Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

KANAAT VE HIRS

Kanaat : Aç gözlü olmayıp hırs göstermemek, kısmetinden fazlasına göz dikmemek. Helal ile yetinip haramı istememek. Gayr-i meşru şeylere tevessül etmemek. Az şeyi de olsa kısmetine razı olmak demektir.

Diğer bir tabirle, alın terinin neticesine ve kendisine takdir edilen şeye rıza göstermektir ki, çalışma şevkini artırır.

Kanaat tembellik değildir. Bilakis insanın çalışma azmini ve şevkini kamçılar.

Kanaat, insanın izzetli bir hayat sürmesini ve başkasına muhtaç olmamasını, onun eline bakmamasını temin eder. Hiç kimsenin minneti altında ezilmemesine vesiledir.

Kanaat, kazancın gelişi güzel yerlere sarf edilip israf edilmemesi demektir. İhtiyaç olmayan şeyleri alıp depolayarak altından kalkamayacağı borca girmemek demektir.

Tevekkül ve teslimiyeti yanlış anlayan veya işine geldiği gibi yorumlayan art niyetli insanlar için de diyorum ki “Kanaat mevcutla iktifa etmek demek değildir.” Daha çok çalışıp daha fazla insanlığa hizmet etmek demektir. Tevekkül; yapılacak bütün işlerde en ince teferruatına kadar sebeplere başvurup neticeyi Allah’tan beklemek demektir.

Şimdi bu konunun hırsla da yakinen alakası olduğu için ona da bir satır başı açalım.

Hırs: Aç gözlülük, tama’karlık, kızgınlık, şiddetli istek, arzu ve azgınlık manalarını taşır.

Hırs, hakkı olmayan bir şeyi elde etmek için hayatını feda etmek demektir. İllettir, zillettir. Sebeplerine başvurmadan bir şeyi elde etmeye çalışmaktır ki, o şeyin kaybına ve hasaretine sebeptir.

Hırsın, canlılar aleminde en geniş daireden, en küçük bir ferde kadar çok kötü neticelerini müşahede etmekteyiz. Buna karşılık tevekkül ile rızkı talep etmenin ne kadar güzel ve hoş neticeleri olduğunu da görüyoruz. Mesela bitkilerin hayvanlara nispeten hırs göstermeden rızıklarını aramaları, rahatça yaşayıp onlardan daha çok yavru beslemeleri, hayvanlardan tilki ve maymun gibi zeki hayvanların hırs ile rızık peşinde koşup çoğu zaman aç kalmaları ve bunların aksine aptal balıkların daima semiz görünmeleri, insanlık aleminde de Yahudi milletinin zillet ve sefaleti, diğer milletlerden yedikleri sille-i nefret gösteriyor ki: “Hırs sebeb-i mahrumiyettir; tevekkül ve kanaat ise vesile-i rahmet ve berekettir.”

Gerek ferdi ve gerekse toplumsal hayatımızda hırsın üç yönüyle kötülüğünü yaşıyoruz.

Birincisi: Hırs kanaatsizliğe kapı açıyor. Kanaatsizlik ise çalışma şevkini kırıyor. Şükür yerine şikayet ettiriyor, tembelliğe sürüklüyor. Meşru ve helal rızık yerine, gayr-i meşru ve külfetsiz bir serveti arattırıyor ve o yolda insana izzet ve haysiyetini feda ettiriyor.

İkincisi: Cenab-ı Hakkın, Hakim ismi gereği eşyayı yaratırken kainatta koyduğu, fıtri kanunlarda tertip ettiği basamaklara, hırslı bir insan riayet etmediğinden birden birinci basamaktan son basamağa atlayım derken düşer, ya belini ya da başını kırar, hedef-i maksuduna çıkamaz.

Üçüncüsü: Hırs yüzünden biriktirdiği malın vergisini devlete vermez. Fakirin hakkı olan ve kendisi hakkında da “Sebeb-i bereket ve belaların define vesile olan zekatını vermekten imtina eder.”

Bu sebeple hem dünyada, hem de ahirette o malın belasını çeker. Gayr-i meşru biriktirdiği malın varisleri tarafından nasıl harcandığını kabrinden görür. Kahrından kabrine sığmaz hale gelir..
Tarih : 01.06.2006
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ