Ali DEMİRDAĞ

TAHLİL

yozgatgazetesi@yahoo.com

MERDİVEN ALTI İRŞAD EKİPLERİ

Bu konuya girerken özellikle şu hususu nazara vermek istiyorum: Bazı aklı evvellerin aklıyla ve basiretsiz teklifleriyle hareket edip; sırf Rıza-i İlahî istikametinde, yasal çerçevede İman-İslam ve Kur’ana hizmet edenleri ve bu ülkede yetişen genç nesli İslam ahlakıyla teçhiz etmenin gayreti içindeki cemaatleri de yasaklarsanız, bu konuda bir takım nâehilleri merdiven altına gönderirsiniz. Maalesef bu ülke, bir daha 15 Temmuzları yaşamaya tahammül edemez. Sapla samanı birbirine karıştırmayın!

Cenabı Hakkın kâinata koyduğu bir takım fıtrat kanunları vardır. Bunlara fizik kanunları da diyoruz. Yer çekimi, suyun kaldırma kuvveti vb. bu kanunlara uyulmadığı takdirde beşer bunun cezasını peşinen öder.

Aynen bunlara benzer insana da birtakım fıtrî kanunlar yerleştirilmiştir. Mesela: ruhuna ekilen bir hissiyat sayesinde insan; güzele, kemale, nizam ve intizama âşıktır. Bunlara meyleder ve bu konuda o hissiyatının tatminini ister. İşte insan, midesini doyurma ihtiyacını hissettiği gibi, ruhunu da tatmin etme ihtiyacı içindedir.

Bununla birlikte sonsuz istek ve arzuları olan, ama buna karşılık sınırlı bir güç ve kudrete sahip olan insanın şu kâinatta kurulu olan düzene (fıtrat kanunlarına) ve içinden gelen arzularına uygun bir hayat sürdürebilmesi için bu kâinatın sahibi insanı başıboş bırakmamış ve onları İlahî (semavî) rehberlerle irşad etmiştir.

Söz konusu bu semavî Rehberler (Peygamberler) kendilerine indirilen vahiyler istikametinde insanlığa yol göstermişlerdir. Ve bu hizmetlerinin karşılığında da insanlardan hiçbir ücret talep etmemişlerdir.

Şimdi geliyoruz asrımıza… Bu konuda muvazeneyi bozmamak, “Sıratı Müstakimden” ayrılmamak için ve dahi ifrat ve tefrite düşmemek için bu çizgide çok hassas hareket etmek mecburiyetindeyiz.

Evvela, şu hususu inkâr edemeyiz. “Din ve Dinî hizmetler hiçbir kimsenin inhisarına (tekeline) terk edilemez.” Her bir mümin kendi çapında “İ’layı Kelimetullah” ile mükelleftir. Yani bildiği bir hakikati; evladına, ailesine veya münasebeti olan birilerine bildirmekle yükümlüdür. Ve Hususî hayatında da ruhî tatmin dediğimiz, nefsini dizginleyecek, kendini nâmeşru şeylerden muhafaza edecek manevî bir disipline de ihtiyaç hissedebilecektir.

İşte bu sebepledir ki; vakıf, dernek, cemaat ve adını ne koyarsanız koyun (yasal ve meşruiyet çerçevesinde) insanların bir araya gelmesine engel olamazsınız. Bu bir sosyolojik kuraldır. Yani sosyal bir realitedir.

Ancak, Mer’i mevzuat çerçevesinde devlet olarak bu toplulukların kontrolü şarttır. Özellikle idarî ve malî yapıları sıkı bir kontrolden geçirilmelidir.

Son zamanlarda yaşadığımız acı tecrübeler bu kontrol mekanizmasının ihmalini gösteriyor. Bu cemaatlerin; özellikle siyasî ve ticarî faaliyetlerinin önü kesilmelidir. Bunu yaparken de ifrata gitmeden; bu konuda Allah için, vatan ve milletin menfaatine, özellikle genç neslin muhafazasına gayret eden ve hiçbir maddî ücret talep etmeden hizmet eden toplulukları da teşvik etmek, bu milletin istikbali için küllî bir maslahattır.

30.08.2018
OKUR YORUMLARI
Yozgat'ta Günün Haberleri
YOZGAT'TA 5 GÜNLÜK HAVA DURUMU
hava durumu
YOZGAT İÇİN GÜNÜN NAMAZ VAKİTLERİ