanda gerçek ihtiyaç sahiplerini bulmamızı da zorlaştırıyor. Zira gerçek ihtiyaç sahibi olupta sizden bir şey isteyene vermek te Kur’anın emridir.
Bu zihin bulanıklığını gidermek ve hem de bu sosyal yaraya merhem olacak çarenin eğitim olduğu gerçeği bir daha ortaya çıkmaktadır. Yozgat’ta münteşir mahalli basını tetkik ederken bu konuyla ilgili güzel ve örnek olacak bir haber dikkatimi çekti. O da şudur: “Suriyeli mülteciler, çocuklarıyla birlikte sıralara oturmuş Türkçe öğreniyorlar.”
Evet; Halk Eğtim Merkezi Müdürlüğü, Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte bir alan çalışması yapmalı, örgün eğitime gidecek yaştakileri okullarda, onun dışındakileri de Halk Eğitim Merkezinde ve dahi küçük yaştakileri de Sorgun Müftülüğü sıbyan kurslarında eğitime almalıdır.
Halk Eğitimin sahası çok geniştir. Ev hanımlarına bile, yeteneğine göre ücretli beceri eğitimi veren bu kurum derhal faaliyete geçmeli, Suriyeli hanımlara önce Türkçe kursu ve daha sonra da beceri kurslarıyla bunları eğitmelidir. Dahası, Sorgun Müftülüğü de, bunların çocuklarını eğitmede bir seferberlik ilan etmelidir.
Aksi takdirde bu sosyal yara, ileride telafisi imkansız bir hal alacaktır…