Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

HER DUAYA ÂMİN DİYEMEYİZ

İmam-ı Azam: (H. 80-150) Hanefî Mezhebi’nin imamıdır. Asıl ismi, Numan bin Sabit’tir. Müctehid ve Müceddid olan bu İslam alimi Bağdat’ta doğmuş, Abbasiler döneminde yaşamış, bütün ömrünü ilim, hikmet ve hizmet istikametinde geçirmiştir. İlmin ve adaletin izzetini muhafaza için hapis ve işkenceleri göze alarak kadılık vazifesini kabul etmemiştir.

Evet, bu büyük İmam’ın hayatından kısa bir anekdot arzedeyim: Kendisi çocuk denecek yaşta olmasına rağmen Bağdat uleması, İmam-ı Azamı ilim meclislerinde bulunduruyor ve gittikleri yere O’nu da götürüyorlardı. Bir defasında, Medine ziyaretlerinde Medine’nin alimleriyle tanışırken, Medine’li bir alim kendisine; “Gel bakalım, ey nifak ve şikak yurdunun evladı!” der.(Kerbela faciasını kasdederek.)

İmam-ı Azam da o çocuk masumiyetiyle: Tevbe Suresinin 101. Âyetini (… “Medine halkından öyle münafıklar vardır ki, Sen onları bilemezsin. Onları Biz biliriz…”) okur. Bunun üzerine Medine alimleri, bu çocukta büyük bir iş var diye aralarına alırlar.

Değerli Dostum, Osman Hakan Kiracı’nın; yine çok değerli Yozgat’lı bir gazetecinin (Abbas Sayar) vefatının 16. Yıl dönümünde, Yozgat’ta Çatak mezarlığında, mezarı başındaki yaptığı konuşmayı basından takip ettik.

Her şeyden önce, merhuma Allah’tan rahmet diliyor ve başta Yozgat Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak kendisine ve basın camiasına taziyetlerimi iletiyorum.

Osman Hakan Kiracı; Yozgat’ta basın camiasının en önemli ve kadim şahsiyetlerinden biridir. Ve kendisinden beklenilen vefakarlık hissiyle bir meslek büyüğüne karşı, bu maksada matuf olarak her yıl bu görevini bihakkın yerine getirmektedir.

Ancak; konuşmasının satır aralarında Yozgatlı olmasıyla iftihar ettiği ve gazetecilik sıfatı taşıdığını iddia ettiği bazı şahısları da o manevî atmosferde telaffuz etmesini ben şahsen yadırgadım.

Her mesleğin kendisine göre, idamesi ve şahsiyetini muhafazası için bir takım etik (ahlakî) kuralları vardır. Gazetecilik mesleğinin de bu çerçevede çok kutsî ve ahlakî normları vardır.Bunlardan birkaç tanesini burada zikretmek gerekirse, halkın; objektif, doğru, tarafsız, dürüst haber alma ve iletişim sağlamasına vasıta olmaktır. Kalemini, sadece ve sadece, hakkın ve hakikatin gerçekleşmesi istikametinde kullanmaktır. Vicdan-ı umumînin sesini vicdanında hissederek; eğilmeden, bükülmeden dimdik ayakta durmaktır. Bence en önemlisi de; bu milletin manevî şahsiyetini rencide etmemektir. Milli ve manevî duygularına tezat teşkil eden hareketlerde asla bulunmamaktır.

Yani, kısaca; Ramazan’da milletin orucuyla alay eder gibi bir pozisyonda bulunanları, patronlarının hukuk müşavirliğini yapanları, bu milletin birlik ve beraberliğine, bölünmez bütünlüğüne kasdeden hainlere hain diyemiyen, hatta yanında duran ve eline verilen o imkanı silah olarak kullanan tetikçilerle, ben bir Yozgat’lı olarak iftihar edemem ve hatta İmam-ı Azam’ın okuduğu âyette kasdedilen varlıkların her mekanda olabileceğini de yadırgamam…

22.08.2015
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ