HUZURLU BİR RAMAZAN GEÇİRELİM DERKEN

Ramazan Ayı gerçekten; rahmet, merhamet ve mağfiret ayı olmakla beraber pek çok yönüyle de insanın hem ferdî hayatına ve hem de toplumsal hayatının kalitesine müspet manada büyük katkılar sağlamaktadır.

On bir ayda insanın azgınlaşan nefsine vurduğu darbelerle onun bir kul olduğunu hatırlatır. Ve kendinden başka diğer insanlara da, açlık ve susuzluğun ne kadar tesir ettiğinin bilincine varır. Böylece onu fakir- fukaranın imdadına koşmaya vicdanen mecbur eder. Daha pek çok güzelliğinin yanında bu ayla birlikte insanlığı bir huzur iklimi kaplar. Emniyetin, asayiş ve huzurun topluma hakim oluşu ve diğer aylara göre suç oranındaki azalma bunun ap açık bir göstergesidir.

Bu niyet ve temennilerle bu aya girerken genel olarak bu mananın tahakkuk ettiğini gördük. Ancak yine de bazı istisnai şahıslar az da olsa huzur bozmaya devam ettiler.

Bunlardan bir kısmı mahalli ve bir kısmı da umumi efkarı rahatsız etti.

Mahalli olan şudur: Sorgundaki bazı kenar camilerdeki vaizlerin ( hızlandırılmış kurs mezunu) ifadeleri cemaatten bazılarını rahatsız etmiş olmalı ki, konu bize kadar geldi. Ama gazetede yazıp da teşhir etmek istemedik, bir kısmı müftülüğe intikal etti. Umarım yetkililer, meslekî toplantılarında ve Ramazanın değerlendirilmesi içtimaında bu konuyu dikkatle değerlendirirler.

Bir diğeri, ulusal medyaya da yansıdığı kadarıyla, oruç ve teravihe yönelik bir takım şüphe iras ederek ve konuyu sulandırarak birinin kanal kanal gezip huzur bozmasıdır.

Bu şöhret geçekten belalı bir şeydir. Nakıs bir kişi kendinde olmayan bir şeyi, imrenip kendine mal etmek istediğinde ortaya çıkar ve meydanı da boş bulursa kendini orada göstermek ister. Biz bunların örneğini daha önce bazı kişilerde çok görmüştük. Bunlar, bilhassa bu mübarek ayda dini meseleleri sulandırmak üzere ekranlardan düşmemek için bir gayretkeşliğin içindeyken bir takım sebeplerle reytingleri düştü ve bu arada bu millet de uyandı. Böylece biz de bunlardan kurtulmuştuk. Şimdi bunların sakallı ve yeni bir versiyonu ortaya çıktı. Orucun vaktiydi, yatsının zamanıydı, yok teravih var mıydı-yok muydu gibi meselelerle huzur bozmaya devam ederken, Allah’tan yetkililer bu konudaki açıklamalarıyla Müslümanları rahatlattılar.

Demek ki fizik kanunları gibi sosyal olaylar da boşluk kaldırmıyor. Hayırlı Ramazanlar!