Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

KANADA MEKTUPLARI (IV ) - BİZ VE ONLAR

Montreal halkının yaşantısını zaman zaman değerlendirip bizimle mukayese ediyorum. Ama lütfen bu değerlendirmeler yanlış anlaşılmasın. Bu benim batı hayranlığım anlamına gelmesin. Ben; iyinin, güzelin, faziletin ve insani değerlerin peşindeyim. O da bizi buralara kadar sürükledi.


Bu insanların dini hayatı pek yok gibi. Kilise çanları cumartesi ve pazar günleri çalıp duruyor, ama rağbet yok. Fakat insani değerlerine de diyecek yok. Merhum M.Akif’in dediği gibi “ Dinleri bizim işimiz gibi, işleri de bizim dinimiz gibi..”


Yozgat’ta bir komşumuzun tüpçüye telefon edipte, boş tüpü kapının önüne koyduğunu ve tüpçü gelinceye kadar boş tüpün nasıl buharlaştığını gören bir insan olarak, ya da kalabalık misafirlerinizi uğurlarken ayakkabılardan birkaç çiftinin yok olduğunu görüpte buradaki davranışlara gel de imrenme ?


Bizim çocukların kaldığı evin iki tarafındanda yol geçiyor. Bahçeli, etrafı çitle çevrili bir ev. Çocukların; şişme yüzme havuzu, bisikletleri ve bilumum büyük oyuncakları bahçede duruyor. İlk günde biraz tedirginlik yaşadım. “Aman bunları içeri alalım”dedim, “Baba gerek yok, burada hırsızlık olmaz” dediler.


Bununla beraber herkes ferdi yaşıyor. Evlerde çocuk yok, karı-koca bile herkes kendi hayatını yaşıyor, masraflarını kendi ödüyor. 18 yaşına gelen evlatlarını başından atıyorlar. Uyuşturucu yaşı çok küçük. Toplumsal hayatın gereği olan komşuluk, yardımlaşma yok.


Ama şu var. Bizimkilerin “Mösyö Malo” dedikleri bir ev sahibi var. Ay başından birkaç gün geçmiş kirayı ödemeyi unutmuşuz. Adam telefon açıyor ve ben çıkıyorum. Fransızca bilmediğimi, ingilizce konuşmasını istiyorum. Söylediği şey şu:“Kusura bakmayın, müsaitseniz kirayı almaya gelebilirmiyim ?” Buyurun bakalım ! Bizim memlekette sabahın köründe ayın ilk gününde kiracının kapısına dayanan ev sahiplerini ben çok iyi biliyorum.


Batı toplumu kendini yanlızlığa mahkum etmiş. Yaşlıları kilisenin ve devletin himayesinde. Aile yakınları veya aile dostları sadece Noel’de bir araya geliyormuş. Bizimkilerin orta yaşlı bir komşusu var.Tek başına yaşayan bir bayan. Arasıra küçük kız torununu bunun yanına bırakıyorlar. Sonradan öğreniyorum ki torunu için bakım ücreti alıyormuş.


Bütün himmetleriyle dünyada huzur ve lezzet almaya yönelen bu insanların son demleri çok acıklı.. Yanlızlığın sıkıntısı ile sabah erkenden eline köpeğini alıp dolaştıran kadın ve erkekler, buruşmuş suratlar ve soru işaretine dönmüş vücutları ile evlat-torun sevgisi yerine köpekteki sadakatla teselli buluyorlar. Zamanla evinden kovduğu, sevgi-hürmet beklediği evlatlar etrafında yok.


Yanlız insanlar, yanlış hayat tarzı. İşte batı toplumu.


Bizden kaçan ve kıymetini bilemediğimiz bazı değerleri almış, şimdilik onunla oyalanıyorlar.

Bir cümleyle özetlersek; “Biz binlerce kilometrelik mesafeye ve o kadar maddi-manevi külfete katlanarak, çocuklarımızı-torunlarımızı ziyarete gidiyoruz. Onlar, torunlarına ücret karşılığı bakıyorlar..!”

Tarih : 20.09.2005
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ