MİLLET ALEV SOLUYOR

9.Cumhurbaşkanı Sayın Süleyman Demirel’in, Türk siyaset sözlüğüne kazandırdığı terimlerden biri de yazımızın başlığını oluşturuyor.

Hafta sonu Sorgun ve köy ziyaretlerim oldu. Yozgat’ta yaşayan ve birazda bu meselelerde insanların dertlerini dinleyen birisi olarak beni karşılarında görünce köy halkı sanki ağız birliği etmişçesine başladılar şikayete :

Alternatif ürün ekin dediler, pancar ektik. Kotaları düşürdükleri gibi, fiyatları da 120’den 90 YTL’ye düşürdüler.

Buğdaydan bu sene verim alamıyoruz, verdikleri fiyat beş yıl öncesinin fiyatı. Halbuki gübre ve mazot fiyatları beşe katladı.. Doğrudan Gelir Desteği (DGD) geçen yıl dekar başına 16 iken bu yıl 10’a düştü. Süt ve yoğurdumuzu serbestçe satamıyoruz..

Bu mealdeki şikayetleri biri bırakıp biri başlıyor.

Bende bir sıkıntı başladı. Sanki iktidar partisinin temsilcisiymişim gibi.

Epeyce deşarj oldular. Ama adeta ağızlarından alev fışkırıyordu. Bu mazlum ve masum halkın (Çiftçinin) feryadından işin doğrusu çok korktum.

Derken, aman yangın var dediler. Evet, Cihanşarlı ve Osmaniye köylerinin tam birleştiği yerde yangın çıkmış ve ekinler yanıyordu. Bizim köy ve çevre köylerden traktörünü alan ve pulluğunu takan koşturmuş, oradaki tuğla fakrikalarının kepçelerinin de gayreti ile yangın kontrol altına alınarak çok şükür kısa sürede söndürüldü. Ama 300-400 dönümlük ekinlik arazi yandı.

Biz Sorgun Belediyesinin itfaiye araçları söndürür derken aracın biri tarlaya giremedi. Diğerinin de şoförünün bulunamadığı daha sonraki anonslardan anlaşıldı. Bunu duyan köylü: Şu Başkan ne olurdu Yozgatspor’a verdiği 100 Milyar TL ile sağlamca bir iki tane itfaiye aracı alamazmıydı? Diye şikayette bulundu.

Halka hizmet, hakka hizmettir diye kendilerini halkın hizmetine adayanlara sesleniyorum.

Bu köylünün feryadı, sadece 300-400 dönümlük ekini yakmaz. Bu feryat arşa kadar çıkar.

Ha unutmadan bir hususu daha ısrarla benden istediler. O da şudur:

Sayın vekillerimiz, resmi toplantıların dışında birebir gelsin, bizim problemlerimizi dinlesin diyorlar. Zira bu maksatla meclisin tatile girdiğini ve Sayın Başbakan’ın bunlara bu istikamette talimat verdiğini çok iyi biliyorlar. Daha doğrusu herkes her şeyi çok iyi biliyor.

ALLAH SENDEN RAZI

OLSUN İSMAİL TÜRÜT

Geçen yıl üç ay kadar Montreal (Kanada) ‘de kaldım. Orada yaşayan Türklerle sık sık bir araya geliyorduk. Kendimizi tanıttıktan sonra hemen herkesin; televizyonda Zekeriya Beyaz’ı dinlediğini ve sohbetlerinin özellikle yeni fetvalarının çok hoşlarına gittiğini söylüyor ve benden onun hakkında ne düşündüğümü soruyorlardı.

Ben bunlara ne desem? Hayır yanlış desem bunlara yazık. Doğru desem bana yazık olacak. En iyisi cevabı tehir etmek.

Bunlara diyordum ki : Bu soruların cevabını gelecek sene size vereyim. Zira biliyorum ki hoca, bir sene içinde ne çamlar devirecek ve camlar kıracaktır..

Aman diyorlardı seninki de Nasreddin Hoca’nın cevabı gibi oldu. Ne yapayım elimden gelen budur.

Şimdi bu sene cevabım hazır. Allah razı olsun İsmail Türüt; Hocanın icraatlarını bir bir saydı ve makamını da belirledi bu vesile ile karanlıkta kalan diğer incilerini de basından öğrendikten sonra hoca hakkında rahatlıkla konuşabiliriz artık.



Tarih : 21.07.2006