FARE YOLU-OTOBAN OLACAK

Merhum Hoca Nasreddin bir gece hanımıyla birlikte uyurken aniden hanımına, telaşla: “Hanım kalk kalk! Çok önemli bir vukuat oldu” der. Hanım da ne bilsin garip; telaşla kalkar, ışığı yakar ve Hocaya sorar: “Ne oldu?”
Hoca: “Hanım olay bildiğin gibi değil çok ciddi, bıyığımdan fare geçti” der.
Hanım: “Allah senin hayrını versin Hoca, vukuat dediğin bumuydu” der.
Hoca da: “Hanım sen bu işi ciddiye almıyorsun ama diğer fareler bu olayı duyarlarsa, bizim bıyık fare yolu olur” der.
Allah sana rahmet eylesin Hoca! Sen öyle bir hayat yaşadın ve öyle şeyler söyledin ki; zamanımızın hocaları, yüzyıllar sonra senden ibret almayı bir tarafa bırakıp kendi içtihatlarıyla fare yolları açarak yollarına devam ediyorlar.
Şimdi, geçen hafta AYM’den bir karar çıktı. Ş. Alpay ve M. ALTAN isimli iki gazeteci hakkında; “Hak İhlali” iddiasıyla tahliyelerine karar verildi.
Esasen buna benzer bir kararın daha önce de, bir başka gazeteci Can Dündar’a verilen bir kararın tıpkısının aynısı olduğunu ve O’nun şu anda gazetecilik(!) faaliyetini nerelerde devam ettirdiğini bilmeyen yoktur. Pek çok Avrupa ülkesinde devlet protokolüyle karşılanıp Türkiye’ye ettiği küfrün boyutuna göre plâketle ağırlandığına herkes şahit olmuştur.
Bugünlerde bu “Hak İhlalini” değerlendirenlerin iddiaları şudur: Efendim gazetecilere basın özgürlüğü, akademisyenlere de fikir özgürlüğü muamelesi yapılsın. Buna ne denir? “Al sana bir kaya, nerene dayarsan daya” derler.
Yahu, dünyanın hiçbir yerinde ve hiçbir kimse veya zümrenin suç işleme imtiyazı yoktur diye tepinenler ve uyduruk ithamlarla Cumhurbaşkanını Yassıadalarda süründürenler, Başbakan ve Bakanları idam edenler, şimdilerde; basın mensuplarına özel imtiyaz istiyorlar.
Bakın efendiler! Hiçbir ülke, kendi millî menfaatlerine halel getirme (kısaca ihanet) fiillerini affetmez. Bu ülkeyi bölüp parçalama veya bir başka ülkenin işgaline yardım ve yataklık suçunu işleyenleri görmezden gelemez. Bunların yanında yer alamaz, yardım ve yataklık anlamına gelecek bir fiilde bulunamaz.
Anayasa Mahkemesinin bu kararı; Pensilvanya destekli ihanet şebekelerinin bireysel başvurularıyla, Can Dündar’ın açtığı bu yolu otoban haline getirecektir. Buna asla fırsat verilmemelidir.
28 Şubat mağdurlarının ve bugüne kadar yüzlerce mağdurların bireysel başvurularını görmezden gelip; onların dilekçelerini mahkemenin tozlu raflarına hapsederek bu iki şahsın hangi özelliğinden dolayı bunları acil gündeme alıp “Hak İhlali” iddiasıyla tahliyelerine karar verilmesinin gerekçesini kamu vicdanı çok iyi değerlendirecektir.

21.01.2018