GENEL AF

İnsan, nisyan kökünden geldiği için; unutkanlık, hata yapma, tökezleme ve sürçme tabiatının gereğidir. Bununla birlikte vicdan dediğimiz şaşmaz, yanıltmaz ve yönü daima hakka yönelik bir duygu da yine insan fıtratına derc edilmiştir.

İşte, hata yapan insan bu ulvî hissinin tesiriyle ister ki, hayatında bir nirengi noktası olsun, bir kesin dönüş imkanı bulunsun da hayatına yeniden bir istikamet versin. Her fıtrat-ı selime bu hissiyatı taşır. Konuyu taha iyi tahlil edebilecek bir hatıramı burada nakletmek isterim:

Yıl 1967, Sorgun Kur’an Kursunda hafızlığa çalışıyoruz. Rahmetli hocam (Hacı Hafız Hüseyin Korkmaz’ı burada rahmetle anıyorum.) bana dedi ki: Ali hafız bu sene Ceza Evinde teravih namazını sen kıldır. Tamam dedim ve ilk teravih, kapıdan içeri ilk adım atış ve muhatap olduğum ilk soru! “Hocam af varmı, dışarıda aftan söz ediliyor mu?”

Ben bu konuyu sorup araştırayım dedim ve ekledim: “Haydi af çıktı veya buradaki sayılı günleriniz bitti, çıkınca ne yapacaksınız ?” İleriki günlerde Ramazan’ın bir genel af mahiyetindeki konumunu telkin etmekle birlikte, onlardan öyle şeyler dinledim ki tarifi mümkün değildir. “Pişmanlık, tevbe-istiğfar, hürriyetin kutsallığı ve bu hayatın bu kadar ucuzca harcanmaması gerektiği ve en önemlisi hayata yeniden bir başlangı煔

Evet, ben onların bir ay boyunca sordukları af konusundaki sorularına müspet cevap veremedim. Ama hem onlara ve hem de şu anda bütün ehl-i imana kâinatın Efendisinin şu müjdesini verdim: “Ramazan ayında, sevabına inanarak gündüzlerini oruçla geçiren ve gecelerini de teravihle süsleyenlerin bütün günahlardan arınacağı müjdesi!”

Gerçekten şu anda öyle bir atmosfer ve iklime girdik ki; rahmetiyle, şefkatiyle, bereketiyle ve en önemlisi mağfiretiyle bütün kâinatı ihata etmiştir. Bu genel aftan istifade etmeyen kalmayacaktır inşallah!

Cennet kapılarının açıldığı, Cehennem kapılarının kapatıldığı, azgın şetanların zincire vurulduğu, bütün duaların kabul edildiği ve yapılan bütün ubûdiyetin (a’mâl-i saliha) sevabının bire, binlere çıktığı bu ayın kadrü kıymetini bilelim ki, ondan layıkıyla istifade edelim.

Hele bu ay içerisinde bir gece var ki, Kur’anın nüzûle başladığı bir gece olan Kadir Gecesi.. o gece ihya edildiği takdirde insana seksen üç senelik manevî bir ömür kazandırması yine Kur’anın beşaretiyle anlaşılmaktadır.

İşte; hayatına yeniden istikamet vermek isteyenler, dünya ve ahiret dengesini yeniden kurmak isteyenler ve istemeyerek bir hataya dûçar olanlar.. buyurun sizlere müjde! Genel af, genel rahmet ve genel bereketin nûranî zaman dilimi bizleri kuşatmıştır. Bu uhrevî pazardan akıllıca ticaret yapmak, aklı başında olanlara mahsustur.