İYİ NİYET - KÖTÜ NİYET

Niyet: Kasd ve kalbin bir şeye yönelmesi manalarına gelir. Herhangi faaliyet önce niyetle başlar, daha sonra kuvveden fiile çıkar. Bu fiil bu eylem; iyi, güzel ve umumun istifadesine ait hayırlı bir faaliyet ise bu niyet o fiile adeta bir ruh gibi olur. Ve bu işin meydana gelmesine sebep olan kişi de başından sonuna kadar bu faaliyetin her merhalesinde ibadet sevabı kazanır.

Niyet, gerçekten eşyanın mahiyetini değiştirir. Günahı sevaba sevabı, günaha kalbeder. Evet, niyet âdi bir hareketi ibadete çevirir. Ve gösteriş için yapılan bir ibadeti de günaha kalbeder. Niyet öyle bir iksirdir ki ölü haletleri, canı ve hayatlı birer ibadete dönüştürür. İşte bu hususiyetinden dolaydır ki, bu iyi niyeti taşıyan insan az bir ömürde ebedi bir hayatı kazanır.

Evet, iyi niyet her zaman iyi netice verir. Kötü niyet de her zaman kötü netice verir. Su- iniyetinin verir akıbetinden sakındırmak için kitaplara geçmiş çok enteresan bir misal vardır. Daha doğrusu yaşanmış bir olay var ,her anda buna benzer olayların yaşandığını medyadan takip ediyoruz. Örnek ve ibret olması açısından okuyucularıma arzetmek istiyorum.

Üç arkadaş bir yolculuk esnasında bir altın külçe bulurlar. Sevinç ve heyecanla bunu paylaşmak isterler.Ama çok acıktıklarının farkına varırlar ve kura sonucunda birini erzak almaya şehre yollarlar. Erzakı almaya gidene hemen şeytan yaklaşır ve der ki; " Bu erzaka biraz zehir kat, onlara yedir, altının tek başına sahip ol." Bunun aklına bu iş kolay gelir ve şeytanın dediğini yapar. Bu arada hemen şeytan bundan önce diğerlerinin yanına varır ve onlara derki; " Bu altını neden üçe böleceksiniz? Arkadaşınızı boğup öldürün, ikiye taksim edin." Bunları da kandırır ve bu iki kişi erzakçıyı beklerler. O da gelir gelmez, şeytanın telkinatını yerine getirir ve olayı gerçekleştirirler. Ama bu arada acıktıkları için boğdukları arkadaşının zehirli erzakını yiyip sonra altını paylaşacaklardır. Her ikisi de altının üstünde can verirler. Altın yerinde durur ama olan bu kötü niyetlilere olur.

Şöyle hal-i aleme bakıyoruz da eskiden yaşanmış bu olaylar bu gün de çok defa rastlıyoruz.
Kötü niyetin neticesini Cenab-ı Hak peşinen veriyor da, ah o gözler bir göre bilse ve ibret alsa… Cezanın amelin cinsinden olduğunu ve kişinin kendi kazdığı kuyuya düştüğünü çok gördük ve hâlâ görmekteyiz.
Yazımızı Kuran-ı Kerim’in Fatır suresi 43. ayetinin mealiyle bitirelim."Onlar yeryüzünde büyüklük taslamaları ve kötülüğe düşkünlükleri yüzünden haktan uzaklaştılar. Kötü tuzak ancak sahibinin başına geçer. Onlar evvelkilerin başına gelen helakın kendi başlarına da gelmesini de bekliyorlar. Zalimlerin azaba uğramsa Allah’ın kanunudur; sen bu kanunu değiştiremezsin. Azabı layık olandan başkasına çevirmekle de sen bu kanunu değiştiremezsin."



Tarih : 28.11.2006