ISLAKTI-KURUYDU, SİLAHTI-BORUYDU ZEHİRDİ-ÖLDÜRMEDİ

Son bir yılda o kadar tiyatro oyunu seyrettik ki, hangi birini yazayım. Hele son haftada seyrettiğimiz oyun ise, evlere şenlik.

İsterseniz bir fıkra ile başlayalım:

İkisi de birbirinden inat iki kişi yolda yürürken ileride mahiyeti meçhul bir cisim görürler.

Biri der ki; aa, kaplumbağaya bak!

Diğeri, hayır; o kaplumbağa değil, kurbağadır, der. Kurbağadır, kaplumbağadır derken, nihayet akılları başlarına gelir ve derler ki biz birbirimizi ikna edemeyeceğiz. İyisi mi bekleyelim, buradan geçen birini hakem tayin edelim ve onun kararına uyalım derler, beklemeye başlarlar.

Nihayet biri gelir ve hemen ona sorarlar:

-Bak arkadaş! Şu gördüğün cisim kurbağa mı, yoksa kaplumbağa mı? Bu bizim için çok ciddi bir konudur ve senin vereceğin karara bağlıdır, derler.Adam işin ciddiyetini anlar.Söz konusu cismin bir ön tarafına geçer ve oradan bakar, bir de arka tarafından bakar ve kararını açıklar:

-Önünden bakarsanız kurbağadır, arkadan bakarsanız kaplumbağadır, haydi eyvallah, der.

Türkiye’nin en ciddi kurumlarının başında gösterilen ve nihaî karar mercilerinin en son müracaat makamından çıkan bir karar kamuoyunda inkisâr-ı hayale neden oldu. “Merhum Cumhurbaşkanı Özal’ın naaşından alınan örneklerin tetkikinde zehir mevcut, ancak ölümünün buna bağlı olduğunu söyleyemeyiz…”

Evet; hayatı da, ölümü de takdir eden şüphesiz ki Allah’tır(cc).Ancak Cenabı Hak, bu tasarrufunu bir takım sebepler arkasında icra etmektedir.Biz o sebebi arıyoruz. Siz de; sebep var ama, biz bu olaya başka cihetlerden bakıyoruz, diyorsunuz.

Yine bu ülkenin mukadderatıyla ilgili yapılan planlardaki atılan imzaları tetkik ederken; ıslak mıydı-kuru muydu? Bu karar da bazı kurumlardan pek çok müşkülatlarla çıkarılmıştı.

Ve yine, el bombalarından lav silahlarına kadar askeri mühimmat boru diye gösteriliyor ve en ciddi meselelerin bu ülkede nasıl sulandırıldığı bir mizansen olarak ortaya konuluyordu.

Ama gerçeklerin, hiçbir zaman saklanamayacağı gerçek bir özelliği var ki, o da; zamanı gelince toprakta da olsa, suda da olsa fışkırıp ortaya çıkmasıdır.