FRANSIZ LAİKLİĞİNİ SADECE BİZ Mİ ALDIK

Devlet Başkanlarının devir-teslim törenlerinde bakıyoruz da, her Başkan kendi millî ve manevî değerleri üzerine yemin ediyor.

Yakın bir geçmişte (20 Ocak 2017) Amerikan Başkanı D. Trump’ın, 45. Başkan olarak yemin törenini izledik. Önce bir Haham çıktı ve Hz Davut’un Zeburundan birkaç ayet okudu. Sonra bir Rahip çıktı Kitabı Mukaddesten bazı bölümler okudu. Trump ta elinin birini İncil’in üzerine koydu ve yemin etti. Sonra ilahilerle devam eden bir muhteşem cülûs töreni seyrettik.

Şu törenin bir benzerini ülkemizde tahayyül ediyorum da aman Allah’ım! Yani bizim Cumhurbaşkanı makama otururken; bir elini Kur’anın üzerine koyacak ve Diyanet İşleri Başkanının tekrar ettireceği bir yemin metnini tekrar edecek.. bir düşünsenize! Her halde kıyamet kopar. Bizim laiklik yerle bir olurken, Amerikan laikliğine hiçbir halel gelmiyor. Demek ki bunlar laikliği Fransa’dan almamışlar.

Gerçekten şu Fransa çok tuhaf bir memleket. Oradan bize gelen ne varsa bizi azdırıyor, şirazeden çıkarıyor. Bizden de oraya kim giderse, bu sefer de Fransa onları azdırıyor. Söz buraya gelmişken tarihi bir anekdot arz edeyim: Yıl 1948-50, Ecevit hükümetinde Dışişleri Bakanlığı da yapmış olan Merhum Turan Güneş’i öğrenciliği döneminde, keçi sakalı bırakmış bir vaziyette Paris’te gören Bedri Rahmi Eyüboğlu bu manzarayı şöyle tasvir eder:

“Herifçioğlu Sen Mişel’de koyuvermiş sakalı/ Neylesin bizim köyü, nitsin Mahmut Makalı.” Yani bu kıyafetle Türkiye’ye gelen birinden bizim köye de hayır gelmez, Mahmut Makal’ı okuması beklenmez. Yine de, omzunda bir gitarla bu ülkeye dönmeyen Turan Güneş, Paris’i orada bırakır ve bu ülkede başarılı bir Dışişleri Bakanlığı yapar. Bu istisnai devlet adamları hariç, Fransa’dan bize gelenler meydandadır.

23.02.2017